Christoph Kranich ile „Hastanelerde Bakım Personeli Açığına Karşı Daha Fazla Personel Alınması ve Herkese Daha İyi Sağlık Bakımı İçin Halk İnisiyatifi“ (der Volksinitiative gegen Pflegenotstand im Krankenhaus und für mehr Personal und eine bessere Versorgung für alle) üzerine röportaj. Kranich, “Hamburg, Daha Fazla Bakım Personeli için Birlik” („Hamburger Bündnis für mehr Pflegepersonal“) sözcüsüdür.
SEDAK KAYA
Öncelikle hastanelerdeki durumu değerlendirebilir misiniz?
1916’dan beri Almanya çapında bakım alanında iş yerlerinin %10’u kapatıldı. Aynı zamanda, bakılan vaka sayısı %24 oranında arttı. Ek olarak, hastanelerde yatış süresi yarıya düştü. Bu da demek oluyor ki, daha fazla hasta, daha az sürede ve daha az sayıda hastane personeli tarafından tedavi edilmek zorunda bırakılıyor. Ve, hastalar artık daha yaşlı ve daha hasta. Seksenlerin ortasına kadar hastaneler giderlerine göre finanse edilmekteydi. 1985’den itibaren, hastaneler kar elde etme amacıyla ticarethanelere dönüştürüldü. Serbest piyasa ve rekabet sağlık alanına girmeye başladı. Bundan beri, hastaneler sürekli olarak giderleri azaltıp kara geçmek istiyorlar. Giderleri azaltmanın ilk akla gelen yolu, özellikle hasta bakımı ve hizmeti alanında personel sayısı ve maaşlarını azaltmak.
Bu duruma karşı çıkmak için ittifak kurarak bir halk inisiyatifi başlattınız. Bu süreci bize anlatabilir misiniz?
Aslında, bu inisiyatif Ver.di sendikası tarafından başlatıldı. 6 ay sonra bir gelişme yaşanmayınca; biz bu işi kendimiz yaparız dedik ve ittifak kurarak bir halk inisiyatifi başlattık. İttifak zamanla büyüdü ve çeşitli faaliyetler geliştirdi. 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününde „Hastanelerde Bakım Personeli Açığına Karşı Daha Fazla Personel Alınması ve Herkese Daha İyi Sağlık Bakımı İçin Halk İnisiyatifi“ni başlattık.
Taleplerinizi sayabilir misiniz?
Hastanelerdeki bakım personeli sayısının somut olarak belirlenmesi için bir yasa tasarısı ortaya konularak halk oylamasına gidilmesini istiyoruz. Hastaneler daha fazla personel alınmasını istiyoruz: Hem bakım da hem de diğer alanlarda özellikle temizlik personeli olmak üzere. Ayrıca, personellerin kadrolu olarak istihdam edilmesini ve onlara iyi bir eğitim sağlanmasını istiyoruz.
29 Nisan’da halk inisiyatifi esnasında tam 27 bin 623 imzayı belediye binasına gelerek teslim ettiniz. Bu başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve bundan sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Çok büyük bir başarı olarak değerlendiriyoruz. Sonuçta, hazırlanmak için sadece 2 hafta süremiz vardı. Çünkü Avrupa Parlamentosu seçimleriyle çakışmaması için 29 Mart’ın son tarih olduğunu 2 hafta önce öğrenmiştik. 3 hafta içinde 10 bin imzayı ancak toplarız diye düşünmemize karşın neredeyse 30 bin imza topladık. Şimdi eyalet parlamentosunun bizim bu isteğimize karşılık vermesi için 4 ay süresi var. Red edilmesi halinde, ikinci adım olan referandum başvurusunda bulunacağız. Bunun için, 3 hafta içinde 60 bin imza toplamamız gerekiyor. Bu gerçekten büyük bir sayı, ama, bugün bunu başarmamız için koşullar daha uygun durumda. Bunu da gerçekleştirdiğimiz takdirde, eyalet parlamentosunun yine 4 ay süresi olacak. Yine de reddettikleri ve aramızda anlaşma sağlanamaması halinde 2020’deki Hamburg eyalet parlamentosu seçimleriyle eş zamanlı olarak referanduma sunulacak. İşte o zaman da tüm Hamburglu vatandaşlar oylama da kendileri karar verecekler.
