Written by 13:50 AVRUPA

Fransa yeni bir eylem dalgasıyla hareketlendi

Yıldız Eren / Paris

Fransa’da hükümetler peş peşe düşerken Macron yeni bir başbakan atadı. Nereye kadar gidecek belli değil. Savunma Bakanı olarak görev yapan Stéphane Lecornu’nun da bu dalganın altında kalma ihtimali yüksek. 2022’den bu yana 5 hükümet devrildi ve 5 başbakan düştü. Hepsinin sonu birbirinin benzeri oldu: Fransa sosyal güvenlik sisteminin parçalanması, saldırgan ve emekçilerin ellerindeki son kalıntıların alınması için hazırlanan saldırı paketleri ve sonuçta sokağın gücüyle görevden alınan, sermayenin hizmetindeki ardı ardına düşen yönetici ekipler.

Yazın son günleri yaşanırken tatil dönüşü “hayatı durdurma” çağrılarıyla ülke dalgalandı. 2018’de aylarca Macron ekibiyle çatışan, ülkenin her köşesinde barikatlar kuran “sarı yelekliler” hareketinin yöneticileri, sosyal medya ağlarından isyan eden gençler ve aydınlar “hayatı durdurma kararı” çağrıları yaptı. Bayrakların yeniden derlenip toparlanması istendi.

10 Eylül’den sonra 18 Eylül

10 Eylül’de hayatı ve üretimi tam olarak bloke edemeseler de meydanlar ısındı. İşçiler, memurlar, üniversiteli ve liseli gençler “Hayatı yaratan biziz, durduran da biz olacağız” dediler ve ülke genelinde 250 bin kişi alanlara indi. Arkasından bugüne çağrı yaptılar.

18 Eylül’de ülke çapında üretimi durdurma, okullarda boykot ilanları, toplu taşımada genel grevle sendikalar Macron ve ekibine “Bu ülke sizin çiftliğiniz değil, bizim taleplerimizi dinlemek zorundasınız” diyor.

900 bin emekçinin sokağa çıkması bekleniyordu

Bütün işçi ve memur sendika konfederasyonlarının, gençlik örgütlerinin ortak çağrısıyla 18 Eylül eylem gününe katılım oldukça yüksek oldu. İçişleri Bakanlığının rakamlarına göre Fransa çapında 900 bin kişinin eylemlere katılması bekleniyordu. CGT genel sekreteri sabah saatlerinde yapılan gösterilere 400 binden fazla kişinin katıldığını açıkladı.

Sabahın erken saatlerinde en başta Marsilya’da kortejler alanlara sığmadı. Nice’de uzun yıllar sonra sendikalar “Bütçeniz çöpe, alım gücümüz yükselsin, emeklilik reformu iptal edilsin” sloganlarıyla genel eylem gününü başlattı.

Macron’a başbakan dayanmıyor

18 Eylül eylem günü biraz da ülkedeki sosyal hoşnutsuzluğun, seçimlerde halkın oyuna saygı göstermeyen Macron ve sermayeye isyan günü oldu. Bilindiği gibi geçen yıl yapılan seçimlerde başarıyla çıkan Halk Cephesi adaylarını görmezden gelen Cumhurbaşkanı sürekli kendi etrafında hiçbir çoğunluğu olmayan parti ve hizipler koalisyonundan adaylarla ülkeyi yönetmeye çalıştı. Barnier’nin ömrü çok kısa oldu, ardından gelen Bayrou da oluşturduğu halk düşmanı bütçesiyle düştü.

2023 emeklilik paketine karşı sendikaların yaklaşık bir yıl süren eylemlerine rağmen emeklilik reformu parlamentoya oya sunulmadan kararnameyle kabul edildi. Ardından dönemin Başbakanı E. Borne de düştü. Yerine gelenlerin de sonu aynı oldu.

Ama işçi ve memur sendikalarının birliği hareketin başarısı oldu diyebiliriz. Bugün de genel eylem gününü hazırlayan yüz binler kararlılıkla bu saldırı dalgasına karşı “Duracağız” sloganlarıyla yürüyorlar. Başkent Paris’te Bastille Meydanı’ndan başlayan ve yüz bine yakın kişinin katılması beklenen miting, gelecek günlerin başlangıcı olacak diyorlar.

Başta Genel İş Konfederasyonu CGT olmak üzere CFDT, SUD, FSU, FO işçi ve memur sendikaları ortak olarak 18 Eylül eylem günü için sokağa inme çağrısı yaparken, yeni atanan başbakandan devrilen hükümetin hazırladığı bütçenin iptal edilmesi, emeklilik reformunun iptal edilmesi, halkın alım gücünün yükseltilmesi taleplerine yanıt bekliyorlar.

Genel eylem gününde greve katılım özellikle eğitim emekçilerinde yüksek oldu. Greve katılım yüzde 45 civarındayken demiryolu ve metroda toplu taşımada üretim tamamen durdu. Üniversiteli ve liseli gençler de genel eylem gününde önemli bir kesimi oluşturuyor.

Fransa’da politik istikrarsızlık nereye kadar sürecek? İki yıl daha işbaşında kalması gereken Macron’un yeni göreve getirdiği Stéphane Lecornu şu anda yeni bir hükümet kurma hazırlığında. Politik parti ve sendika temsilcileriyle görüşme turuna devam ediyor.

Parti temsilcilerinden Sosyalist Parti (PS) ve FKP (Fransa Komünist Partisi), yeni başbakan taleplerine olumlu yanıt vermediği sürece yine sansür edeceklerini belirtirken, FI (Fransa Boyun Eğmeyenler Hareketi) ise başbakanın görüşme teklifini geri çevirdi.

Fransa’da 18 Eylül eylem gününden sonra hareketin nereye kadar süreceği merak konusu. Sendikalararası platform arkasının geleceğini belirtirken sosyal hoşnutsuzluk, kitlelerde öfke patlaması, devlet bütçesinde önceliğin askeri harcamalara ve savaşa hazırlığa dayanmasına karşı oluşuyor.

L’Humanité şenliğinin gösterdiği

Yükselen bu hareket geçen hafta sonu yapılan geleneksel L’Humanité gazetesinin şenliğinde de kendisini gösterdi. 600 binden fazla kişi katıldı.
Ülkenin dinamik güçlerinin buluşma noktası olan L’Humanité şenliğinde üç gün boyunca sermayenin saldırı planlarına, savaşların kışkırtılmasına, savaş ve silahlanma bütçelerinin yükseltilmesine, Avrupa kıtasında savaş kışkırtıcılığına karşı işçi ve emekçilerin mücadele çağrısı yankı buldu. Geçen yıla göre katılım oldukça yüksekti. 1930’dan bu yana ayakta kalabilen L’Humanité gazetesinin idealleri hâlâ bugün yankı buluyor. Gelecek mücadele günlerinin hazırlığı her yıl burada atılıyor.

Fransa’da satın alma gücünün giderek düşmesi, sosyal güvenlik sisteminin parçalanması, emeklilik yaşının yükseltilmesi kolayca kabullenilecek gibi görünmüyor. Yeni bir eylem günü için 21 Eylül tarihi öneriliyor. 21 Eylül, sembolik olarak monarşinin gömüldüğü, bütün ayrıcalıklarına son verildiği bir tarihtir. Başta FI (Fransa Boyun Eğmeyenler Hareketi) ve “Hayatı bloke etme” platformu çağrı yapıyor.

18 Eylül eylem dalgasının altında yeni başbakan kalacak mı, izleyip göreceğiz.

Close