Written by 11:47 uncategorized

İsviçre’de adil ücret için halk oylaması yapılıyor

24 Kasım’da İsviçre’de bir halk oylamasına gidiliyor. Bu seferki konu menajerlerle işçiler arasındaki ücret farkı. Jungsozialisten bir işletmede çalışan işçilerle menajerler arasındaki ücret (gelir) farkının en fazla 12 olması için ‚1:12-Adil Ücret İnisiyatifi‘  başlattı. Sendikaların da yasal asgari ücret talebiyle desteklediği inisiyatif halk oylamasıyla işçilerin bir yıl boyunca ellerine geçen paranın menajerlerin bir ayda ellerine geçen paradan az olmamasını sağlamayı hedefliyor. İsviçre Sendikalar Birliği (SGB) 2012 yılı Ocak ayında yasal asgari ücret kampanyasını başlatmış ve bunu halk oylamasına çevirmişti. sendikalar birliğinin bu halk oylaması önümüzdeki aylarda oylanacak.

Şu an İsviçre’de bir menajer, aynı fabrikada çalışan işçinin, ortalama, 73 katı para kazanıyor. Bu astronomik fark zaman zaman 577 kata çıkabiliyor. Buna dur diyebilmek, işçileri yoksullaşmadan, ülkede zenginle yoksul arasındaki uçurumu derinleştirmekten korumak isteyen pazar ekonomisi savunucusu ekonomistler Jungsozialistlerin ve SGB’nin inisiyatiflerinin doğru olduğunu belirterek halkı bu yönde oy kullanmaya çağırıyorlar. Ancak her yerde olduğu gibi patronlar ve medyaları kampanya aleyhine çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdalar. Basın aracılığıyla yapılan bombardımanlarda 1:12 inisiyatifinin kazanması halinde birçok işverenin İsviçre’yi terk edeceği, aslında fabrikalarını ülke dışına taşımayan Novartis şefleri Joe Jimenez ve Daniel Vasella’nın kazançlarının ana sütü gibi helal olduğu, patronların İsviçre için yeri doldurulamayacak bir hizmet yaptıkları beyinlere yerleştirilmeye çalışılıyor. O kadar ileri gidiliyor ki Juso’ların inisiyatifiyle İsviçre’nin SSCB’ye, sosyalizme, doğru yönlendirilmek istendiği bile iddia ediliyor. Korkunç bir tablo çizilerek; ‚Ülkemizin zenginleşmesi, sosyal devlet sistemimizin sürmesini sağlayan patronlar, işletmeler çeker giderse hayat çöker.‘ deniliyor.

Medya yeterli görülmeyip firmalar kendi reklam kampanyalarıyla ‚halka‘ sesleniyorlar. En profesyonel reklam firmaları devreye sokuluyor,

“İşçilerle menajerler aynı parayı kazanabilir mi” sorusu ortaya atılıyor. Bu adam veya kadınların sürekli ekonominin gelişmesi için çaba harcadıkları, fabrikalarda çalışacak işçilerin her zaman bulunabileceği ama böylesi beyinlerin, organizasyon ve işletme yeteneği olan insanların dünya ve İsviçre için büyük bir kazanım olduğu anlatılıyor…

Öyle ki, sanki aradaki fark çok azmış, sanki menajerler hak ettiklerinden daha az kazanıyorlarmış gibi bir görüntü çiziliyor! İnsanoğlu veya kızının kıskançlık duygularıyla güzellikleri yok etme hırsından dem vuruluyor. Schweizer Bank Crédit Suisse’nin şef menajeri Brady Dougan yılda 7.8 milyon Frank kazanıyor. Aynı bankada çalışan bir bankacıdan 112 kat fazla…Dougan bu bankada en çok para kazanan kişi değil. Antonio C. Quintella’ya 2012 yılında 15.6 milyon Frank ödendi. Yani saat ücreti 8 bin Frank, dakika ücreti 135 Frank’tı. banka çalışanlarının asgari ücreti ise saatte 22 Frank olarak kaldı… İsviçre’de emekçilerin yüzde 10’unun ellerine geçen para ayda 3953 Frank’ın altında…Quintella’nın saat ücretinin yarısından da az. Ayda kazandığının 400’de biri…Ülkede yalnız yaşayan bir kişi ayda 2250 Frank’tan az kazanıyorsa yoksul sayılıyor. 2250 Frank, Quintella’nın bir ayda kazandığı paranın 577’de birine denk. Dünyanın en zengin ülkelerinden İsviçre’de resmi rakamlara gör çalışmasına rağmen yoksul olan yani 2250 Frank’ın altında maaş alan 120 bin kişi var. Çalışanların arasında yoksulluk oranı yine resmi rakamlara göre yüzde 3.5.

Merkezi Basel’de olan Roche ilaç tekeli şef menajeri Severin Schwan geçen yıl 12.5 milyon Frank kazandı. Büyük bir ‚tevazu‘ ile Novartis ilaç tekelinde aynı işi yapan kişiden epeyce düşük gelir elde etmesine rağmen durumundan memnun olduğunu açıkladı…Roche’de çalışan bir kadın işçinin yıllık geliri Schwan’ın gelirinin 261’de biri.

Lindt & Sprüngli çikolata fabrikası şefi Ernst Tanner, 2012’de 6.9 milyon Frank’la ‚yetindi‘. Fabrikada çalışan işçilerden 230 kat fazla para kazandığı eleştirilerine verdiği cevap: ‚İsviçre’nin en başarılı işletmelerinden birini yönetiyorum. Bundan fazlasını bile hak ediyorum.‘ şeklindeydi.

24 Kasım’da yapılacak 1:12 halk oylaması bu anlamda çok önemli, ya işçiler ‚biz olmasak siz olmazsınız‘ diyecekler ya da patronların ’sizden çok var, biz olmazsak ülke çöker‘ yalanı devam edecek… (YH)

Close