Written by 09:00 DÜNYA

Halktan alıp silahlanmaya veriyorlar

11-12 Temmuz’da Brüksel’de yapılacak NATO Zirvesi’nde karşı Avrupa ülkelerindeki barış hareketi güçlü protesto gösterileri düzenlemeye hazırlanıyorlar. Brüksel’de 7 Temmuz’da büyük bir gösteriyle başlayacak etkinliklerin başlıca talepleri arasında nükleer silahlara son verilmesi ve askeri harcamaların azaltılması yer alıyor. Protesto hazırlıklarını Belçika Barış Hareketi sözcülerinden Ludo de Barabander ile konuştuk.

YÜCEL ÖZDEMİR

Sayın de Barabander, NATO’ya karşı yapılacak eylemler öncesinde başlıca talepleriniz nelerdir?

Pek çok talebimiz var. Ama öne çıkanların başında bütün NATO üyesi ülkelere askeri harcamaların gayrisafi milli hasılanın yüzde 2’sinin seviyesine karşı çıkarılması bulunuyor. Çünkü bu karar gerçekten askeri harcamaların gereksiz yere tümüyle artırılması anlamına geliyor. Bundan silah endüstrisi kazanan, sıradan insanlar ise kaybeden durumunda. Halkın verdiği verdiler silahlanmaya gidecek. Avrupa’da bir çok ülkenin hükümeti bütçe yetersizliğini gerekçe göstererek sosyal alanlardan kısıtlamalar yapıyor. Bu tam anlamıyla bir skandaldır.

Örneğin benim ülkem Belçika’da şu anda bütçenin yüzde 0,9’u askeri harcamalara ayrılıyor. Bu oranın yüzde 2’ye çıkarılması demek ayrılan bütçenin iki katına çıkarılması anlamına geliyor. Hükümet şimdiden askeri bütçeyi artırmak için planlar yapmış durumda. Bir taraftan daha fazla vergi alınmayacağı söylenirken diğer taraftan askeri harcamalar artırılıyor. Peki gerekli olan para bu durumda nereden karşılanacak?

O zaman geriye sosyal alanlar kalıyor diyorsunuz…

Evet, tam da öyle. Buna küresel çapta baktığımızda askeri harcamaların bu denli artırılmasını gerektirecek bir durum var mı diye sormadan edemiyoruz. NATO zaten şu anda dünyadaki askeri harcamaların yüzde 52’sini yapıyor. Kısa bir süre önce NATO Parlamenterler Asamblesi tarafından yayınlanan belgelere baktığımızda bugün gerekçe olarak ilk önce Rusya tehdidi gösteriliyor. Tamamen gülünç bir durum. Çünkü Rusya’nın askeri harcamaları sürekli azalıyor. Şu anda NATO’dan 14 kat daha az.

Almanya ve Fransa’nın askeri bütçeleri bile Rusya’nın askeri harcamalarının bir buçuk katı. Yani tamamen saçma bir gerekçe.

Rusya askeri olarak NATO’dan çok daha zayıf. Buna rağmen NATO sürekli Rusya sınırındaki Doğru Avrupa ülkelerine askeri yığınak yapıyor ve tatbikatlar düzenliyor. NATO’nun Doğru Avrupa’daki asıl planı nedir?

Önemli bir konu. NATO’nun Doğu Avrupa’ya değişik alanlarda genişlemesi, Polonya ve diğer ülkelere askeri yığınak yapması Rusya’ya karşı tam anlamıyla bir provokasyondur. Bu sadece çatışma tehlikesini büyütüyor, güvenliği değil güvensizliği beraberinde getiriyor.

TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİSİ: SATRANÇ OYNANIYOR

NATO’nin önemli bir ülkesi olan Türkiye sürekli bu düşman gösterilen Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Türkiye’nin NATO’daki durumunu nasıl görüyorsunuz? Konu zirvede gündeme gelecek mi sizce?

Bu durumu satranca benzetiyorum. Rusya ile Türkiye arasındaki yakınlaşma elbette Suriye ile bağlantılı. ABD’nin Kuzey Suriye’de aktif olmasından Türkiye’nin rahatsız olduğu ortada. Bu durumda Ruslar da satranç oynuyor. Türkiye ile NATO’da bir bölünme yaratmak istiyor.

Bu mümkün mü peki?

Gelişmelere baktığımızda NATO sürekli Türkiye’nin Suriye’de yaptıkları konusunda sessiz kalmayı tercih ediyor. Türkiye’nin hava savunması konusunda istediği yardımı da yapıyor. Bu durumda NATO’nun da satranç oynadığını görüyoruz.

