Written by 12:57 uncategorized

‘Grev hakkı ve mücadele deneyleri’ konferansı

stuttgart

Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Stuttgart Şubesi ile Rosa Luxemburg Vakfı, Mart ayı başında “Grev Hakkı ve Mücadele Deneyleri” başlığı altında bir konferans düzenledi. Beş yüze yakın sendikacı ve işyeri temsilcisinin katıldığı konferansta sendikacılar ve akademisyenler sunumlar yaptılar. Bilim insanlarının yanı sıra İspanya, İngiltere ve İsviçre’den sendikacıların da katıldığı üç gün süren konferans baştan sona canlı ve tartışmalı geçti.

Stuttgart, otomobil tekellerinden Mercedes, Porsche, Bosch’un merkezlerinin yanı sıra, mücadeleciliğiyle tanınan sendikacıların da yoğun olmasıyla dikkat çeken  bir kent. Konferans yeri olarak Stuttgart’ın seçilmesinin bir başka nedeni ise gerçekleşen grevlerin diğer yerlerden üç kat daha fazla olması.

Hizmet işkolunda artan grevler, kadın emekçilerin grevlere katılımının giderek daha da artması, güvencesiz işler, göçmenler sorunu, işçilerin hak alma mücadelesindeki yeni form ve stratejiler konferansın gündemlerini oluşturdu. Değişik konularda çalışma grupları oluşturulan konferansa genç işçilerin katılımının çokluğu dikkat çekti.

 

REÇETE YOK, ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÖĞRETİR

Konferansın ilk günü, İspanya, İngiltere ve Almanya’dan sendikacıların sunumlarını yapmasıyla başladı. Krizde olan Avrupa’da grevler, kazanılmış hakların kısıtlanmasına karşı nasıl bir yol alınacağı bütün yanlarıyla tartışıldı.

Sol Parti Eş Başkanı ve eski bir sendikacı olan Bernd Riexinger, işçi mücadelesinde kendiliğindencilik ve örgütlenme konusunda sunum yaptı. Konuşması alkışlarla karşılanan Bern Riexinger ‘greve çıkmanın ilk koşulu mücadeleci bir tutum ve sendikanın üye oranı ne olursa olsun örgütlenmektir. Eğer işçi ve emekçilerin kendi sorunlarını, taleplerini ve çözüm önerilerini dikkate alıyor ve ortak ediyorsanız mücadele azmi de o kadar çoğalır. Kazanma oranı yükselir. Mücadelenin hazır bir reçetesi yok, her mücadele kendi özgül koşulları gereği kendi yol ve yöntemi ile çözümlenir. Hazır bir reçete yok, mücadele ederek öğrenirsin’ diye konuştu.

Almanya’da uzun zamandır ciddi anlamda grevler olmadığı için İsviçre ile birlikte Avrupa genelinde bu konuda en alt sıralarda yer alıyor.

Konferansa katılanlar da, konuşmalarında bunun farkında olduklarını birçok kez dile getirdiler.

Örgütlenme ve grev denilince ilk elden akla sendikalı işyerleri geliyor. Bu bir eksikliği beraberinde taşıyor. Düşük ücretli işlerin hızla arttığı günümüzde sendikalı olmayanların sayısı hiç te az değil.

Konferansta, dört aydır grevde olan Hamburg-Neupack grevcileri adına İşyeri İşçi Temsilciliği Başkanı Murat Güneş karşılaştıkları zorlukları ve deneylerini aktardı. Grevci işçilere 1200 Euro yardım toplandı.

 

‘BİLİM İNSANLARI DA SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELİ’

Jena Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Klaus Dörre, ‘bu konferans kamuoyuna görünmeyeni gşsteren bir etkinlik oldu. Kiriz dönemlerinde sendikaların hareket alanı daha da çoğalır. Biz bilimle uğraşanlar da bunu güçlendirmek zorundayız, bu sorumluluğun altına girmememiz gerekir’ dedi.

 

‘AYDINLATMA VE MÜCADELEYE KATMAK İÇİN DAHA ÇOK ÇABA’

Katılımcıların sık sık söz alıp koştuğu konferansta, Almanya’da uzun bir dönemdir yapılmayan bir gelenek daha; bire bir konuşmalar, ev gezileri, aydınlatma, ikna ve mücadeleye katma tutumu işçi temsilcileri ve ilerici sendikacılar tarafından dile getirildi.

