YÜCEL ÖZDEMİR / Köln
Almanya’da hafta sonundan bu yana en çok tartışılan konuların başında Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi geliyor. Geçtiğimiz perşembe günü ilk defa Suriye’nin başkenti Şam’a giden Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, kentte yaptığı gezinti sırasında karşılaştığı yıkım üzerine, “Şu anda Suriyelilerin geri gönderilmesi ancak çok sınırlı derecede mümkün” demişti. Zira karşılaştığı manzara, savaşın bitmesinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen olduğu gibi yerinde duran yıkım olmuştu. Wadephul’ın karşılaştığı manzara karşında sarf ettiği bu sözler ülkede geniş tartışmalara yol açtı.
Wadephul aynı konuşmasında, Suriye’den Almanya’ya gelen iyi eğitimli mültecilerin olduğunu da ifade ederek “Onlar nihai olarak hangi yolu seçeceklerine kendileri karar verebilir. Bizimle kalan, toplumumuza katkıda bulunan, entegre olan ve çalışan herkesi hoş karşılamaya devam edeceğiz” dedi.
Hükümet partisi ve aşırı sağcılardan tepki
Sol Parti ve Yeşiller, açıklamaların ardından Wadephul’a hak vererek destek çıktı. Wadephul’un partisi CDU, kardeş partisi CSU ve aşırı sağcı AfD ise bu açıklamaya tepki göstererek, mültecilerin sınır dışı edilmesi çağrısında bulundular. CDU/CSU Meclis Grubu Başkanı Jens Spahn ve Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt yaptıkları açıklamalarda Dışişleri Bakanına tepki gösterirken, Almanya’daki Suriyelilerin Suriye’nin yeniden inşasına katılmak için gönderilmeleri gerektiğini savundular.
Başbakan Merz’den sınır dışı talebine destek
CDU’lu Başbakan Friedrich Merz ise, sosyal medya hesabından dolaylı olarak Spahn ve Dobrindt’e destek verdi, Wadephul’un önerisinde karşı çıktı. Merz yaptığı açıklamada, “Suriye’deki iç savaş bitti. Artık Almanya’da sığınma hakkı için hiçbir neden kalmadı. Ülkelerine gönüllü geri dönmeyi reddedenleri elbette sınır dışı edeceğiz” dedi.
Merz, geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında da Türkiye ve Suriye’den gelen mültecilerin sınır dışı edilmesini gündemine almıştı. Suriye ile henüz normal ilişkiler kurulamadığı için Suriyelilerin Türkiye üzerinden ülkelerine gönderilmesi de seçenekler arasında yer alıyordu. Alman basınında Erdoğan-Merz görüşmesinde bu konuda bir ilerlemenin olduğuna dair bilgilere rastlanılmadı.
Merz, cihatçı Colani’yi Berlin’e davet etti
Öte yandan Merz, Eski Terör Örgütü Lideri Yeni ‘Suriye Devlet Başkanı’ Ebu Muhammed Colani’yi (Ahmet Şara) Berlin’e davet etti. Pazartesi akşamı bir toplantıda konuşan Merz, “Gecici Devlet Başkanı Ahmet Şara’yı Berlin’e davet ettim. Sınır dışıları birlikte konuşacağız” dedi. Merz’in 2026’da 5 eyalette yapılacak parlamento seçimleri öncesinde mülteci sayısını azaltmak için yoğun bir çaba içinde olacağı tahmin ediliyor. Söylemde aşırı sağcı AfD ile yarış halinde olan Merz, eylemde de AfD’nin istediklerini yapan çizgiye doğru hızla ilerliyor.
Suriyeliler gidecek mi?
Alevlenen açıklamalarla birlikte Almanya’daki Suriyeli mültecilerin durumu bir kez daha yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı. 2011’de savaşın başlamasından bu yana Almanya’ya değişik yollardan toplam 950 bin Suriyeli gelerek savaş nedeniyle koruma başvurusunda bulunmuştu. Sınır dışı edileceklerin başında ise ‘Çeşitli suçlara karışanlar’ın olduğu yazılmaya başlandı.
Bu kapsama giren 10 bin Suriyelinin olduğundan söz ediliyor. 650 bin Suriyelinin ise BM Cenevre Sözleşmesi uyarınca mülteci koruması veya sınırlı, ikincil koruma hakkı bulunuyor. Bu koruma, geldikleri ülkelerinde ölüm cezası, işkence veya keyfi şiddet tehdidi altında olan kişilere tanınıyor. Savaş bittiği gerekçesiyle koruma altındaki bu mülteciler geri gönderilebiliyor.
Süddeutsche Zeitung’un Federal İçişleri Bakanlığının verilerine dayandırarak verdiği bir haberde, Ağustos 2025 itibarıyla 951 bin 406 Suriyelinin Almanya’da bulunduğu belirtildi. Bunların 920’si geçici oturma izni statüsüne sahip değil ve ülkeyi terk etmek zorunda. Yine bakanlığın verilerine göre, Esad’ın devrildiği 8 Aralık 2024’ten Ağustos 2025’e kadar sadece 1900 Suriyeli gönüllü olarak ülkesine geri dönüş yaptı. 2011’den sonra Almanya’ya gelen ve vatandaşlık verilen Suriyelilerin sayısı ise 160 bin.
Kitlesel sınır dışı gerçekçi değil
Rakamlara ve açıklamalara bakılırsa yaklaşık 700 bin Suriyeli mültecinin en kısa zamanda sınır dışı edilmesi gerekiyor. Ancak bunun pek gerçekçi olmadığı da ifade ediliyor.
Nürnberg’deki Federal Çalışma Ajansına bağlı çalışan İş Gücü Piyasası ve Meslek Araştırmaları Enstitüsünün (IAB) verilerine göre, 2024 yılı sonunda yaklaşık 300 bin Suriyeli mülteci tam günlük bir işte istihdam ediliyordu. 350 bin kişi de devletten aldığı yardımlarla yaşamını sürdürüyor. Bu nedenle ‘10 bin suça karışmış Suriyeli’ dışında hedefteki kesimin devlet yardımları alanların olduğu söylenebilir.
Şimdiden bir işte çalışan, geçimini sağlayan, Almanca öğrenen ve iyi entegre olan Suriyelilerin sınır dışı edilmeyeceği ifade ediliyor. Bunu dile getirenler arasında İçişleri Bakanı Dorbrindt de var. Zira çalışan Suriyelilerin yüzde 62’si ulaşım ve lojistik, zanaat ve sağlık sektörü gibi önemli mesleklerde çalışıyor. Federal Tabipler Birliğine göre, Almanya’da 7 binden fazla Suriyeli tıp doktoru var ve bu en büyük ‘yabancı doktor’ grubunu oluşturuyor. Çoğu da taşra hastanelerinde çalışıyor.
Köln’deki Alman Ekonomi Enstitüsü (IW), birçok Suriyeli işçinin, ülkenin küresel ısınmaya karşı önemli olan, ısıtma ve iklimlendirme teknisyeni gibi eksik mesleklerde çalıştığını belirtiyor. 2011’den sonra Almanya’ya gelen yaklaşık 300 bin Suriyeli mülteci de değişik kurslara giderek dil öğrendi ve meslek sertifikası aldı. Bu da Suriyeli mültecilerin Almanya’da önemli bir iş gücü haline geldiğini, dolayısıyla kalifiye iş gücüne ihtiyaç duyulan koşullarda ‘işe yarayan’ Suriyelilerin tutulacağı, ‘işe yaramayanlar’ın ise sınır dışı edileceği anlaşılıyor.

