Almanya’nın Suudi Arabistan’a 200 yeni “Leopard“ panzeri satma kararının ortaya çıkması tepki ve tartışma yarattı. Bir taraftan „özgürlük, demokrasi“ diyerek Arap ülkelerindeki halk ayaklanmalarını alkışlar gibi görünen Almanya’nın, Bahreyn halkının demokratik tepkisini kanla bastıran Suudi yönetimine silah satması emperyalist ikiyüzlülüğün son örneği oldu.
Dünya genelinde en çok silah satan üçüncü ülke konumundaki Almanya, yoğun tartışmalara neden olan bir kararın altına imza daha attı. Alman hükümeti, Kuzey Afrika’dan başlayarak Arap ülkelerine yayılan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan sürecin yaşanması muhtemel ülkeler arasında yer alan Suudi Arabistan’a 200 adet yüksek donanımlı Leopard panzeri satmayı kararlaştırdı.
Başbakan, savunma bakanı ve dışişleri bakanlarının da içinde olduğu Federal Konsey tarafından alınan karar, geniş tepki topladı. Panzerlerin satılacağı Suudi Arabistan’ın geçtiğimiz bahar aylarında Bahreyn’deki halk ayaklanmasını kan dökerek bastırması, gönderilecek panzerlerin halk isyanlarına karşı kullanılacağı yönündeki kanıyı oldukça güçlendiriyor.
Der Spiegel dergisi tarafından ortaya çıkarılan 200 panzerin satılmasıyla ilgili karar, yetkili kurumlar tarafından yalanlanmadı. Ancak ayrıntılı bilgi de verilmedi. Bir ajansın haberine göre, Suudi Arabistan almak istediği panzerlerin 44’ünü teslim aldı bile.
Alman basınında yer alan haberlere göre, toplam bir milyar Euro tutarında yeni üretime konu olan panzer satışı, silah tekelleri için büyük bir gelir anlamına geliyor. Almanya, bugüne kadar Suudi Arabistan’ın silah satın alma talebini İsrail’in güvenliğini gerekçe göstererek kabul etmemişti.
Kamuoyundan gizlenen satış kararı hükümet partileri tarafından sessizlik içinde karşılanırken, Sol Parti ve Yeşiller, konuyu meclise taşıma kararı aldı. Yeşiller Eşbaşkanı Claudia Roth, kararı “illegal” olarak tanımlayarak, bunun silah satış yönetmenliğine aykırı olduğunu ifade etti.
Sol Parti Eşbaşkanı Klaus Ernst de yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın insan haklarının ihlal edildiği ülkelerin başında geldiğini ifade ederek, “Bahreyn’deki halk isyanını kanlı bir şekilde bastıran Suudi Arabistan’dı. Şimdi de bu baskıcı ülkeye ölümcül panzerler satılıyor” dedi.
Sol Parti Meclis Grubu Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen de yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan örneğinin, ülkelere silah satışının yasaklanması gerektiğini bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
SİLAH TEKELLERİ KAR PEŞİNDE
Federal Güvenlik Konseyi tarafından Suudi Arabistan’a satılmasına karar verilen 200 adet „Leopard Typ 2A7+“ panzerinin Krauss-Maffei ve Rheinmetall tekelleri tarafından üretileceği ifade ediliyor. Daha önce İsrail’in güvenliğini öne sürek Suudi Arabistan’a Leopard satışına yanaşmayan Almanya, şimdi İsrail ordusunun yüksek donanıma sahip olduğunu ve panzerlerin tehlike oluşturmayacağını savunarak kararını değiştirmiş bulunuyor.
Almanya son yıllarda dünya genelinde silah satış payını en çok artıran ülkeler arasında yer alıyor. Daha önce en çok silah satan ülkeler sıralamasında 5. olan Almanya, SPD-Yeşiller Hükümeti döneminde 3. sıraya yükseldi.
En son Hindistan, Almanya’dan 11 milyar Euro’ya 127 savaş uçağı ısmarlamıştı.
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (Sipri) göre Almanya’nın 2006-2010 yılları arasında en çok silah sattığı ülkelerin başında Yunanistan (yüzde 15), Güney Afrika (yüzde 11), Türkiye (yüzde 10), Güney Kore (yüzde 9) ve Malezya (yüzde 7) geliyor.
Aynı yıllar arasında Almanya’nın dünya silah pazarındaki payı yüzde 11’e yükseldi. İlk sırada yüzde 30 ile ABD, ikinci sırada yüzde 23 ile Rusya bulunuyor.
NEREDE İNSAN HAKLARI İHLALİ ORADA ALMAN PANZERİ!
Almanya’nın, insan haklarının ihlal edildiği gerici rejimlere silah satışı yeni bir durum değil. 1990-2000 yılları arasında Türkiye’ye Leopard II tanklarının satılması hükümet ile muhalefet partileri arasında yoğun tartışmalara yol açmıştı. Pek çok kurum ve kuruluş Kürt halkına karşı kullanılan panzerlerin satışının durdurulmasını talep etmiş, ancak, hükümet geri adım atmaya yanaşmamıştı. Benzer şekilde 1991 yılında Suudi Arabistan’a 36 adet Fuchs tipi panzerin satılması da tartışma konusu olmuştu. Ve daha sonra, dönemin Kohl Hükümeti’nin bu panzer satışından rüşvet aldığı da ortaya çıkmıştı. (YH)