Peki konu NATO Zirvesi’nin gündeminde olacak mı?

Bana göre NATO üyesi ülkeler, Erdoğan ve hükümetinin yaptıklarından çok rahatsız. Rusya’dan füze savunma sistemi satın alınması Türkiye’nin kaybedileceği korkusu yarattı. Türkiye elbette sadece NATO’nun güney kanadı açısından değil, pek çok açıdan stratejik öneme sahip. Bulunduğu bölge çok önemli. Bu da bütün tarafların Türkiye üzerinde satranç oynamasına yol açıyor. Rojava’da ABD’den sonra İtalyan, Fransız, İngiliz askerlerinin de görünmeye başlaması durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Rusya’nın korkusu da bunların bölgede kalıcı hale gelmesi. İleride bu bölgede askeri üslerin kurulması da söz konusu. ABD’nin dünya çapında yüzlerce askeri üssü var, ama Rusya’nın ise sadece Suriye’de var. Bunu kaybetmek istemiyor.

Ayrıca, geçen yıl NATO Zirvesi’nden önce nükleer silahların olmadığı bir dünya anlaşması 122 ülke tarafından imzalandı. Ancak NATO imzalamayı kabul etmediği gibi boykot edeceğini ilan etti. Nükleer silahsızlanmaya ilgi göstermedi. Bu nedenle gelecekte bir nükleer savaşın önüne geçilmesine yanaşmadı. Bu bizler için önemli. NATO üyesi ülkelerin bu anlaşmaya imza atmasını talep edeceğiz.

PROTESTO GÖSTERİSİ VE KONFERANS HAZIRLIKLARI

Belçika barış hareketinin ev sahipliğiyle NATO Zirvesi’nde karşı protesto gösterisi ve toplantılar düzenlenecek. Hazırlıklar hangi aşamada, neler yapılacak bu yıl?

Bildiğiniz gibi geçen yıl büyük bir gösteri düzenlemiştik. Değişik ülkelerden 12 bin kişi katılmıştı. Çok renkli bir gösteriydi. Kadın hareketi, gençlik hareketi de örgütlenmeye katılmıştı. Bu yıl da benzer bir gösterinin olacağını umuyoruz. Tabi o zaman Trump’ın başkanlığının ilk aylarıydı. Bu nedenle bir çok genç, öğrenci derneği, sendika aniden eyleme katılma çağrısı yaptı. Bu yıl ise tatil sürecindeyiz, öğrenciler tatilde. Bu nedenle geçen yılki gibi olması biraz zor görünüyor.

İkinci bölüm ise karşı zirve ve konferanstan oluşuyor. Barış hareketinin bir araya gelmesi, birlikte tartışması ve alternatifler araması bu süreçte çok önemli. Konferansımızın buna hizmet edeceğine inanıyoruz. NATO üyesi ülkelerden katılımlar olacak. Barış hareketinin dünyada olanlar konusunda ne dediğini birlikte bir kez daha konuşacağız.

BARIŞ HAREKETİ GÜÇLENECEK Mİ?

Savunma harcamaları artırılıyor, savaşlar devam ediyor, AB militaristleştiriliyor. Ancak bunlara karşı çıkan barış hareketi koşullar olmasına rağmen zayıf. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben 25 yıldır barış hareketi içinde aktif olarak çalışmalar yapıyorum. Evet, barış hareketi yapısal olarak küçük, ama belli anlarda hızla güç kazanıyor. Bunu 80’li yıllarda nükleer başlıklı füzelere karşı verilen mücadelede, 2003’te Irak savaşına karşı mücadelede gördük. Bir anda milyonlarca insan sokağa çıktı. Bugün bizim görevimiz askerileşmeye ve silahlanmaya karşı mücadelenin ne kadar önemli olduğunu anlatmaktır. Pek çok insan işgallerin çözüm getireceğine inanıyor. Halbuki, terör saldırıların arkasında asıl olarak NATO ve NATO üyesi ülkelerin savaş politikaları bulunuyor. Belçika’da savaş uçaklarına karşı başlattığımız ve halen devam eden kampanyamız sırasında, sosyal medya üzerinden gelen tepkiler ve imza kampanyasında insanların tepkili olduğunu fark ettim. İnsanlar belki eskisi gibi sokağa çıkmıyor ama bir şekilde gelişmeleri izliyor ve tepkisini gösteriyor.

Close