Written by 11:27 Allgemein

Emekçiler şenliğe hazırlanıyor

Göçün 50. dolayısıyla Demokratik İşçi Dernekleri (DİDF) tarafından düzenlenen Emek Şenliği için Almanya’nın birçok kentinde etkinliğe katılmak için hazırlıklar devam ediyor. Zengin programı ve işçiden, emekçiden yana mesajlarıyla dikkat çeken şenlik için yoğun hazırlık yapılan bölgelerin başında ise Duisburg’dan Dortmund’a Essen’den Bochum’a şenliğe ev sahipliği yapan Ruhr Bölgesi geliyor.

Rukiye Uçar :
Son iki geceye katılamamıştım çalıştığım için. Ama bu sefer katılacağım. Düsseldorf Havaalanı’nda LSG firmasında çalışıyorum, arkadaşlarımı da bu geceye katmak istiyorum Taşeronlaşmanın yaygınlaştığı bir dönemde DIDF in düzenlediği bu gece bizim için daha ayrı bir anlam taşıyor. Bunun için işyerimde 15 arkadalıma bilet satmayı planlıyorum.
Halit Uçar :
Ben de LSG çalışıyorum. İşyerinden arkadaşlarımızla bir de futbol takımımız var. Ben de takım arkadaşlarımla birlikte şenliğe katılmak için uğraşacağım.

Mahmut Açıcı, Hüseyin İlhan, Servet Halis, Gülten Uçar, Mehmet Aktaş:
Bizler Heiligenhaus Kiekert firmasında işçi temsilcileri olarak, göçün 50. yılında DIDF in düzenlediği Emek Şenliği’ne işçi arkadaşlarımızı katmaya çalışıyoruz. Çünkü böylesi bir dönemde binlerce kişiyle buluşmak bizler için büyük moral kaynağı olacak. Bundan 6 ay önce Hayat Televizyonu’nu tanıtmak için Duisburg’ta yapılan geceye de Kiekert işçileri olarak 60 bilet satmıştık. Arkadaşlarımız buradan oldukça memnun ayrılmıştı. Şimdi Emek Şenliği’ne geleceklerini umuyoruz. Ayrıca gecenin daha güzel geçmesi için görev almaya hazırız.

Mehmet Göktaş :
Dusiburg Tyssen Krupp Süd’de çalışıyorum. Bu etkinliğin sadece eğlenme amaçlı olmadığını politik bir mesaj vereceğini biliyorum. Program çok güzel, bu yüzden işyerimdeki arkadaşlarımı ve çevremi şenliğe katacağım.
Naci Böyüktaş :
30 yıldır Tyssen’de çalışıyorum. Şenlik hepimize moral verecek ve biz işçilerin birliğine, beraberliğine katkı sunacak diye düşünüyorum.
Zabit Cumcu :
Oberhausen MAN firmasında çalışıyorum. Çıkışım verildiğinde DIDF’li arkadaşlar yanımdaydı ve DIDF in işçilerin sorunlarıyla ilgilendiğini biliyorum. 18 Haziran’da Essen’de biz işçileri buluşturacağından dolayı DIDF’e teşekkür ediyorum. Ben de işyerimdeki arkadaslarımı, ailemi ve çevremi  bu geceye katmaya çalışacağım. Hepimiz bu geceden  birşeyler ögreneceğiz, gecede buluşmak üzere.

Gültaze ve Abdullah Aksevi:

Biz Bochum Evrensel Kültür Merkezi’nde koro çalışması yürütüyoruz. Ve elimizden geldiğince Emek Şenliği’ne daha fazla katılım olması için çaba gösteriyoruz. Göçün 50. yılının vesile olması ve programın zenginliği şenliğe ilgiyi arttırıyor. Ulaşabildiğimiz her yere biletlerimizi çağrılarımızı götürmeye çalışıyoruz. Semtimizdeki bakkalda bile gece biletimiz satılıyor. Üniversitede ilk defa rastladığımız gençler programı beğenip biletimizi alıyorlar. Alevi Derneği’nde yapılan Cem sırasında Dede’nin, toplanan kalabalığa şenliğimizi anlatarak ve katılmalarını istemesi bizi çok sevindirdi. Geçen yıl yapılan şenliğe 15-20 bilet satmıştık, şimdi 100 bilet satmayı hedefliyoruz. Gece çalışması vesilesiyle epeydir görüşemediğimiz çevremiz ve dostlarımızla tekrar ilişki kuruyor yeni dostlar ediniyoruz.

Ali Kaplan:

Emek Şenliği için Bochum’da da yoğun bir hazırlık sürüyor. Üç ayrı semtte yapılan çalışmalar çerçevesinde binlerce insana çağrılarımızı ulaştırdık. Langenree’de hazırlık çalışmalarına yaklaşık 20 arkadaşımız katılıyor. Atılan adımlar ve aldığımız reaksiyona baktığımızda, Bochum’da bin bilet satma hedefine ulaşacağımızı söyleyebiliriz.

EMEK ŞENLİĞİ

Göçün 50. yılı dolayısıyla DİDF tarafından Essen Grugahalle’de yapılacak emekçilerden yana mesajları ve zengin kültürel programıyla dikkat çekiyor.

Sevval Sam, Haluk Levent, Aynur Doğan, Grup DİDF’in şarkı ve türküler sunacağı etkinlikte ayrıca kabaretistler Muhsin Omurca ve Fatih Çevikkollu da göç tarihini mizahi bir üslupla sahneye taşıyacaklar. Halk dansları ve film gösteriminin de yapılacağı etkinlikte, Verdi sendikası Genel Başkanı Frank Bsirke, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Kulturrat Başkanı Max Fuchs, Federal Milletvekili Sevim Dağdelen ve DIDF Başkanı Hüseyin Avgan konuşmacı olarak seslenecekler. Ayrıntılı bilgi ve biletler için “www.didf.de” adresine

başvurulabilir.

