23 Şubat’taki federal seçim öncesinde göç, en çok konuşulan konulardan biriydi. Seçimler geride kalmışken artık asıl mesele göç konusunda en sert söylemi bulmak değil, hükümet kurmak. Kendisinden önceki trafik lambası hükümetinden daha iyisini yapması beklenen bir hükümetle karşı karşıya kalacağız. Soru şu; hangi hükümet daha iyi ve kimin için?
Trump’ın seçilmesiyle küresel siyasi gelişmeler ivme kazandı. Asıl dönüm noktasının şimdi yaşandığı anlaşılıyor. Trump sıklıkla bir “bahane” olarak kullanılıyor. Artık her şeyin çok hızlı gerçekleşmesi gerekiyor. Başarısız bir parlamentonun, olası bir hükümet için öneriler konusunda hızlı bir karara varması bekleniyor. CDU/CSU ve SPD liderleri birçok konuda hemfikir. Gelecekte savunma harcamaları borç freninin dışında tutulacak. Rakamlarla ifade etmek gerekirse bu, silahlanma ve askeriye için yılda 60 milyar dolara kadar daha fazla paranın ayrılacağı anlamına geliyor. Göç politikasında artık çok daha sert bir politika izlenecek. Her iki taraf da göçü önemli ölçüde sınırlama konusunda anlaştı. Artık göçü kontrol etmek değil, gelenleri geri püskürtmek söz konusu. Göçmen sayısının önemli ölçüde azalmasına rağmen, Avrupa’daki komşularla görüş alışverişinde bulunulduktan sonra da olsa, sınırlarda göçmenlerin sert bir şekilde reddedilmesi gerekiyor. Aile üyelerini getirmek neredeyse imkânsız. Federal Polis, ülkeyi terk etmesi gereken kişileri gözaltına alma veya tutma izni gibi genişletilmiş yetkilerle bir geri gönderme harekâtı uygulayacak.
Muhtemel yeni CDU ve SPD hükümetinin sosyal politikada kesintiler ve kısıtlamalar yapmayı öngören planları göz önüne alındığında toplumdaki ruh hali ve hoşnutsuzluk da artacak. Bu toplumsal ve siyasal sıkıntılar göçmenler ve mülteciler sırtından yaşanmaya devam edecek.
Bu alanlarda faaliyet gösteren pek çok örgüt ve dernek, CDU ve SPD’nin yaptığı anlaşmaları eleştiriyor. Göç politikası adeta bir kömür yığınının üzerinde duruyor ve tek bir kıvılcım, geçmiş tartışmaları geride bırakacak şekilde tartışmaları yeniden alevlendirmeye yetecek.
KONFERANSLA İLGİLİ BİLGİLER
DIDF (Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu) bu vesileyle göç ve göç politikasındaki gelişmeleri gözden geçirecek ve daha iyi bir arada yaşama perspektifini tartışacak bir konferans düzenliyor. Konferans Ruhr Üniversitesi’ndeki Sosyal Hareketler Enstitüsü ile işbirliği içinde düzenleniyor.
11 Nisan 2025 tarihinde 12:00 – 17:30 saatleri arasında Kunstmuseum Bochum, Kortumstraße 147, 44787 Bochum adresinde gerçekleşecek.
Konferansa katılanlar: Prof. Dr. Helen Baykara-Krumme, Prof.Dr. Karen Schönwälder, Max Planck Dini ve Etnik Çeşitlilik Çalışmaları Enstitüsü, Prof. Dr. Stefan Berger, Ruhr Üniversitesi Bochum Sosyal Hareket Enstitüsü Müdürü, Dr. Friederike Römer ve Dr. Ramona Rischke, Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezi (DeZIM), Nihat Öztürk, IG Metall Düsseldorf eski yöneticisi, “Gelbe Hand” yönetim kurulu üyesi, Rosa Luxemburg Vakfı NRW danışma kurulu.
Ayrıca sendikalar, göçmen örgütleri, kadın dernekleri ve mülteci yardım kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağı bir kapanış paneli düzenlenecek.