Almanya’da hükümet, istihbarat örgütleri ve değişik resmi kurumlar zaman zaman artan ırkçı şiddet olaylarına dikkat çekerek toplumu uyanık olmaya çağırıyorlar. Ne var ki, son yıllarda resmi makamlar tarafından izlenen politikalar bir taraftan ırkçıları aratmazken diğer taraftan da ırkçılara cesaret veriyor. Neonazi örgütlerin yaptığı gösteri ve yürüyüşlere anti-faşistlerin bütün itirazlarına rağmen mahkemeler tarafından izin verildi ve bu gösterileri engellemek isteyen demokratik güçler sürekli kuşatmaya alınarak mağdur edildi. Birkaç Noenazi’nin bir araya gelmesi “anayasal hak” olarak değerlendirilirken, bu “hak”kın başkalarının hak ve özgürlüklerini kısıtlama anlamına geldiğinin ise üstü örtülmek isteniyor.
ALMANYA BÖYLE KARAR GÖRMEDİ
Irkçılara gösterilen müsamaha, geçtiğimiz günlerde alınan bir mahkeme kararıyla daha ileri taşındı. Neonaziler tarafından Aşağı Saksonya eyaletinde bulunan Bad Nenndorf’ta 14 Ağustosta yapılmak istenen gösteriye mahkeme izin verirken, Alman Sendikalar Birliği (DGB) öncülüğünde yapılmak istenen karşı gösteri ise Hannover İdare Mahkemesi tarafından yasaklandı. Yani, Neonazi gösteriye karşı çıkmanın “kanun dışı bir davranış” olduğuna karar verilerek, son yılların en büyük “skandal kararının” altına imza atıldı.
Eyalet İdari Mahkemesi ve Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu karara nasıl tepki göstereceğinden bağımsız olarak, tek başına Hannover İdare Mahkemesi’nin böyle bir karar vermesinin kendisi bile bu ülkede ırkçılara cesaret aşılandığını gösteriyor.
Mahkemeden önce Schaumburg Bölge Valiliği, hem ırkçı hem de anti-faşist gösteriyi güvenlik gerekçesiyle yasaklamıştı. Ardından ırkçıların yaptığı itirazı değerlendiren Hannover İdare Mahkemesi, güvenlik gerekçesiyle iki gösterinin fazla olduğuna karar verdi ve önceliği ise Neonazilere tanıdı. Mahkeme, ayrıca anti-faşistler tarafından düzenlenecek gösteride şiddet olaylarının çıkma olasılığının daha yüksek olduğunu da ileri sürdü.
YASAK KALDIRILDI, AMA MANTIK DEĞİŞMEDİ
Sadece karar değil, karara dayanak edilen gerekçeler bile bu ülkede Neozazilere karşı çıkmanın suç olarak tanımlanmaya başladığını gösteriyor. Eyalet İdari Mahkemesi, daha sonra anti-faşist gösteri hakkında verdiği yasak kararını kaldırdı, ancak dediğimiz gibi böyle bir kararın verilmesi bile kendi başına büyük bir skandaldır ve bu yönde ileride benzer kararlar verilmesinin ilk işaretidir.
Keza Eyalet İdare Mahkemesi tarafından yasak kararı kaldırılırken, anti-faşistlerin Neonaziler tarafından gerçekleştiren gösteriyi engellemesi yasaklanmış, sadece bir alanda toplanabileceklerine karar verilmiştir. Buna karşın Neonazilerin belli bir güzergahta yürümelerine izin verilmiştir.
14 Ağustos günü yapılan anti-faşist gösteriye, 1200’den fazla insan katıldı. Yasağa rağmen yollara oturarak barikatlar kuran anti-faşistler, böylece ırkçılığın asıl olarak sokakta verilen mücadele ile engellenebileceğini bir kez daha göstermiş oldu.
Neonaziler beş yıldır kur bölgesi Bad Nenndorf’ta “Matem Yürüyüşü” düzenliyor. Hitler’in sağ kolu Rudolf Hess için yapılan gösterilerin yasaklanmasından sonra Bad Nenndorf’u üs olarak belirlemişlerdi. İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra İngiliz ordusu Bad Nenndorf’ta bir savaş suçluları mahkemesi kurmuş ve Nazileri yargılamıştı. (YH)
