Written by 15:42 HABERLER

DİDF: NSU’nun ortaya çıkmasının üzerinden iki yıl geçti; ama bir arpa boyu yol alınamadı

 DİDF Yönetim Kurulu, ırkçı terör örgütü NSU’nın 9 göçmen esnafı ve bir Alman polisi öldürdüğünün açığa çıkmasının 2. yıldönümünde yaptığı açıklamada, ırkçı katillerin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması çağrısında bulundu.

Irkçı terör örgütü NSU’nun 4 Kasım 2011’de, 2000 – 2007 yılları arasında Almanya’da seri cinayetler halinde 8’i Türkiye kökenli, biri Yunanistan kökenli olmak üzere toplam 9 esnafı ve bir Alman polisi katletmesinin açığa çıkmasının üzerinden tam iki yıl geçti. Bu iki yıl içinde kurulan araştırma komisyonları, hazırlanan iddianame ve devam etmekte olan davaya rağmen, katillerin sadece “üç kişi”den ibaret olduğu tezinden hareket ediliyor.

Halbuki, bugüne kadar ortaya çıkan bilgi ve belgeler 9 göçmen esnafı ve bir Alman polisi öldüren terör örgütü gösterilenden çok daha büyük ve bağlantıları da çok daha derinde ve geniş kesimleri kapsamaktadır. En son kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, iki ırkçının öldürüldüğü karavanın içinde başka bir kişiye ait DNA izlerinin olduğuna yönelik bulgular da bu yöndeki iddiaları güçlendiriyor.

Bunların başında eyalet istihbarat örgütleri gelmektedir. İki yıl içinde kamuoyuna yansıyan bilgelere bakıldığında, Doğu Almanya’daki ırkçı örgütlemenin devletin istihbarat elemanları tarafından oluşturulduğu, finanse edildiği ve NSU’nun da bu koşullar içerisinde ortaya çıktığını açık olarak gösteriyor. Keza, Kassel’de Halil Yozgat’ın öldürülmesi sırasında olay yerinde bulunan ve “Küçük Adolf” olarak adlandırılan istihbarat elemanın açıklamaları ne kamuoyunu ne de mahkeme heyetini ikna etmemiştir.

Ancak buna rağmen, istihbarat örgütlerinin yöneticiler “zafiyetlerini” kabul ederek istifa ettikleri halde sorumluluk üstlenmiş değiller.

Halbuki, NSU Davası Almanya’da devletin ve onun istihbarat örgütlerinin bugüne kadar ırkçılıkla mücadele konusundaki yanlış politikalardan dönülmesi, ülkede bundan sonra ırkçı cinayetlerin yaşanmaması için büyük bir fırsat sunmuştu.

Bu nedenle, Almanya’da bir kez daha yabancı düşmanlığı, ırkçılık nedeniyle insanların canının yitirmemesi isteniyorsa, NSU’lu katillerin kimlerle bağlantılı oldukları, kimler tarafından yönlendirildikleri bütün ayrıntılarıyla açığa kavuşturulmalı ve sorumlular ağır bir şekilde cezalandırılmadır. Ayrıca ırkçılık karşıtı kamu çalışmasına yeterli kaynak ayrılmalı, faşist örgütlerin tümü yasaklanmalıdır.

Çünkü; sadece bir kaç Neonazi katilin hapse atılması, istihbarat örgütlerinin başkanlarının görevden alınması yetmiyor.

Gerçek anlamda bir hesap sorulmadığı taktirde, başta Türkiye’den gelen göçmenler olmak üzere, bu ülkede yaşayan bütün göçmenler, antifaşistler ve demokratlar, istihbarat örgütleri ve devletin kendisinin bu cinayetlerle bağlantısı olduğunu düşünmeye devam edeceklerdir.

Bu nedenle, cinayetlerin ortaya çıkmasından sonra devlet adına siyaseten dilenen özrün devamı gelmeli, sorumlular cezalandırılmalı, bütün ırkçı faşist örgütler yasaklanmalı, antifaşist gösterilerin kriminalize edilmesinden vazgeçilmelidir.

Close