Written by 15:42 uncategorized

Hollanda’da ırkçılar oy kaybetti

Hollanda’da 12 Eylül’de yapılan erken seçimlerden liberaller ve sosyal demokratlar karlı çıkarken, ırkçılar oy kaybına uğradı. Kamuoyu yoklamalarında seçimlerde büyük bir çıkış yapacağı ileri sürülen Sosyalist Parti oyunu korumakla yetindi. Aşığı sağcı Geert Wilders’in başını çektiği Özgürlük Partisi ise önemli oranda oy kaybına uğradı.

150 sandalyesi ulusal meclis için yapılan erken seçimlerin galibi, başbakan Mark Rutte’nin Liberal Parti’si (VVD) oldu. 150 sandalyeden 41’ini kazanan VVD’nin seçimlerden 39 sandalyeyle ikinci çıkan İşçi Partisi (PvDA) ile koalisyon hükümeti kurması bekleniyor.

Seçimlerden önce yapılan anketlerde İşçi Partisi’nin önemli oranda oy kaybedeceği ileri sürülüyordu. Ancak, son haftalarda kamuoyunda Sosyalist Parti’ye karşı yapılan etkili kampanya, asıl olarak İşçi Parti’nin işine yaradı. Anketlerde birinci ya da ikinci parti olacağı ileri sürülen Sosyalist Parti, bir önceki seçimlerde aldığı 15 sandalyeyi korumakla yetindi.

2010’da yapılan erken genel seçimlerde kazandığı 24 sandalye ile dikkatleri üzerine çeken sağcı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi (PVV) bu kez ancak 15 sandalye kazanabildi. Yaptığı İslam karşıtı provakatif çıkışlarla tanınan Wilders, geçen dönem kurulan hükümeti dışarıdan desteklemişti. Ancak, daha sonra hükümetin hazırlamış olduğu 120 milyar Euro’luk tasarruf paketini gerekçe göstererek destek vermekten çekilmişti.

Seçimlerde kaybeden bir diğer parti ise Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) oldu. CDA, geçen seçimlerde 21 sandalye alırken, bu seçimde 13 sandalye kazanabildi.

Ayrıca Yeşil Sol da seçimin en çok kaybedeni oldu. Sandalye sayısı 10’dan 3’e düştü.

 

YENİ HÜKÜMET YOLDA

Yeni hükümetin liberaller ile sosyal demokratlar arasında kurulması beklenirken, Henk Kamp (VVD), kraliçe adına yürütülen pazarlıkların hakemi görevlendirildi. PvdA’nın eski liderlerden Wouter Bos da aynı göreve atandı. Gerek medya tartışmalarından ve gerekse de her iki parti çevrelerinden ve muhaliflerden yansıyan genel atmosfer, bu iki partinin anlaşıp yeni bir hükümet kuracakları yönünde. Her iki partinin meclisteki toplam sandalye sayısı 79.

 

YENİ SALDIRILAR KAPIDA

Yeni hükümet döneminde emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırıların olacağı şimdiden dile getiriliyor. Seçimden önce “24 milyar Euro’luk ek kısıtlama planları zorunludur” diyen VVD’ye, PvdA ne kadar direnebilecek? Kamu emekçileri için zam talebini baştan reddeden, çıkışların kolaylaştırılmasını açıktan savunan, “İşsizlik Ödeneği WW”nin süresini kısaltmak isteyen, TİS hakkına gaspı planlayan, sağlık primlerini ve risk katkı paylarını arttırmaya hazırlanan, eğitim bursunu kaldırmak ve öğrencileri borçlandırmak isteyen, kamu ulaşımını özelleştirmek ve kiraları arttırmak isteyen ve daha nice saldırı programını açıktan savunan VVD’ye karşı İşçi Partisi’nin fazla direnmesi beklenmiyor.

 

DÖRT TÜRKİYE KÖKENLİ VEKİL

Değişik partilerden 14 Türkiye kökenlinin de aday olduğu seçimlerde dört Türkiye kökenli politikacı meclise girmeyi başardı. İki dönemdir Sosyalist Parti listesinden meclise seçilen Hollanda Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) üyesi Saadet Karabulut da yeniden seçilmeyi başaranlar arasında. Edinilen bilgileri göre PvdA listesinden seçimlere katılan Keklik Yücel, Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk de ilk etapta seçilmeyi başaran politikacılar oldu. Diğer Türkiye kökenlilerin seçilip seçilmediği tercih oyların sayımı sonucunda kesinleşecek. (YH)

 

 

‘Mücadelemiz devam ediyor’

 

Sosyalist Parti listesinden yeniden seçilmeyi başaran Hollanda DİDF üyesi Saadet Karabulut gazetemize yaptığı açıklamada, partinin beklenen çıkışı yapmamasında, yürütülen karşı kampanyanın etkili olduğuna dikkat çekti. Karabulut yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sosyalist Parti’ye karşı sürdürülen onca saldırı, korku ve karalama kampanyalarına karşın, meclisteki sandalye sayımızda bir kayıp olmaması oldukça önemli.

Elbette, sandalye sayımızda bir artışın olmamasına üzüldüm. Çünkü, kamuoyu yoklamalarında oy oranı oldukça yüksek gösteriliyordu. Bir çok seçmen stratejik oy kullandı. Liberalleri ülke yönetiminden uzaklaştırabilecekleri düşüncesi ile oylarını bilinçli bir tercihle PvdA’ya verdiler.

Bu seçimlerin en büyük kazancı, Avrupa’nın birçok yerinde olduğu gibi, önemli sayıda Hollandalının, neoliberal politikalara karşı, sosyal politikaları oylamış olmasıdır. Bu nedenle umutluyum ve gelecekten yana iyimserim. Ne kadar güçlü örgütlenirsek, o kadar kazançlı olacağız.

“Başka bir Hollanda”nın, inşası için gerek parlamento içinde gerekse de dışında, emekçilerin sesi olmaya devam edeceğiz. Hollanda’da ve dünyada sömürüye, bölünmüşlüğe ve yoksulluğa karşı ancak birlikte mücadele edersek kazanabiliriz.”

Close