Written by 20:09 POLITIKA

İltica yasası için ölümcül darbe

Brüksel’de „reform“ uzlaşması: Göç bir „kriz“ olarak tanımlandı, sığınmacılar haklarından mahrum bırakıldı ve kriminalize edildi

Mawuena Martens/ Junge Welt

Çarşamba sabahı üstü kapalı bir haber geldi: AB iltica sistemi reformunda bir „ilerleme“ kaydedildi. Üst düzey AB yetkilileri anlaşmadan dolayı birbirlerini kutladılar ve bunu tanımlamak için „dayanışma“ kelimesini kullandılar. Ancak bunun „AB ülkelerinin mültecilere karşı dayanışması“ olması gerekirdi: AB’nin mühürlenmesi artık tamamlanmışdır, AB hukukunda ve Cenevre Sözleşmesinde yer alan bireysel sığınma hakkı ortadan kaldırılmaktadır. AB Parlamentosu ve AB Konseyi tarafından revize edilen „Ortak Avrupa Sığınma Sistemi“ (CEAS) Haziran 2024’teki AB seçimlerinden önce tamamlanacak.

Taraflar beş ayrı AB düzenlemesi üzerinde anlaşmaya vardı: Sığınmacılar artık varışta „güvenlik ve sağlık kontrollerinden“ geçecek ve biyometrik verileri kaydedilip saklanacak. AB genelinde prosedürler standart hale getirilerek sığınma kararları da hızlandırılacak. Ayrıca, üye devletler tazminat ödemeleri yaparak sığınmacıları kabul etmekten kurtulabilecekler. Bir diğer yeni özellik ise üye devletlere „göçün neden olduğu kriz durumu“ ilan etme ya da üçüncü ülkeler tarafından „göçün araçsallaştırılması „na karşı başvurma hakkı tanınmasıdır. Bu durumda, normal sığınma prosedüründen sapabilirler.

Anlaşmaya tepkiler hızlı oldu. İspanya ve Yunanistan’ın yanı sıra Alman iktidar partilerinin temsilcileri de çok sevindi. İnsan hakları örgütleri ve sol ise dehşete kapıldı. AB parlamenter grubu Die Linke/ The Left şunları yazdı: „Bugün yas tutuyoruz. Göç anlaşması bireysel sığınma hakkının ölüm çanıdır.“ Ve devam etti: „Sığınmacıların güvenlik tehdidi olarak sınıflandırılması temel haklar ve kişisel bütünlükle çelişmektedir.“

BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ise anlaşmayı „çok olumlu bir adım“ olarak nitelendirdi. BM Mülteci Ajansı’nın (UNHCR) uygulama konusunda „tavsiye ve yardımda bulunmaya“ hazır olduğunu söyledi. AB Parlamentosu ayrıca „ulusal güvenlik ya da kamu düzeni için tehdit“ olarak kategorize edilen ya da örneğin sahte pasaportla „yetkilileri yanıltan“ kişilere de tavsiye ve yardım hakkının tanınmasını istiyor. Strazburg’un teşvikiyle bu durumdan etkilenen herkese cömertçe ücretsiz hukuki danışmanlık sağlanacaktır. Parlamentonun galip geldiği bir başka nokta daha var: Alman hükümetinin, AB’nin dış sınırlarında refakatsiz çocuklarla birlikte çocuklu ailelerin de işleme alınmaması yönündeki talebi kabul edilmedi, ancak küçük çocuklu ailelerin başvuruları öncelikle işleme alınacak. AB İltica Ajansı, „uygun kabul koşulları“ bulup bulmadıklarını izleyecek.

Fransa da hemen hemen aynı zamanda göçmenlik yasalarını sıkılaştırdı. Muhalefet partisi Les Républicains/ Cumhuriyetçiler’in baskısı altında, Salı akşamı hükümet çevrelerinde de eleştirilen bir şekilde kabul edildi. Sağlık Bakanı Aurélien Rousseau protesto amacıyla görevinden istifa etti. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron şimdi yasayı gözden geçirilmek üzere Anayasa Konseyine sunmak istiyor.

Çeviren: Semra Çelik

Close