Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu, Türkiye-Suriye arasında yükselen savaş çığılıklarına tepki göstererek, Akçakale’de 5 insanın hayatına mal olan provokasyona savaşla yanıt vermenin bölgeyi savaşın içine çekeceğine dikkat çekti.
DİDF Yönetim Kurulu tarafından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:
Türkiye’de AKP Hükümeti tarafından izlenen dışpolitika Türkiye’yi savaş bataklığına sürüklemiş bulunuyor. Hükümetin ısrarla sürdürdüğü savaş politikası sonucu, savaş hattına dönüştürülen Türkiye-Suriye sınırında her gün yeni provokasyonlar ve katliamlar yaşanıyor.
Çarşamba günü Suriye tarafından atılan bir top mermisinin isabet ettiği Akçakale’de 5 yurttaşın hayatını kaybetmesinin ardından TSK tarafından misilleme yapılarak Suriye’deki sivil yerleşim yerlerinin topa tutulması ve onlarca Suriyelinin hayatını kaybetmesi de Akçakale’de hayatını kaybedenlerin durumu kadar acı ve kabul edilemezdir. Hükümetin, medyanın, savaş tacirlerinin alkış tutuğu bu durum hiç de övünülecek bir gelişme değildir.
Uludere (Roboskî) katliamından bu yana sınırlarını adım adım savaş alanına ve katliam ortamına uygun hale getiren AKP Hükümeti, komşularıyla savaşın eşiğine gelmiş bulunuyor. İçeride Türk-İslam birliği üzerine politika inşa eden, Ortadoğu’da Sünni-İslam birliği sağlayarak savaş peşinde koşan AKP Hükümeti, Türkiye’yi tehlikeli bir eşiğe getirmiş bulunuyor.
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri de bu süreçte sürekli Türkiye ve Suriye Özgür Ordusu’na verdiği destekle bu politikayı teşvik etmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, son provokasyonu fırsat bilen Avrupa ve ABD, Türkiye tarafını sakinleştirme yerine destek açıklamalarıyla savaşın içine çekerek, Esad rejimini bir bölge savaşıyla devirmenin hesaplarını yapıyorlar.
Bölgede Türk, Kürt ve Arap halkları arasında barış, eşitlik, özgürlük ve kardeşliğin gelişip güçlenmesini isteyen Federasyonumuz, Türkiye ve Suriye yönetenlerini savaş politikalarından vazgeçmeye, Avrupa ülkelerini yangına körükle gitmekten vazgeçmeye, sorunların barış ve diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulunuyor.
