Written by 14:13 HABERLER

Daimler/Bremen: 761 işçiye ihtar!

İşçilerin kiralanmasına ve işlerin taşeron firmaya devredilmesine karşı Almanya’da en ciddi mücadele veren Daimler Bremen işçilerine karşı saldırılar devam ediyor. Son iki ayda 5 bin 500 işçinin katılımıyla dört kez greve çıkan işçilerden 761’ine ihtar verildi. Daimler patronu, işçilerin haklı mücadelesini “politik içerikli” ve “illegal” olarak değerlendirirken, fabrikadaki “Fransız tarzı”ndan şikayetçi olan IG Metall Şube Başkanı ise ihtarlara karşı sessizliğini koruyor.

 

Daimler Bremen’den görüştüğümüz bir işçi 11/12 Aralık gece vardiyasındaki havayı şöyle anlattı; “Zaten bir süredir fabrikada ortam gergin. Kasım ayında şeflerin taşeronlaştırma ve kiralık işçilerle ilgili planlarına karşı iki kez greve çıkmıştık. Aralık başında da yine grev yapılmıştı. Her grev sonrasında ustabaşları, şefler yanımıza gelip, ‘eğer bir daha greve çıkarsanız ihtar alırsınız ve bu dosyanıza işlenir’ diyorlardı. Hiç kimse onları dinlemedi. Saat 12’yi geçmişti aşağıdan bir grubun slogan atarak geldiğini gördük. Arkadaşlar, ’92 ek vardiya mı istiyorsunuz yoksa? İstemeyen dışarı gelsin!’ (“Wollt Ihr 92 Sonderschichten? Raus, raus, raus“) diye slogan atıyorlardı. Grubun geçtiği yerler boşaldı. Saat 01.00’da miting yaptık, konuşmalardan sonra herkes eve gitti.”

BİZ KARARLIYIZ…

Adının gazetede yayınlanmasının şimdilik iyi olmayacağını söyleyen işçi, “Zaten bir ihtar aldık, ikinci ihtarda işten çıkarabiliyorlar. Yanlış anlaşılmasın, korktuğumuzdan değil, korksak greve çıkmazdık. Greve çıkarken ihtar alacağımızı biliyorduk, buna rağmen greve çıktık. Ama şimdi ucuz kahramanlıkların zamanı değil” diyerek anlatımını sürdürdü.

Kararlı olduklarını belirten işçi, “Ama sadece Bremen’deki mücadelemizle bunu başaramayacağımız da ortada. Bütün işçilerin birlikte sürdürmesi gereken bir mücadele bu, sendikamızla birlikte. Bence her yerde bizim gibi mücadele edebilirler, ama mücadele etmek yerine temsilciler daha fazla işin taşeron firmalara devredilmesine göz yumuyorlar, kiralık işçilere sessiz kalıyorlar”  diye değerlendirmede bulunarak, “sanırsam Bremen’den iyi bir sinyal çıkacak. Umarım diğer fabrikalardaki arkadaşlarımız bunu görürler” dedi.

SADECE KENDİMİZ İÇİN DEĞİL…

İşçilerin kiralanmasını ‘insanlık dışı bir tutum’ olarak değerlendiren mücadeleci sendikacılardan Gerwin Goldstein ise gazetemize yaptığı açıklamada, “Bu sorun sadece Daimler Bremen’de yaşanmıyor, bütün fabrikalarda, işletmelerde işçilerin kiralanması, işlerin taşeron firmalara devredilmesi gündemde. Dolayısıyla biz sadece kendimiz için mücadele etmiyoruz” dedi.

15 Ocak günü Daimler Bremen yönetimiyle taşerona devredilecek bölümle ilgili son görüşmelerini yaptıklarını söyleyen Goldstein, “Yönetim 143 işçinin işini kapsayan bölümü taşerona devretmekten vazgeçmeyeceğini söyledi. Yasal olarak temsilciliğin yapacak bir şeyi yok, işveren bu kararı tek başına alabiliyor” dedi.

