Written by 12:59 HABERLER

Frankfurt’ta kapitalistlere karşı direnen gençler

01frankfurt

Avrupa Birliği’nin (AB) sömürü ve talana dayalı politikaları, AB içinde kimi devletlerin iyice sivrilmesi, uzun bir süredir işçi ve emekçiler ve gençlerce daha belirgin biçimde görülmeye başlandı. Avrupa’nın birçok kentinde düzenlenen dev gösterilere katılanların sayısı tahmin edilenin çok üstünde oluyor. Bu koşullarda Avrupa’nın finans merkezi konumundaki Frankfurt şehrinde, Avrupa Merkez Bankasının yeni ‘dev’ binasının şatafatlı açılışı gerçekleştirildi. Bu, bir güç gösterisini ve kendi rakiplerine ‘Biz de varız’ demeyi ifade ediyordu. Sömürücü egemen sınıflar istiyorlar ki her yer, her şey süt liman olsun. Ancak olmuyor işte. Öldürücü politikalara karşı sessiz kalınması mümkün değil.

TEPKİ NASIL ÖRGÜTLENDİ?

Tabii ki bankanın gövde gösterisi gününe gelinmeden başta “Blockupy” hareketi olmak üzere 90 örgüt ortaklaşa karşı gösteri hazırlıklarına başladı. Toplantılar, konferanslar birbirini izledi. Emekçileri aydınlatmak için günlerce bildiriler dağıtıldı. Öte yandan eylem tarihi yaklaştıkça el altından  “olaylar çıkacak” diye asparagas haberler yayıldı. Çevre şehirlerden 8 bin polis ve özel kuvvet Frankfurt’ta “olay çıkacak” diye köşe başlarına konumlandı.
İnsanlar bir gün önceden Almanya’nın dört bir yanından şehre geldiler. 18 Mart çarşamba sabahı erken saatlerde Merkez Bankası yakınlarına barikatlar kuruldu. Kapitalist barbarlığa tepki dolu gençler, kabına sığmazcasına oradan oraya koşturuyordu. Günün ilk yürüyüşü başladığında polisler hemen harekete geçtiler. Özellikle gençlerden oluşan 2 bin kişilik kitleye polis biber gazı ve coplarla saldırmaya başladı. Ve ortalık bir anda savaş yerine döndü. Ajanslar hemen ‘Frankfurt yanıyor’ haberlerini geçtiler. Radyolar gün boyu “Frankfurt’ta olaylar var” diye olumsuz bir hava estirdi.

GENÇLERİN DEĞİL POLİSİN SALDIRISI

Öfkesi burnunda gençlerin sorunlarını ve taleplerini dikkate almak, sosyal yaşamın ihtiyaçlarını karşılamak yerine, “Ben devletim, ben polisim ve güçlüyüm” havasıyla binlerin üzerine gidildiğinde herkesin tanık olduğu sahneler daha çok görülür. Günümüz toplumunun genç kuşaklarının eğitiminin çok daha zorlaştığı, iş bulabilme olanaklarının azaldığının farkına varmak yerine, “Yok kaç araba yakıldı, yok camlar kırıldı” diye ortalığı velveleye vermenin bunu engellemeyeceği bilindiği halde egemenler sınıfsal konumları gereği bu yanlışta ısrar etmekteler. Sonuçta polisin korkunç denebilecek saldırısı, onlarca yaralı ve yüzlerce tutuklu ile siren sesleri şehrin her yanında duyulur oldu.

10 BİN DEĞİL 20 BİN OLDULAR

Saat 11.00’den itibaren tren ve otobüslerle şehre gelenler alanlarda toplanmaya başladı. Polisin yaratmış olduğu ‘korku’ havasının sokaklarda estiği hissediliyordu. Buna rağmen gruplar halinde sloganlar ata ata toplanıldı. Saatler 13.00 olduğunda ise alan çoktan dolmuştu bile. Yürüyüşü düzenleyenler arada bir provokasyonlara dikkat edelim sözleri tepki alırken, katılım 20 bini buldu açıklaması ise yoğun alkışlarla karşılandı. Miting alanındaki program kendi seyrinde akarken kol kola girmiş gençlerin oluşturduğu blok sokakları gezerek‚ kapitalizm karşıtı sloganlarını haykırdılar.

‘Blockupy’ platformu, kısmen sendikalar, Sol Parti, DKP, otonom gruplar, demokratik örgütlenmeler ile alan doldu taştı. Taşınan pankartlar, dövizler ve atılan sloganlar hep olayların sorumlusu olarak Avrupa Merkez Bankası ve tekellerin politikalarına işaret ediyordu. Kürsüden konuşmaların tamamı da AB’nin ve bankaların politikalarını sert bir dille eleştirdiler.

FRANKFURT’TA TÜRKİYE GÖRÜNTÜSÜ!

Sol Parti adına Sahra Wagenknecht ve İspanya’dan katılan konuşmacıların sözleri defalarca alkışlarla desteklendi. Yunanistan emekçilerinin kazanımları, mücadeleleri, İspanya’da umut veren gelişmeler ve Kobanê direnişi kürsüden selamlandı.
Binlerin oluşturduğu rengarenk yürüyüş güzergah boyunca alkışlarla selamlanıyordu. Yürüyüşte hemen herkesin çok rahatlıkla görebildiği gençlerin çoğunlukta olduğuydu. Göçmen emekçiler de yerlerini aldılar. Tüm köşe başları, bankaların önleri polislerce tutulmuştu. TOMA’lar ve çevik kuvvet polisleriyle adeta Türkiye görüntüsü çizdiler. Polisin ikide bir sataşmasına rağmen bitiş alanına gelindi.
Kadınlar tarihi Opera Meydanı’nda dans ederlerken, gençlerin yakmış olduğu masumane ateşe dahi tahammül edemedi polisler. Ve karanlık çöktüğünde çevre şehirlerden gelenler otobüslerine doğru yol aldılar.
Herkesin açıkça bildiği gibi  günümüz dünyasında bir yanda milyarderler, milyonerler çoğalmakta diğer yanda ise yoksulların sayısı katbekat artmakta.  Ezici büyük çoğunluk gecesini gündüzüne katıp çalışmakta, çok küçük bir azınlık ise saltanat sürdürmekte. Kapitalist dünyanın bu derin çelişkilerinden en çok etkilen ve geleceği karartılan gençler haklı olarak tepkilerini, protestolarını göstermekteler. Buna bir kez daha borsanın merkezi konumundaki Frankfurt’ta hep birlikte tanık olduk. Gençliğin haklı ve yerinde gösterdiği bu tepkisi herkesin dikkatini çekecektir…

Ali Çarman

Close