Manuel Schäfer*
İnsanlar çevrelerinde, işyerlerinde ve aileleri içinde kabul görülmesini ve yaptıklarına saygı gösterilmesini ister. Ancak Binder’de bu saygıyı görmediler, görmüyorlar. Bu yüzden geçtiğimiz yılın sonuna doğru bir araya gelerek, neler yapabileceklerini konuştular. İlk buluşmaya birkaç kişi gelmişti. Sonra sayıları giderek arttı. İkinci adımda, kendilerine destek aramaya başladılar. Bu destek, uzun yıllardır sendikacılık ve Geisslingen’deki büyük bir işletmede işçi temsilciliği yapan birinden geldi. Bu sendikacı onlarla kafa kafaya vererek, neler yapılabileceği konusunda fikir geliştirdi.
Bir sonraki adımda ise, IG Metall Sendikası’nın yerel şubesiyle ilişkiye geçildi. Sorunların ne olduğu, çözüme hangi yolla ulaşılabileceği konusunda görüşülerek ilk izlenimler oluşturulmaya çalışıldı. Hem de ne izlenim!? Neredeyse yaklaşık 100 işçi bir araya gelmişti. Bu buluşmada ve sonrasında gerçekleştirilen ikili görüşmelerde, nasıl ikinci sınıf insan muamelesi gördüklerini, işletmedeki yöneticiler tarafından sistematik olarak baskı altında tutulduklarını anlattılar. Hepsi, sipariş sahipleri daha fazla parça bekledikleri ve haftada beş gün yetmediği için daha hızlı, çıkarılan işin kalitesi değiştiği gerekçesiyle daha iyi, otomobil sanayisinin Binder’de üretilen kaliteli alüminyum ihtiyacını karşılamak için daha çok çalışmaya zorlanıyordu.
İşçiler her şeye tamam diyor. Fazla mesai mi? Tamam, mesele değil! Binder’de ödenen ücret o kadar düşük ki; zamanı olan her arkadaş, fazla mesai parası alabilmek için çalışmak istiyor.
Daha çok fazla mesai mi? O da mesele değil. Eğer çalışan işçinin de bundan çıkarı varsa ve çalışma düzeni buna imkan veriyorsa, neden olmasın?
Daha iyi kalite mi? Mesele yok! Eğer koşullar elveriyorsa, seve seve. Yani eğer makineler, aletler, çalışma gereçleri uygunsa, iyi çalışmaya elverişliyse ya da ne yapacağın sana gösteriliyorsa.
Ama eğer ortaya çıkarılan iş hak ettiği saygıyı görmüyorsa; tersine, size köpek muamelesi gördüğünüz hissettiriliyorsa, bir noktadan sonra “artık yeter!” dersiniz.
Hafta içinde fazla mesai yasak, ama cumartesi ve pazar günleri işe gelmeniz isteniyor.
Son dakikaya kadar çalışmadıkları için insanlara ihtar veriliyor. Saat kaça kadar işinizin başında durduğunuzu kontrol etmek için, yöneticiler paydos saatinden kısa bir süre önce başınıza geliyor ve makinesini durdurmuş ve temizliğe başlamış olduğu iddia edilen herkesin adını listeye yazıyor. Ama kimseye neden öyle yaptığı sorulmuyor.
Arkadaşların bize anlattığına göre, işlemek üzere kendilerine verilen parçalar bitmiş oluyor. Yeni parça isteyebileceğiniz veya başka ne yapabileceğinizi soracağınız bir ustabaşını da bulamıyorsunuz. Sizi denetleyen yönetici, sizin başka bir işe verildiğiniz için makineyi durdurduğunuzu bilmiyor. Kağıt-kürek işlerini yapmak, işlediğiniz parçaları bir başka bölüme götürmek, makineyi temizlemek için verilen sürenin yetersiz olduğunu, herkesin aynı anda bir yere gitmesi durumunda uzun kuyrukların oluştuğunu da bilmiyor.
