Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) tarafından Cumartesi günü Essen’de Grugahalle’de gerçekleştirilen “Solingen ve Sivas katliamlarının 20. yılında barış ve dayanışma için Emek Şenliği”ne, Almanya’nın dört bir yanından binlerce kişi katıldı. Irkçılığın ve gericiliğin lanetlendiği etkinlikte yapılan konuşmalarda Türkiye’de devlet terörü ve AKP Hükümeti protesto edilirken, özgürlük ve demokrasi adına gelişen halk hareketiyle dayanışma mesajları verildi.
TÜRKİYE İLE DAYANIŞMA DAMGASINI VURDU
DİDF’in düzenlediği Emek Şenliği’ne bu yıl Türkiye’de AKP Hükümeti’ne karşı özgürlük ve demokrasi için başlayan direnişle dayanışma damgasını vurdu.
Etkinlik, Grugahalle önünde bir mitingle başlarken, şenlikte sahne almak için İstanbul’dan gelen Grup Bandista üyeleri megafonla kalabalığa seslenip şarkılarını seslendirdiler, Taksim Meydanı’ndaki direniş hakkında bildiler verdiler. Slogan ve alkışlarla Türkiye’deki direniş hareketini destekleyen kalabalığa hitaben Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da bir konuşma yaptı. Bu öfke patlamasının arkasında AKP Hükümeti’nin yıllar süren baskı ve zulmü bulunduğuna dikkat çeken Gürkan, Almanya ve Avrupa’da yaşana emekçilerden ve demokratik kamuoyundan destek ve dayanışma beklediklerini söyledi.
Şenlik boyunca gerek kürsüye çıkan konuşmacılar gerek sahne alan sanatçılar gerekse salonu dolduran kalabalık, Taksim’de başlayıp bütün Türkiye’ye yayılan halk hareketiyle dayanışma mesajları verdiler.
ETKİNLİK PANEL VE KONFERANSLA BAŞLADI
Etkinlik çerçevesinde Gazeteci-Yazar Aydın Çubukçu, BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani ve DİDF Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Avgan’ın katılımıyla Türkiye ve Ortadoğu’daki gelişmelerin ele alındığı bir konferans düzenlendi.
Bu konferansa paralel olarak ayrıca Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen, DİDF Başkanı Özlem Alev Demirel, Yeşiller Partisi Milletvekili Memet Kılıç ve SPD Milletvekili Daniela Kolbe’nin konuşmacı olarak katıldığı “Solingen’den NSU’ya Almanya’da ırkçılık” adlı bir panel gerçekleştirildi.
DİDF’in geleneksel olarak iki yılda bir yaptığı etkinlik bu yıl, Solingen ve Sivas katliamlarının anlatıldığı bir filmle başladı.
2008’de ırkçı saldırıda dayısını kaybeden Gabi Krüger ve Sivas Katliamı’nda eşi Hasret Gültekin’i kaybeden Yeter Gültekin yaptıkları konuşmalarda ırkçılığa, gericiliğe ve karşı din, dil, ulus farkı gözetmeden birlikte mücadele mesajları verdiler.
Daha sonra sahneye davet edilen DİDF Genel Başkanı Özlem Alev Demirel, Türkçe ve Almanca olarak yaptığı konuşmada, 30 yılı aşkın bir süredir Almanya’da Alman emekçileriyle ırkçılığa, ayrımcılığa, sosyal hak gasplarına, yoksulluğa karşı mücadele ettiklerini ifade etti.
İstanbul’da başlayıp Türkiye geneline yayılan demokrasi direnişinin ve devlet terörünün Almanya’da da büyük bir yankı uyandırdığını söyleyen Demirel, “Buradan İstanbul’da ve diğer kentlerde AKP’ye karşı alanlara çıkan emekçilerin mücadelesini selamlıyor ve dayanışma mesajlarımızı gönderiyoruz. Onların mücadelesi bizlerin de mücadelesidir” dedi. Demirel ayrıca aynı gün Frankfurt’ta mali sermayeye karşı gerçekleştirilen Blockupy eylemiyle dayanışma içerisinde olduklarını da ifade etti.
LAFONTAİNE VE BSİRSKE’DEN MESAJLAR
Emek Şenliği’ne konuşmacı olarak katılan Sol Parti’nin önemli isimlerinden Oskar Lafontaine ve Verdi Genel Başkanı Frank Bsirske de yaptıkları konuşmalarda hem ırkçılığa ve ayrımcılığa hem de Türkiye’deki devlet terörüne karşı mesajlar verip yerli ve göçmen emekçilerin birlikte mücadelesinin önemine değindiler..
