Resmi temaslarda bulunmak üzere önceki gün akşam Berlin’e gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmede AB’yle yeni müzakere başlıklarının açılmasını istedi. Demokratik örgütler tarafından Brandenburg Kapısı’nda Erdoğan’a karşı bir miting düzenlendi. Erdoğan akşam saatlerinde ise Tempodrom’da taraftarlarına yönelik bir toplantı gerçekleştirdi.
Resmi temaslarda bulunmak üzere Pazartesi gecesi Berlin’e gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün öğleden sonra Başbakanlık Binası’nda Angela Merkel’le yaptığı görüşmede, AB ile müzakere sürecinin hızlanması için yeni başlıkların açılmasını gündeme getirirken, Gülen Cemaati ile girdiği çatışmayı da anlattı.
Berlin’de ilk olarak dün sabah Alman Dış Politika Enstitüsü’nde düzenlenen toplantıya katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin değil AB’nin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu söyledi. Erdoğan, buna rağmen Alman hükümetine Türkiye’nin AB üyeliği sürecine destek vermesini istedi.
Erdoğan, öğleden sonra Başbakanlık Dairesi’nde Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi. Ziyaret çerçevesinde Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında da bir görüşme yapıldı. Steinmeier, Türkiye’ye AB perspektifinin verilmesi için 23 ve 24. müzakere başlıklarının açılmasından yana olduğunu ifade etti.
Sol Parti Federal Parlamento Grubu Dış İlişkiler Politikası Sözcüsü Sevim Dağdelen ise yaptığı açıklamada, buna karşı çıkarak, Erdoğan’ın öncelikli olarak insan hakları alanında iyileştirmelere gitmesi gerektiğini ifade etti.
BRANDENBURG KAPISI’NDA PROTESTO EDİLDİ
16 ay aradan sonra yeniden Berlin’e gelen Erdoğan, dün ikinci kez Brandenburg Kapısı’nda düzenlenen bir mitingle protesto edildi. Berlin Alevi Cemevi tarafından çağrısı yapılan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ve çok sayıda ilerici ve devrimci örgütün içinde yer aldığı Demokratik Güç Birliği (DGB) tarafından desteklenen eylemde yapılan konuşmalarda, Erdoğan’ın emriyle Gezi direnişi sırasında gençlerin öldürüldüğüne dikkat çekildi. 5000 bin kişinin katıldığı eylemde taşınan pankart ve dövizlerde, Kürtler’e, Alevilere ve demokrasi güçlerine yönelik yapılan baskılar kınandı.
Erdoğan, 31 Ekim 2013’de de çok sayıda Türkiye kökenli örgüt ve kurum tarafından düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı eylemle Berlin’de protesto edilmişti.
SEÇİM KAMPANYASI GİBİ…
Erdoğan, akşam saatlerinde ise Tempodrom’da AKP’nin Avrupa’daki kolu olarak bilinen Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından düzenlenen toplantıya katılarak Türkiye ve bölgedeki gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulundu.
‘Almanya arka bahçe mi?’
Erdoğan’ın ziyareti dolayısıyla Alman basınında yer alan haberlerde daha çok akşam saatlerinde Tempodrom’da taraftarlarına yönelik yapmayı planladığı salon toplantısı öne çıktı. “Erdoğan’ın iktidarı kaybetme korkusu içerisinde” olduğunu ifade eden Frankfurter Rundschau gazetesi, taraftarlarına yönelik toplantıyı “arka bahçede destek almak” olarak niteledi. Gazete, 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerden sonra Ağustos ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapılacağını ve bu seçimlerde Almanya’da yaşayan 1.5 milyon Türkiye kökenlinin oy kullanma hakkına sahip olduğuna işaret etti. Gazete ayrıca Erdoğan’ın Berlin ziyaretini ”seçim turu” olarak nitelendirdi.
Dün Berlin’de yayınlanan Tagesspiegel gazetesinde yer alan haberde ise Erdoğan’ın kitleleri böldüğü, bunu Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenliler arasında da sürdürdüğüne işaret edildi.
N-TV’nin internet sitesinde yer alan habere ise “Erdoğan arka bahçesi için mücadele ediyor” başlığı kullanıldı. Erdoğan ile Gülen arasındaki çatışmaya yer verildiği haberde, Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli seçmenlerin desteğini almak için burayı arka bahçe olarak gördüğüne dikkat çekildi.
Politikacılar arasında en sert açıklamayı ise Merkel’in partisinin Meclis Grup Başkanı Volker Kauder yaptı. “Herkesin Almanya’da serbest şekilde konuşmaya hakkı var, ancak demokratik olarak oyunun kurallarına uymalı” diyerek, Erdoğan’ın açıklamalarının Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenlerin uyumunu zorlaştırdığını söyledi. Kauder, Türkiye’nin AB üyeliği için inanç özgürlüğüne saygının belirleyici olduğunu sözlerine ekledi. (YH)