Göçün 50. yılı ve Emek Şenliği

Hüseyin Avgan*

Türkiye’den Almanya’ya ’işgücü’ göçünün üzerinden tam 50 yıl geçti. 1961 senesinde Almanya ve Türkiye arasında yapılan anlaşmanın özünü,  Almanya’nın ‘işgücü’ açığını gidermek oluşturuyordu. Onlar işgücü istediler, ancak seneler sonra bir yazarın ifade ettiği gibi, ‘insanlar’ geldi.

Ancak bunları insan gözüyle görmek istemeyen, insan gözü kör olan sermaye ve onun hükümetlerini asıl ilgilendiren emekçilerin alınterleriydi. Her iki ülkenin sermaye sahipleri için bu insanlar, daha fazla kar, daha fazla dövizden başka bir anlam ifade etmedi, hala da etmiyor. Türkiye’den getirilen emekçiler, düşük üçretli işlerde, zor koşullarda, ırkçı-ayrımcı yasaların kıskacında, kendi geleceklerini kurmaya çalıştı. Bugün, bazı sermaye sözcülerinin iyi günlerinde ifade ettikleri gibi, Almanya’ nın (daha doğrusu sermayesinin) gelişmesine önemli katkılar sundu.

Gönderenler de emekçilerin alınterinden önemli pay aldı. Bugüne kadar değişik vesilerle Türkiye’ye gönderilen döviz miktarı trilyonları geçti. ‚İşçi şirketleri’, ‚bankerler’, ‚Merkez Bankası’ ya da ‚Yeşil Sermaye’ gibi kurumlar aracılığıyla, emekçilerin elinde kalan kırıntılara el konuldu. Almanya’ya  ‘eti senin, kemiği benim’  anlayışı ile gönderilen emekçiler, dini ve etnik kimlikleri suistimal edilerek, içinde yaşadıkları topluma yabnacılaştırılmaya çalışıldı; ve kimisi ‚Türklüklerini unuttukları’ kimisi de ‚unutmadıkları’ için suçladı onları!

Şimdi aradan geçen 50 yılın ardından herkes kendi bulunduğu yerden bir göç tarihi yazıyor. Kimi, artık Almanya’da Türk işverenlerin çoğaldığını anlatarak övünüyor. Kimi ‚Türk politikacıların’ ‚Alman partileri’nde yönetici olmalarını öne çıkarıyor…  Böyle olması da doğal; göçü bir emekçi olarak yaşayanlarla emekçilerin sırtından geçinenlerin bakış açıları farklı çünkü.

Aradan geçen 50 yılın gösterdiği bir başka gerçekse, göçün sürekli değişen yenilenen bir özellik taşıması. Kuşaklar değişti, planlar değişti, umutlar değişti. Gurbet artık yaşanan yer ve giderek vatan haline geldi..  İçinde zorluklar, sancılar ve çelşikiler barındırsa da emekçiler ister istemez yani bir hayat kurdular, ve geldikleri ülkenin kopmaz bir parçası oldular…

Sermayenin ve hükümetlerinin ise, 1961’den bu yana izlediği politikalar, koşullara bağlı olarak yenilense de, öz olarak değişmedi. Hem yerli hem göçmen emekçilerden en fazla ‚verimi’ (sömürüyü) elde etmek, işgücünü olabildiğince ucuza satın almak, etnik ve dini kökenleri öne çıkararak emekçilerin ortak bir kimlikte birleşmesini zayıflatmak…

Böyle olduğu için göçmen emekçilerin en doğal haklarını bile büyük dirençle karşılayıp yıllardır önyargıları körüklediler. Bakmayın, bugün ‚entegrasyon konusunda atılacak adımlar da geç kaldık, gelişmelerin nereye gideceğini kestiremedik’ demelerine. ‚Gastarbeiter’ yerine, ‚Migranten’ demelerine, ‚Entegrasyon zirveleri’ düzenlemelerine. Bütün bu kulağa hoş gelen söylemlerin ardında aynı anlayış devam etmekte hala.

50 yıl emekçilerin yaşamında, sosyal siyasal kültürel hayatlarında önemli değişikler içeriyor; ama hala giderilmeyi bekleyen önemli ihtiyaçları, çözülmeyi bekleyen ciddi sorunları ve haksızlıkları bulunuyor.

Ve dönüp geriye baktığımızda, gelecek 50 yılın nasıl farklı yaşanabileceğinin yanıtını görmek de mümkün…Çünkü göç tarihi, emekçiler olarak bileştikçe hayatımızın kolaylaştığı sorunlarımızın azaldığını göstermektedir. Gelecek 50 yılın insanca yaşanabilmesinin güvencesi de budur.

18 Haziran’da Essen Grugahalle’de yapacagımız Emek Şenliği, bu yüzden geride kalan 50 yılın anısına yapılan nostaljik bir anma olarak değil; geleceğimizi daha aydınlık hale getirecek bu birliğin güçlenmesine bir katkı olarak düzenlenmektedir. Emekçiler olarak moral bulduğumuz, geleceğe dair umutlarımızı tazelediğimiz ve 50 yıldır yoksulluğa, ırkçılığa karşı mücadele edenlerin şenliği olacaktır Emek Şenliği…

DİDF Genel Başkanı

Close