Written by 17:12 uncategorized

Daimler’in planları büyük

Lüks otomobil üretiminde BMW ve Audi’nin arkasında üçüncü sıraya düşen Daimler, 2012 ve 2013 yıllarında üretkenliği yüzde 20 artırmayı hedefliyor. Bu da işçi ve emekçiler üzerindeki baskı ve sömürünün hızla artacağını gösteriyor.

Dünyanın en lüks otomobillerini üreten Alman tekelleri arasında rekabet giderek kızışıyor. Bir süre öncesine kadar en fazla araç satan Daimler tekeli (Mercedes, AMG ve Maybach modelleri) bu yıl yerini BMW’ye bıraktı. Bu yetmezmiş gibi ikinciliği de VW tekeline bağlı Audi’ye kaptıran Daimler, durumu düzeltmek üzere “MBC 2020” planını hazırladı.
Buna göre binek araç satışını 2012 yılında 1,52 milyona çıkarmayı planlayan Daimler, 2013 yılında ise bu rakamın 1,67 milyona çıkarmayı hedefliyor. Tekel yönetimi tarafından “Automotive News Europe”e yapılan açıklamada, üretim ve satış sayılarındaki artışın yeni personel alımına neden olmayacak şekilde örgütleneceğini belirtildi. Bu ise tekelin üretkenliği 2013’e kadar yüzde 20 artırması, yani aynı işçi sayısıyla daha fazla üretim anlamına geliyor.
Daimler hedefine ulaşması durumunda bile bunun tekelin yeniden zirveye yerleşeceği anlamına gelmiyor. Nitekim BMW Grubu (BMW, Mini ve Rolls Royce) 2011 yılını tam 1,67 milyon araç satışıyla kapadı. BMW’nin yakın takipçisi ise VW tekelinden Audi. 2011 yılında satışlarını yüzde 19,2 artırarak 1,302 milyon aracı tüketiciye ulaştıran Audi özellikle Çin ve ABD pazarında daha fazla araç satmak için özel satış yöntemlerine başvurmayı planlıyor.
Zaten olaya tekel üzerinden bakıldığında dünyanın en büyük lüks araç üreticisi çoktandır VW tekeli olduğu görülmekte. VW tekeli, VW markası altında ürettiği Phaeton isimli lüks otomobilin yanı sıra marka olarak lüks otomobil kategorisinde olan Audi, Bentley, Lamborghini, Bugatti ve tabi en son olarak tekelin çatısı altına giren Porsche markaları bulunuyor.
“SAĞLIKLI REKABET OLACAK”
Alman otomobil tekellerinin en büyük sorun olarak ileri sürdükleri şey ise kâr marjının “düşük”(!) olması. Oysa verilere bakıldığında bunun gerçeği yansıtmadığı rahatlıkla görülmekte. Özellikle 2011 yılında Audi, BMW ve Daimler kâr marjlarını ciddi bir oranda artırdıklarını gözlemlemek mümkün.
2010 yılında kâr marjı yüzde 6,33 olan BMW (kutuya bkz.) bu oranı daha 2011 ilk çeyreğinde yüzde 11,9’a çıkartarak neredeyse ikiye katlamıştı. Audi ise aynı sürede kâr marjını yüzde 10,6’ya çıkartırken Daimler yüzde 9,3’e çıkarmıştı. 2011 sonunda bu oranların hangi düzeyde olduğu henüz açıklanmasa da düşmediği biliniyor.
Fakat bu kâr marjları tekel patronlarına yetmiyor ve pazardaki pastadan daha fazla pay kapmak için kıyasıya devam eden rekabeti daha da yükseltmek için yeni planlar hazırlıyorlar. Lüks araç üreten Alman şirketlerinin bütün pazarlarda atılım içinde olduğunu ve bunu yeni teknolojik gelişmeler içinde gerçekleştirdiklerini söyleyen Daimler tekelinin mali işlerden sorumlu müdürü Bodo Uebber, “Önümüzdeki süreçte rekabet artacak. Ama bu çok sağlıklı, yeniliklere neden olan, kamçılayan bir rekabet olacak” dedi.
Tekellerin kârlarının artması için rekabet sağlıklı olabilir ama işçiler için bu rekabetin sağlıklı olmayacağı ise şimdiden söylenebilir.
Uebber, Daimler’de bütün üretim süreçlerinin gözden geçirildiğini, üretim süreçlerinin sürekli iyileştirilmesi için adımların atıldığını ve hedeflerini belirlendiğini sözlerine ekledi. Örnek olarak ise bugün 11,7 saate üretilen şanzımanın 2015 yılına kadar 9,5 saate düşürüleceğini söyledi. Benzeri planlar diğer bölümler içinde hazır. Örneğin Bremen’deki üretilen araç sayısı 257 binden 327 bine çıkartılması hedefleniyor.
Daimler Untertürkheim’de mücadeleci sendikacılar tarafından yayınlanan “Alterative” isimli dergide, yönetim kurulunun hedeflerine ulaşmak için önümüzdeki yıllarda çok daha hızlı çalışmak zorunda kalınacağına dikkat çekilirken, “İşin yoğunlaşması, stresin artması bütün bunlar bir avuç hissedarın ve şeflerin refahının artması için yapılacak. Buna karşılık teşekkür olarak ise işten atmalar gündeme gelecek. Bunu sineye çekip çekmeme bizim elimizde” denildi. (YH)

Close