Written by 14:34 uncategorized

Kârlar arttı, ücretler yerinde sayıyor

İki yıldan fazla bir süredir krizin bütün yükünü omuzlayan işçi ve emekçilerin giderek sabırları tükeniyor. Stern dergisi tarafından yapılan bir kamuoyu yoklamasında işçilerin yüzde 81’inin, “Ekonomik gidişat ücretlerin yükselmesini gerektiriyor” görüşünde oldukları ortaya çıktı.
Ücretlerin artmasından yana olanların yüzde 53’ünün, ücretlerin rahatlıkla yüzde 4 kadar yükselebileceğini savundukları bildirilen haberde, yüzde 25’inin yüzde 5, yüzde 15’inin de yüzde 7 civarında ücret artışından yana oldukları yer aldı.

TEKELLER KÂR REKORLARI KIRIYOR
İşçiler “yeter artık” diyerek daha fazla ücret zammı istemekte yerden göğe kadar haklılar. Nitekim kriz nedeniyle milyonlarca işçinin ücretleri yüzde 35 ila 50 arası gerilerken bir avuç sermayedarın kârları adeta patlıyor. Otomobil sektöründe 2009 yılının ikinci çeyreğinden bu yana üretim ve satış rekorları kıran tekeller bu yıl da kâr rekorları kırıyorlar.
Kâr rekoru kıran sadece otomobil tekelleri değil. Makine sanayisi, kimya endüstrisi gibi ihracat ağırlık tekellerin birçoğunda kârlar katlanarak artıyor. Daimler tekeli bu yıl içinde üç kez kâr tahminini yukarıya doğru düzeltmek zorunda kaldı. Yılsonuna kadar 7 milyar Euro kâr yapmayı hedefleyen tekel yönetimi buna rağmen işçilerin ücretlerini artırmaya veya özel ikramiye ödemeye ise yanaşmıyor.

“İŞÇİLERE DOLGUN ÜCRET ARTIŞI”
Bu arada hükümet politikacılarından Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle (FDP), Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen (CDU), Bavyera Başbakanı Horst Seehofer (CSU), ‘işçilere dolgun ücret artışı verilmeli’ açıklamaları yaptılar.
Şüphesiz krizin yükünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkmak için hazırlanan 80 milyarlık tasarruf paketinin mimarları ve işsizlerle adeta alay edercesine Hartz IV’ü 5 Euro artıranlar insafa gelmediler. Alımgücünün yükseltilmesi yoluyla iç piyasanın canlandırılması fikrinden de uzak olan hükümet politikacıların bu tür çağrılarla tek amacı işçi ve emekçileri mücadelen alıkoymaktır.
İşsizliğin 3 milyonun altına düştüğünü ileri sürüp ardından, “şimdi sıra ücretlerin artırılmasında ve tam istihdamın sağlanmasında” sözleri, haftalardır yüzlerce işyerinde yapılan işyeri toplantılarına, miting ve gösterilere katılanlara yönelik olduğu gibi önümüzdeki dönem yapılacak gösterilere katılmaya hazırlananlara yönelik söyleniyor. Tekellerin emrindeki bu baylar ve bayanlar, “gösterilere gerek yok, işsizlik sorunu çözüldüğü gibi ücret sorunu da çözülebilir” demeye getiriyorlar.
Ayrıca bu politikacıların “dolgun ücret artışından” ne anladıkları da ortada: Hükümet için hazırlanan “Sonbahar Raporu”nda ‘nominal ücretlerin yüzde 2 dolayında artırılmasının ekonomik açından sorun yaratmayacağı’ yer alıyordu. Ekim ayı enflasyon oranı göz önüne alındığında yüzde 2 nominal ücret artışı gerçekte 0,7’lik brüt ücret artışı anlamına geliyor. Tabi bu miktardan sosyal sigorta kesintileri ve vergiler düşüldüğünde sonuç olarak yüzde 0,3-0,4 dolayında bir ‘artış’ söz konusu. Tasarruf paketi, sağlık reformu vs. vb. planlar göz önüne alındığında ise işçi ve emekçilerin cebine bir şeylerin girmesi bir yana eksilecek olması daha muhtemel görünüyor!