Noel ve yılbaşı arası işçilere ihtarlar gelmeye başladığını ifade eden sendikacı, “Bizde hemen bir imza kampanyası başlattık. Fabrika içinde 4 bin 500 imza topladık. Her imza veren işçiyle sorunu tartıştık ve mücadelenin nasıl devam edebileceği üzerine konuştuk” diyerek değerlendirmelerde bulundu.

IG METALL SESSİZLİĞİNİ KORUYOR

IG Metall şube yönetiminin ihtarlarla ilgili tutumunda bir değişiklik olmadığını sözlerine ekleyen Goldstein, “Şube Başkanı Volker Stahmann ihtarlarla ilgili sessizliğini koruyor, sendikamızın merkezinden de olumlu bir tutum bize yansımadı. Sonuçta tutum almamakta bir tutumdur” dedi.

İşçilerin kiralanmasının, taşeron firmaların yaygınlaşmasının tümden yasaklanması gerektiğini savunan sendikacı, “IG Metall’den Stahmann, haftalık çalışma günlerinin altıya çıkabileceğini, işçi kiralanması ve taşeron firmalarla ilgili akılcı çözümlerin mümkün olduğunu söylüyor. Bu tutum bir bütün olarak işçilerin mücadelesine zarar veriyor” dedi.

Almanya’daki bütün Daimler fabrikalarından kendilerine mesajlar geldiğini belirten Goldstein, “Tek tek işçilerden mailler geliyor, işyerlerinde mücadele eden küçük gruplar bize dayanışma içinde olduklarını belirten mailler gönderdiler. İşyeri temsilciliklerinden sadece mücadeleci olanlardan, alternatif listelerden bize mesajlar geldi. Diğerlerinden, biz onlara ‘resmi temsilciler’ diyoruz, hiçbir şey gelmedi” diye konuştu.

GREV HAKKI GREV YAPILARAK KORUNUR!

Tekel yönetimi için işçilerin grevi, “politik içerikli” ve “illegal”. İşçilerin, işçi kiralanmasına karşı çıkmalarını, işlerin taşerona devredilmesini engellemek için yaptıkları eylemleri, dağıttıkları bildirileri, işyeri toplantılarında kürsüden yaptıkları konuşmaları ise, “yüksek düzeyde mızmızlanma” olarak yorumlayan Daimler Yönetimi adına yapılan yazılı açıklamada, “Çalışanlarımız imzaladıkları iş sözleşmelerine aykırı davrandıkları için ihtar aldılar. Bunun başka bir nedeni yok” denildi.

Daimler emekçilerinin grevli mücadelesine tekel patronları bütün olanaklarıyla saldırıyorlar, işçilere ihtar verip, işten atmakla tehdit ediyorlar. Bütün bunlar Kuzey Almanya’da yaşanırken Berlin’de grev hakkını gasp etmek için son adımlar atılıyor. Zaten olağanüstü sınırlı olan grev hakkını gasp etmek için sermaye, hükümeti ve işbirlikçi sendika yönetimleri tarafından ortak hazırlanan yasa taslağı önümüzdeki aylarda görüşülmeye başlanacak ve 26 Mart günü karar altına alınacak.

İşte tam bu nokta da Bremenli Daimler emekçilerinin verdikleri mücadelenin neden sadece kendilerini ilgilendirmediği ortaya çıkıyor. İşçi kiralanmasına ve taşeronluğa karşı daha iyi çalışma koşulları için verilen mücadele işin bir yanı, diğer yanı ise grev hakkının korunması için verilen mücadeledir. Grev hakkı lafla değil grevle korunur, Daimler işçileri bugün bunun da mücadelesini veriyorlar. Onları yalnız bırakmayalım!

 

SERDAR DERVENTLİ

 

Dayanışma mesajları için:

Daimler Bremen’deki işçilerin, işçi kiralanmasına ve taşeronluğa karşı daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleye destek için aşağıdaki mail adresine dayanışma mesajı gönderebilirler, yine bu adres üzerinden ilişki kurabilirler.

Gerhard Kupfer: g.kupfer@arcor.de

Close