Lear Corporation’un Rietberg’deki işletmesinden 30 işçi geçtiğimiz hafta bir protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. İşçiler firma yönetimini sorumluluk almaktan kaçmakla suçluyorlar. Yürüyüşün gerçekleştiği esnada alandaki Hotel Sonne’de ise firma yönetimi, IG Metall sendikası ve Arbeitsagentur ile transfer şirketinin 520 işçisini kapsayan sosyal iş anlaşması için 6.pazarlık görüşmesindeydiler.
IG Metall bölge sorumlusu Bernd Epping, otomobil yan sanayi şirketi olan Lear Corporation idaresinin sorunun bir an önce çözülmesini geciktirdiğini düşünüyor. Epping, müzakerelerin olumlu yönde ilerlememesi halinde işçilere yönelik yaptırımların da artacağını ve uzun süreli bir grevin söz konusu olabileceğini söylüyor.
İşçiler şirket yönetimini sorumluluktan kaçmakla suçlarken, işletmede çalışan İbrahim Demirel, tüm personelin panik halinde olduğunu ve kimsenin yarın ne olacağını bilmediğini anlatıyor.Hep birlikte şirket için çalıştıklarını, birçok fedakârlığın yanında 2008/ 2009 ekonomik krizinden sonra 5 yıl boyunca izin ve Noel ikramiyelerinden feragat ettiklerini anlatan Demirel, şirketin durumunun şimdi iyi olduğunu, işçilerin sorunlarıyla ilgilenilmediğini söyledi. (YH)
Şirketlerin işyeri emeklilik hakkı ile simsarlığı
Lufthansa pilotları ücret, yaşlılık sigortası için halen devam eden müzakere sürecinde şirketinin işyeri emeklilik hakkını (Betriebsrente) iptal etme girişimine 13 kez greve çıkarak direniyorlar. Lufthansa ise geçerli olan sözleşmelere göre gelecekte ödenmesi gereken işyeri emeklilik maaşlarının mali piyasalardaki düşük faizlerden dolayı mümkün olmadığını söylüyor.
ThyssenKrupp da 2012 yılından bu yana ”ekonominin gergin” olduğu gerekçesiyle normal koşullarda işyeri emeklilik maaşlarına her yıl yapılması gereken zamları yapmıyor. Öfkeli emeklilerin haklarını aramak için Federal İş Mahkemesi’ne kadar gitmesinden sonra ThyssenKrupp geçtiğimiz hafta geri adım atmak zorunda kaldı ve ilk etapta 73.000 emekliye 300 ila 400 Euro ek ödeme yapılacağını söyledi.
2001 yılından bu yana neredeyse her sigortalı çalışanın “işyeri emeklilik sigortası” hakkı bulunmakta. Federal Çalışma Bakanı Andrea Nahles’e göre yasa uyarınca 34 milyon işçi işyeri emeklilik sigortası yapabilecekken bu imkanı sadece 20 milyona yakın işçi değerlendiriyor. Nahles, gelecekte artmakta olan yaşlılıkta yoksullaşmanın önüne geçmek için 2018 den itibaren yeni bir “sosyal partnerci işyeri emeklilik yasası” (Neues Sozialpartnermodell Betriebsrente) planlıyor. Bu modele göre işyeri emeklilik hakkı TİS’ler aracılığıyla güvence altına alınacak ve aidatların toplandığı “emekli sandığı” işveren ile sendikalar tarafından ortak yönetilecek.
Anlaşılan o ki bu planla Nahles, Federal Hükümet tarafından uygulamaya konulmuş ve halen yürürlükte olan işyeri emeklilik yasasına yönelik artan eleştirileri boşa çıkarmayı hedefliyor. Bu uygulama öncelikle şirketler için karlı bir ticaret alanını teşkil ediyor; yaşlandığında emeklilik maaşı almak isteyen herkes aylık gelirinin belirli bir bölümünü aidat olarak ödemek zorunda. Bu ödenen aidattan dolayı şirketler, sosyal sigortalara ödemeleri gereken işveren payından ve aynı zamanda ödedikleri ücretlere göre belirlenen işletme vergisinin bir bölümünden muaf tutuluyorlar.
Bu öncelikle devasa şirketlerin hesabına geliyor. Ödenen aidatların bir şirket kasasında mı yoksa bir emeklilik fonunda mı toplandığı fark etmiyor. Sonuçta toplanan bu milyarlar değerindeki aidatlar, faizlerden mümkün olduğunca yüksek gelir elde edebilmek için sermaye piyasasında spekülatif bir yatırım fırsatı olarak değerlendiriliyor.
Bu durumu Nahles’in “Yeni Sosyal-Partner İşyeri Emeklilik Yasası” da değiştirmeyecek. Çünkü önerdiği plan kısmen ABD’de uygulanmakta olan sendikaların ve şirketlerin ortak oluşturdukları emeklilik fonlarının kopyası. Daha dünya ekonomik krizinin başladığı 2008 yılında öncelikle ABD’de General Motors gibi büyük holdinglerin emeklilik fonları tamamen iflas etti ve işçiler sahip oldukları tüm emeklilik haklarından oldular.
Özellikle Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerinde görüldüğü gibi sermaye, emeklilik maaşlarını krizin yükünü emekçi kitlelere ve onların ailelerine yıkmak üzere birinci derecede hedef tahtasına koymuş durumda. Yaşlılıkta yoksulluğa ve emekliliğin güvenceye alınmasının tek yolu gençlerin ve yaşlıların verecekleri ortak ve kararlı mücadele olacaktır. (YH)
BMW ve Audi satışları Çin’de düştü
BMW ve Audi Ağustos 2015’de dünya genelinde bir ay öncesine oranla daha fazla araba sattılar. BMW piyasaya sürdüğü 135.735 araçla yüzde 7,6 kar elde etti. Mini ve Rolls- Royce’lar da buna eklendiğinde 156.437 araç ile yüzde 7,2 kar artışı daha sağlandı. Audi ise satışlarını 128.650 araba ile yüzde 2,7 arttırdı. Rekabet halinde olan üç rakipten bir diğeri olan Mercedes ise yine öndeydi; Stuttgart işletmeleri Ağustos ayında 139.802 yıldız amblemli araba sattı. Buna rağmen Çin piyasasında BMW’nin satışları yüzde 1,4 ve Audi’nin yüzde 4,1 ile düştü. (YH)