Oskar Lafontaine konuşmada DİDF’in düzenlediği etkinliklere severek katıldığını belirterek savaşa, yoksulluğa ve kiralık işçiliğe karşı yerli ve göçmen işçilerin kol kola mücadele etmesi çağrısında bulundu. Lafontaine, sosyal adaletsizliğe karşı verilecek etkili bir mücadelenin ırkçılığa da en iyi yanıt olacağını belirtti ve konuşmasını Türkçe Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim” dizeleriyle tamamladı.
Etkinlikte ayrıca Birleşik Hizmet Sendikası (ver.di) Genel Başkanı Frank Bsirske, DİDF Gençlik temsilcisi, Kasım ayında toplu iş sözleşmesi için greve çıkan Neupack işçileri adına Murat Güneş, BDP Hakkari Miletvekili Adil Zozani de birer konuşma yaptılar.
MÜZİK DANS TİYATRO
Şenliğin kültürel programı çerçevesinde sahne alan sanatçılar da Türkiye’deki halk hareketiyle dayanışma mesajları verdiler.
Erkan Oğur-İsmail Hakkı Demircioğlu deyişlerden oluşan bir konser verirken, Mikail Aslan-Cemil Qocgiri Yazaca türküleriyle, Erdal Bayrakoğlu ve Bandista hareketli parçalarıyla izleyenlerin alkış ve beğenisini topladı. Deniz-Yasemen İlhan ikilisi ve Bochum Emek Korosu da seslendirdikleri parçalarla geceye ayrı bir renk kattılar. Şenlikte ayrıca Makedonya Halk Dansları Topluluğu dans gösterisi, Berlin DİDF Gençlik üyeleri de savaşa karşı ve Türkiye’deki direnişle dayanışma mesajlar içeren tiyatral bir sahne gösterisi sundular. (YH)
KUTU
Sınıfın birliği adına önemli mesajlar verildi
Selma Gürkan, Emek Partisi Genel Başkanı:
Her yönüyle zengin bir program vardı. Ben bu etkinlikte iki önemli mesaj aldım: İlki, göçmen emekçilerin, bulundukları ülkenin işçi sınıfıyla birleşmesi, dayanışması ve ortak mücadele içinde olması yönündeki mesaj. Alman emekçileri adına konuşan temsilcilerin de bu yönde olumlu mesajları oldu. Sınıfın birliği açısından bunu değerli ve önemli buluyorum. Bir diğer önemli mesaj da kendi hükümetlerinin savaş politikalarını eleştirmeleriydi.
Bu arada hem kürsüden hem salondan Türkiye işçi sınıfına ve ezilenlerine yönelik verilen dayanışma mesajları da oldukça anlamlıydı.
Gençlerin yoğunluğu sevindirici
Mikail Aslan, Sanatçı:
Yoğun bir katılım var özellikle gençlerin çok olması beni sevindirdi. Son dönemlerde Ortadoğu ve bölgede dikkat çeken bir milliyetçilik, etnik-dini ve mezhepsel bir bölünme sözkonusu. Yine Solingen ve Sivas katliamlarının özel bir tema olarak seçilmesini yerinde ve anlamlı buluyorum. Irkçılığa, milliyetçiliğe ve baskılara karşı her zaman mazlumların yanında olacağız ve birleşeceğiz. Ver biz mağdurlar birleşip büyüdükçe gaddarların saltanatı sallanacak. Çünkü onlar hep bizim parçalanmışlığımız üzerinde yükselmiştir. Ayrıca yeni albümüm ilk kez bu etkinlikte müzikseverlerle buluşuyor, bundan dolayı da ayrıca mutluyum.
Bsirske: DİDF’le beraber yürüyoruz
Emek Şenliği’ne katılan Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Genel Başkanı Frank Bsirske sorularımızı yanıtladı.
Sayın Bsirske iki yıl önce de DIDF’in merkezi etkinliğine katılmıştınız. Bu etkinlikler hakkında neler söylemek istersiniz?
Birlikteliği öne çıkararak göçün üzerinden bu kadar yıl geçmesine rağmen yaşam merkezi burası olan insanların yaşama ve çalışma koşullarının gündeme getirilmesini çok doğru buluyorum. Önemli olan bu koşulların iyileştirilmesi ve yaşamın ortak biçimlendirilmesi yönünde çaba harcamaktır.