İşçi, sendikacı, çırak ve bilim adamlarının buluşmasına sahne olan konferansta, “Taşeron işçiliğin kaldırılması, eşit işe-eşit ücret yasasının uygulanması için daha çok çaba” gibi bazı kararlar da alındı..

Ayrıca sunum ve tartışmaların kitap haline getirilerek, konferansların devam etmesi.  ırkçılara karşı eylemlerde veya işçi eylemlerinde polisin anti-demokratik tutumunun kınanması gibi kararlar da alındı.

(YH/Stuttgart)

 

 ALİ ÇARMAN

 

Umut veren bir konferans

İzlenim/ Erdoğan Kaya

 

1-3 Mart tarihleri arasında Rosa Luxemburg Vakfı ve Ver.di Stuttgart Şubesi’nin ortak düzenlediği konferansa Almanya’nın değişik şehirlerinden 500 – DGB’ye bağlı değişik sendikalardan – sendikacı, işçi temsilcisi, bilim insanı ve değişik üniversitelerde araştırmacı olarak öğrenim gören genç bilim insanları bir araya gelerek, grevin mücadelenin güçlenmesindeki rolünü tartıştılar. Konferansa ayrıca İspanya, İngiltere ve İsviçre’den de sendikacılar konuşmacı olarak katıldı.

Üç gün arka arkaya bir araya gelen Konferans katılımcıları değişik çalışma gruplarında toplanarak, kendi alanlarında yaşadıkları tecrübeleri birbirlerine aktardılar. Gerek çalışma gruplarında yapılan tartışmalarda ve gerekse Plenum’da yapılan tartışmalarda Avrupa’da – özellikle krizin yaşandığı ülkeler başta olmak üzere – yeni bir işçi hareketinin ortaya çıktığını gösteren örnekler sergilendi.

Avrupa’nın belli başlı ülkelerinde ortaya çıkan hareketlenmenin başta işçiler olmak üzere toplumun değişik diğer kesimlerini (gençlik, küçük burjuva çevreler vb.) harekete geçirdiği değişik örneklerle dile getirildi.

Barcelona’dan Konferans’a katılan Nuria Montoya krizin sendikaları savunma pozisyonundan çıkardığını ve son 15 ay içerisinde üç genel grev örgütleyecek bir duruma getirdiğini, grevlere sadece işçilerin katılmadığını, ayrıca toplumun diğer kesimlerini katmak için nasıl bir çalışma yaptıklarını anlattı.

İngiltere’den Konferansa katılan Öğretmenler Sendikası Üyesi Sean Vernell küçük bir sendika olmalarına rağmen, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla, büyük sendikalara esin kaynağı olduklarını anlatması başka güzel bir örnekti.

Yine İsviçre’de UNIA Sendikası’nda örgütlü Ardian Durtschi işçilerin içinde bulunduğu korkunun aktif bir sendikal çalışmayla nasıl aşılabildiği örneklerle sundu.

Tartışmalarda işçilerin çalışmaya – grev, genel grev, değişik protesto biçimleri – aktif katıldığı her yerde, gerek işçi hareketinin ve gerekse sendikal hareketin başarılar elde ettiğini gösteren onlarca örnek sergilendi. Bu çalışmanın işçileri cesaretlendirdiği, dayanışma bilincini geliştirdiği ve daha ileri hedefler için adım atma konusunda önünü açtığı, konferansa katılanların ortak kanısıydı.

Stuttgart’ta sürdürülen tartışmaların önümüzdeki dönem değişik şehirlerde örgütlenecek yerel konferanslarla devam ettirilmesi kararı ise, mücadeleci kesimlerin ısrarını gösteriyordu. Bu ısrarın arkasında durmak, mücadeleci bütün kesimleri bu yenilenme isteğinin bir bileşeni haline getirmek, işçi ve emekçi hareketinin güçlenmesinden yana olan bütün kesimlerin işi olduğunu düşünüyorum.

 

Ver.di – Sendika Konseyi Üyesi

Close