Written by 13:40 HABERLER

DİDF: Alman vatandaşlığı önündeki engeller kaldırılmalı

Demokratik İşçi Dernekler Federasyonu, Federal Hükümet tarafından geçen hafta karar altına alınan yeni Vatandaşlık Yasası dolayısıyla yaptığı açıklamada, iyileştirmelere rağmen vatandaşlığa geçişin önüne engellerin konulduğuna dikkat çekti. Yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi: “Federal Hükümet, 23 Ağustos’ta vatandaşlık yasası reformunu açıkladı ve ekonomik açıdan kalifiye işgücünü Almanya’ya çekmeyi amaçladığını bir kez daha açıkça belirtti.

Bu vatandaşlık reformu aslında gecikmişti. Almanya’da 12 milyon insan Alman pasaportuna sahip değil. Bunların içinde on yıldan daha uzun süredir burada yaşayan beş milyondan fazla göçmen var. Vatandaşlık konusunda  Avrupa ülkeleri arasında Almanya oldukça geride kalmış durumda. Engelleyici şartlar birçok kişi için vatandaşlığa geçişi zorlaştırıyor.

İlk bakışta, mevcut reform, vatandaşlığın beş yıl yerine sekiz yıl – bazı durumlarda ise üç yıl – içinde alınabileceği ve mevcut vatandaşlıktan vazgeçmeye gerek olmadan (çifte vatandaşlığın tanınması) alınabileceği bir adım gibi görünüyor. Ancak satır aralarında, vatandaşlık kazanımı için süre kısalsa da koşulların zorlaştırıldığı görülüyor. Çünkü şimdiye kadar vatandaşlık hukuku gereğince, „kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu aile üyeleri için … yardım almadan geçinebilme veya yardım almanın sorumluluğunu taşıyamama durumu“ halinde vatandaşlık kazanımı hakkı bulunuyordu. Ancak yeni reformla yalnız yaşayan ebeveynler, öğrenciler/stajyerler, yaşlı insanlar veya bakıma muhtaç aile üyeleri için vatandaşlık kazanımı daha da zorlaşıyor.

Güvenceli bir işin zor bukunduğu bugünkü koşullarda ve prekarya istihdamın ve düşük ücretlerin genişlediği dönemlerde, birçok insan için ailenin geçimini sağlamak neredeyse imkansız. Konut piyasası da uygun büyüklükte bir konut bulmayı neredeyse olanaksız hale getiriyor. Ayrıca, özellikle göçmenlerin bu sorunlardan daha fazla etkilendiği  bilinmektedir. Bu bağlamda, işsizlik, yetersiz gelir veya yetersiz  konutun insanların isteğine veya dileğine bağlı olmadığı, mevcut sosyal ve siyasi koşulların bir sonucu olduğu açıktır. Sonuç olarak, göçmenlere vatandaşlık kazanımı için bu engelleri koymak yerine iş, yeterli geçim ve yeterli büyüklükte konut için koşulları sağlamak yaklaşımı olmalıdır.

Ayrıca, „değerlerimizi paylaşmayanlar Alman olamaz“ şeklindeki ifade, İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in basın toplantısında belirttiği üzere, hükümetin entegrasyon, kabul ve bir arada yaşamaktan anladığı politikasının ifadesidir; tehditler, düzenlemeler ve baskı. Bu tavır ne davetkar ne de motive edicidir!

Biz DİDF olarak, 60 yılı aşkın bir göç sonrası, engelsiz bir vatandaşlık hakkının artık zorunlu olduğunu düşünüyoruz. Siyasetçilerin göçmenleri „daha iyi“ veya „daha kötü“ diye sınıflandırması ve böylece ayrımcılığı derinleştirme poltikasından vazgeçilmelidir. Engelsiz vatandaşlık kazanımını mümkün kılmak, politik liderlerin cömertliği veya merhameti değil, daha iyi bir bir arada yaşam için koşulları sağlama sorumluluğuna ve görevine aittir”

Close