18 Ağustos, Alman işçi hareketinin en önemli önderlerinden birinin katledilmesinin 79. yıldönümü idi. Thälmann, 1925 yılından 3 Mart 1933’te Naziler tarafından tutuklanana kadar KPD’nin (Almanya Komünist Partisi) liderliğini yaptı. 18 Ağustos 1944 tarihinde Buchenwald toplama kampında öldürüldü. Bu yıl onun sadece işçi sınıfı içindeki çalışmalarını değil, aynı zamanda birkaç hafta sonra 100 yaşına girecek olan Hamburg ayaklanmasında da önemli bir rolü oynadı.
Thälmann katledilişinin 79. yılında 70 kişinin katılımıyla bugün Ernst Thälmann Anıtı olan eski evinin önünde anılıd. Müzik ve konuşmaların yanı sıra tarihsel ve bugünkü durum arasında bir çok noktadaki paralelliklere dikkat çekildi ve Ernst Thälmann’ın çalışmalarından çıkarılacak derslere işaret edildi.
HAMBURGLU BİR LİMAN İŞÇİSİ
Thälmann 1886 yılında Hamburg’da bir çiftlik sahibi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren liman işçisi, ateşçi ya da arabacı olarak çalıştı. 17 yaşında SPD’ye katıldı ve Hamburg liman işçileri arasında aktif bir sendikacı oldu. Birinci Dünya Savaşı sırasında Batı Cephesi’nde asker olarak savaştı ve burada görev yaptığı sırada savaş karşıtı muhalif bildiriler dağıttı. Savaşın bitiminden sonra USPD’de (Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi) çalışmaya ve Alman sosyal demokrasisinin Burgfrieden (burjuvaziyle uzlaşma) politikasına kararlılıkla karşı durmaya başladı. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in KPD’yi kurmasının ardından Thälmann, Hamburg USPD’nin neredeyse tüm üyeleriyle birlikte bu partiye katıldı. Birkaç yıl sonra Hamburg ayaklanması onun önderliğinde gerçekleşti ve bu ayaklanmanın tarihsel dersleri bu yıl 100. yılı nedeniyle özellikle vurgulanacak. Sonraki yıllarda, Naziler iktidarı ele geçirene kadar, KPD’nin başkanlığını yaptı ve bu sıfatla iki kez Reich başkanlığına adaylığını koydu. Aynı zamanda Kızıl Cephe Savaşçıları Birliği’nin de başkanıydı. „Thälmann gibi kararlı olun!“ o dönemde anti-faşistler arasındaki slogandı. Ernst Thälmann 18 Ağustos’ta onun kararlılığını ve işçi sınıfıyla dayanışmasını bir tehlike olarak gören Naziler tarafından öldürüldü . Hayatını sömürü ve baskıdan kurtuluş mücadelesine adamıştı ve bu nedenle unutulmadı, 79 yıl sonra bugün hala övgüyle anılıyor.
HAMBURG AYAKLANMASININ YÜZÜNCÜ YILI
„İki yıl önce bugün, 23 Ekim 1923’te Hamburg barikatlara gitti. Enflasyonist dönemin sefaleti tarafından yönlendirilen, emekçi kitlelerin karşılık bulmayan ihtiyaçları Hamburg’u barikatlara itmişti.[…]“, Ernst Thälmann 1925’te „Hamburg ayaklanmasının derslerini“ böyle tanıtmaktaydı. 100 yıl önce, Thälmann yönetimindeki Hamburg KPD tarafından örgütlenen Hamburg işçilerinin mücadelesi krizin ortasında egemen sisteme karşı yönelmişti . Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmişti ve insanların yaşam koşullarına yoksulluk, işsizlik ve açlık damgasını vurmaktaydı. Ülkenin her yerinde işçiler mücadele etmeye başladılar, grevler ve protestolar Hamburg’da üç günlük bir ayaklanmayla sonuçlandı. Polis karakolları silahsızlandırıldı, işgal edildi ve barikatlar kuruldu – Almanya’da faşizmi önlemek için son şanslardan biri ele geçirilmişti. O zamanki durum mücadelenin ülke geneline yayılmasına izin vermese bile, Hamburg ayaklanması büyük önem taşımaktaydı. Kitlelerin „hiçbir şekilde pasif bir çaresizlik içinde uyuklamadıklarını, aksine hayatlarını iktidar mücadelesine yatırmaya kararlı olduklarını“ göstermişti.
„YALNIZCA İŞÇİLERİN ÇIKARLARI GEÇERLİDİR!“
Ernst Thälmann bize sadece tarihsel bir anma fırsatı vermekle kalmıyor, aynı zamanda bugünkü durumumuzla da paralellikler kuruyor. Bugün de savaşın ve krizin etkilerini ilk elden hissediyoruz, bugün de enflasyon her kuruşun hesabını iki kez yapmamıza neden oluyor ve bugün de zengin ile fakir arasındaki uçurum hızla büyümeye devam ederken hükümet kasıtlı olarak çıkarlarımıza karşı duruyor. Aynı zamanda, giderek sağa kayan ve anketlerde %21’lere ulaşan AfD karşısında şok olmuş durumdayız. Bugün egmen olan koşullara karşı mücadelede, sömürü ve savaşa karşı mücadelede, daha iyi bir yaşam için mücadelede, hala vurgulanması gereken Ernst Thälmann gibi insanların tutumu ve kararlılığıdır. Bugün de bizim için egemen sınıfın çıkarları değil, yalnızca işçilerin çıkarları geçerlidir. Bu anlamda Ernst Thälmann’ı anıyor ve onu anti-faşist, anti-kapitalist mücadelemizde yaşatıyoruz!

Foto: Yeni Hayat