“BÜTÜN YÜKÜ İŞÇİLER OMUZLADI”
Politikacıların bu açıklamalarının ardından Bosch, Audi, Porsche ve birkaç işletme daha metal işkolunda Nisan 2011’de yürürlüğe girmesi planlanan yüzde 2,7’lik ücret artışını iki ay öne çekeceklerini açıkladılar. Metal patronlarına ‘duyarlılıklarından’ dolayı teşekkür eden IG Metall Genel Başkanı Berthold Huber, “ücret artışlarının öne çekilmesini selamlıyorum. Krizin bütün yükünü omuzlayan işçiler şimdi bu ekonomik gelişmeden faydalanmalılar” dedi.
Ne var ki metal patronlarının ‘duyarlılıkları’ ekonomik gelişmeyi işçilerle paylaşma niyetlerinden kaynaklanmıyor. Milyonlarca işçi ve emekçinin yılık ücretleri yüzde 30 ila 50 arası gerilediği gibi kısa çalışma parası ödenmesi nedeniyle vergi yükleri de bu sene sonunda artmış olacak. Ve bu nedenle metal işçileri arasında 2011’de ödenmesi gereken normal ücret artışının yanı sıra “ek ücret zammı” verilmesi gerektiği tartışılıyor. Metal patronları tam da bu tartışmaları bastırmak ve yeni ücret mücadeleleriyle karşı karşıya kalmamak için zaten ödemek zorunda oldukları ücret zammını iki ay öne çekiyorlar.
Bu sendika bürokrasisinin de işine geliyor. Nitekim bugüne kadar yapılan neredeyse bütün işyeri toplantılarında işçiler, sendikacılara “neden biz de Fransa’da olduğu gibi grev yapmıyoruz” diye soruyorlar. Sendika bürokratlarına bu soruları yöneltenlerin sayıları da her geçen gün artıyor. İster ücret artışı olsun, ister tasarruf paketi ve sağlık reformu adı altındaki saldırılar olsun emekçiler hedeflerine ulaşmak için mücadele etmekten başka çareleri olmadığını her geçen gün daha fazla anlıyorlar. (YH)

TEKELLER REKOR KÂR YAPIYORLAR

Bu yılın ilk çeyreğinde iktisatçılar, DAX Borsası’na bağlı Almanya’nın 30 büyük tekelinin toplam 900 milyar Euro ciro yapmasını bekliyorlardı. Ancak ilk dokuz aylık gelişmenin ardından DAX tekellerinin 2010 yılını 950 milyar Euro ile kapamaları bekleniyor. Bu ise 2009’a oranla yüzde 8 artış anlamına geliyor. Tekellerin yayınladıkları bilançolardan hareketle iktisatçılar, vergi sonrası kâr oranının da 2009’a oranla yüzde 50-60 arası yükselmesini bekliyorlar.
Commerzbank’ın şef iktisatçısı Jörg Krämer, “DAX işletmelerinin vergi sonra kâr oranları daha yüksek olacaktı. Ancak ne var ki işten çıkarmalar veya üretim kapasitelerinin başka ülkelere taşınması kârın düşük olmasına neden oluyor” dedi.
30 büyük tekelin hemen arkasından gelen ve M-DAX’a bağlı olan 50 işletmede de, vergi sonrası kâr oranındaki artışın 2009’a oranla yüzde 150 dolayında olması bekleniyor. 2011 yılının da olumlu geçmesini beklediklerini söyleyen Krämer, “DAX işletmelerinin 2011 yılındaki ortalama kârlarının yüzde 10 civarında artmasını, M-DAX işletmelerinin ise kârlarını yüzde 30’a yakın artırmalarını bekliyoruz. Birçok branşta ciroların artmasına karşın, ücret giderlerinin cirolardaki paylarında aynı oranda bir artış olmasını beklemiyoruz. Bunda yeniden yapılanma süreci etkili olacağı gibi ücret artışlarının da yüksek olmayacağı görüşündeyiz. Fakat kârların çift haneli oranlarda yükselmesi özellikle borsaya olumlu olarak yansıyacak” dedi. (YH)

Close