İşin kalitesi konusunda da sıkıntılar var. Üretim süreçleri değiştiriliyor ama işçiler yeni sürece hazırlanmıyor. Buna rağmen hazırlık dersi gördüklerine dair açıklamaların altına imza atmak zorundalar. Pres aletleri o kadar yıpranmış ki; ortaya çıkan ürünün kullanılıp kullanılamayacağı şans meselesi adeta. Suçun kimde olduğu sorusuna verilen yanıt da her zaman kolayca bulunuyor. Çünkü bir suçlu bulmak gerekiyor. Çalışma sisteminin suçlu olabileceğini düşünmek bile yasak.
Kısmen adaletsiz yöneticiler, çıkışlar ve hayatını sürdürebilmek için çalışma zorunda olmanız bir araya gelince, her birinizin üzerinde çok büyük bir baskı oluşuyor. Bütün bunlar, Binder’de çalışan insanların saygı görmediğini gösteriyor.
Peki geçtiğimiz aralık ayından bu yana ne değişti?
Belki baskı daha da arttı. Ama nasıl umutlarımız da arttı. Nasıl tan atmadan kısa bir süre önce gecenin en karanlık saati yaşanırsa, biz de güzel bir güne uyanacağımıza dair umutlarımızı büyüttük.
İşçiler, bir İşyeri İşçi Temsilciliği kurmaya karar verdiler. Çünkü Almanya’daki işçileri koruyan yasaların, Schwaben’in en ücra köşesine kurulmuş Binder’de de geçerli olduğunu biliyorlar. Artık, sadece yaptırım düzenlemeleri, ihtar ve hatta çıkışlarla yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olmalarını kabul etmiyorlar. Her türlü haktan ve saygıdan mahrum bırakıldıklarının bilincine vardılar. Şimdi IG Metall ile birlikte adım adım bu duruma karşı çıkıyorlar.
IG Metall, ocak ayının ortasında bir sözleşme imzalanmasını sağladı. Buna göre kurulacak işyeri temsilciliği, firmanın Baden-Württemberg Eyaleti’ndeki bütün işletmeleri için yetkili olacak ve bütün işçiler tarafından seçilecekti. 30 Ocak’ta, bütün işletmelerden toplam 500 işçinin katılımıyla bir seçim kurulu oluşturuldu. Bu kurul, canla başla hazırlıklar yaparak, 3 Mart’a kadar adayların belirlenmesi için çalıştı ve seçim tarihini 15 Nisan olarak belirledi.
Yani 2015 Nisan ayının sonundan itibaren, bütün çalışanların çıkarları için çalışan bir işyeri işçi temsilciliğimiz olacak. Bugünden biliyoruz ki; temsilciliği çok büyük görevler bekliyor. Bir ekip olarak birlik oluşturması, farklı işletmelerdeki sorunların gözetilmesi, çalışanların görüşlerinin dinlenmesi ve kararlara ortak edilmeleri, hep birlikte iyileştirilmeler sağlanması gerekecek. Biz de IGMetall olarak, bu süreçte işyeri temsilciliğine bu çalışmalarında destek olacağız.
Çalışanlar örgütlenirse, kendilerine güçlü müttefikler bulursa ve hakları için ortak hareket ederse, saygı da görürler. Bu saygı da işin en tatlı yönüdür. Çünkü kendi emeği ve çabalarıyla hak edilmiştir.
* Sendika Sekreteri, IG Metall Göppingen/Geislingen
BİNDER-GROUP
Binder hakkında: Baden-Württemberg’teki Binder-Group bünyesinde yaklaşık 1900 kişi çalışıyor. Bunların 400’den fazlası kiralık işçi. Grup bünyesindeki altı ayrı firmaya ait 10 işletmede, birçok ulustan işçi çalışıyor. İşletmeler, Böhmenkirch, Steinheim a.A. ve Feldstetten kentlerinde bulunuyor. Ayrıca çok sayıda Hırvatistanlı işçi, Werkvertragsunternehmen bünyesinde çalıştırılıyor. Firma, ünlü otomobil tekelleri için alüminyum parçalar üretiyor ve son yıllarda hızla büyüdü. İşletmelerdeki kötü çalışma koşulları hakkındaki birçok haber de aynı dönemde basına yansıdı