DİDF, bu konuda çaba gösteren çok az sayıdaki göçmen örgütünden birisi…
Evet, gerçekten DİDF sendikal alanda çok aktif bir örgüt. Bizler enternasyonalistler olarak sendikalar içinde yerli ve göç kökenli emekçilerin çalışma ve ücret koşullarının iyileştirilmesi için mücadele ediyoruz. Göçmen kökenli emekçilerle aynı sorunlara sahibiz. Bu DİDF’in de çaba harcadığı bir konu, o nedenle de beraber yürüyoruz.
Etkinliğin konusu Solingen’den NSU’ya ırkçılığa karşı ortak mücadele. Sendikalar işletmelerde ırkçılığa karşı daha neler yapabilirler?
Irkçılık bölüyor. Bölünmeyi esas alıyor. Buna işletmelerde yerli-göçmen kökenliler olarak birlikte karşı çıkmalıyız. Sendikalar olarak işçiler arasındaki rekabeti, bölünmeyi engelleme göreviyle karşı karşıyayız. Anti-faşist olduğumuz için faşizme karşı çıkıyoruz. Faşistler göçmenlere, işçilere ve emekçilerin çıkarlarını savunan sendikalara saldırıyorlar.
Son dönemde çok sayıda ırkçı saldırı yapıldı. Sendikalar yeterince tepki vermedi. Anti-faşist mücadelede sendikalar daha aktif olmak zorunda değil mi?
Buna mecburuz. İşletmelerde her türlü bölünmeye karşı çıkmak, emekçileri bölen, insanlık onurunu zedeleyen ırkçılığa günlük sendikal mücadele içinde karşı çıkmak sendikal bir görevdir, bunu da işletmelerde yapıyoruz.
Lafontaine: Bir arada yaşamazsak hedeflerimize erişemeyiz
Emek Şenliği’ne katılan Sol Parti eski Eşbaşkanı ve Saarland Meclis Grubu Başkanı Oskar Lafontaine sorularımızı yanıtladı.
Sayın Lafontaine, ikinci kez Emek Şenliği’ne katılıyorsunuz. Düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
DIDF’in böylesine canlı bir yaşama sahip olmasından sevinç duyuyorum. Bu etkinliklere katılarak canlılığı görüyorum ve bunun devam etmesini diliyorum. Bu örgüt insanları birleştiriyor, biraraya getiriyor ve burada rahat etmeleri için çaba harcıyor.
Konuşmanızı Nazım Hikmet’ten Türkçe okuduğunuz bir şiirle bitirdiniz. Nerden aklınıza geldi, nasıl oldu bu?
Benim için en önemlisi bu şiirin sonunda “yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” denmesiydi. Herkes kendi hayatını yaşayacak ama diğer insanlarla birlikte yaşayacak. Birarada yaşamazsak hedeflerimize erişemeyiz.
Şenliğin konusu ırkçılığa karşı ortak mücadeleydi. Irkçılığa karşı mücadeleyi nasıl güçlendirebiliriz?
Bence iki önemli nokta var: Birincisi başka bir kültürü tanımak. O kültürü tanıdığınızda o kültüre mensup olan insanlara bakışınız değişiyor. Kültürün birleştirdiğini uzun yıllardan beri sürdürdüğüm çalışmalarımdan biliyorum. Yani kültürel alışveriş benim için çok önemli. Bir de olayın barış, adalet ve sosyal eşitlik yanı var. Adalet, adillik yoksa çatışmaların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu nedenle sosyal adaleti politikanın temeli haline getirmek gerekir. Böylece nefret ve şiddete yol açan koşullar engellenmiş olur. Gelecek korkusu içinde yaşayan, ne yapacağını bilmez duruma sokulan insanlar suçluyu başka kültürden gelen, başka dili konuşan komşularında ararlar.
Sosyal adalet göçmenler açısından çok önemli bir sorun. Göçmenlerin çoğu kiralık işlerde veya düşük ücretli işlerde çalışıyor. Bu konularda göçmenler ve göçmen örgütleri sendikalarla birlikte neler yapabilirler?
Parlamenter demokraside çözülmesi zor bir konu. Mecliste kiralık işçiliğe karşı ve yasal asgari ücret için inandırıcı tavır alan ve bu yönde oy kullanan politik grupları desteklemeli.