Aradan nerdeyse bir asır geçmiş olmasına rağmen, idealleri ve mücadeleleri hala güncel ve geçerli olan iki devrimci Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg bu yıl da konferans, toplantı ve yürüyüşlerle anılacaklar. Onların emperyalist savaş ve silahlanma politikalarına karşı verdikleri mücadeleleri, bölgesel çatışma ve savaşların giderek yaygınlık kazandığı bugün ayrı bir anlam taşıyor. Biz de Hayatın İçinden sayfamızı bu hafta, Rosa ve Karl’a ayırıyoruz.
Almanya Komünist Partisi-KPD’nin kurucuları Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg 15 Ocak 1919 gecesi gözaltına alarak aynı gece veya ertesi gün “faili meçhul” bir cinayet yoluyla katledildiler.
Karl ve Rosa, evlerinden alınıp sorgulandıkları Eden Oteli’ne götürüldükten sonra, tutukevine ayrı ayrı nakledilmek üzere otelden çıkarıldılar. Karl Liebknecht, sorgulandığı otelin arka kapısından çıkar çıkmaz kafasına dipçik vurularak katledildi ve doğrudan morga götürüldü. Rosa Luxemburg ise tutukevine götürülürken araç içinde şakağından kurşunlanarak katledildi ve cesedi nehire atıldı.
„15 Ocakta akşam dokuzu biraz geçe, kapısının zili çaldı. Rosa Luxemburg kalktı, sokağa çıkacakmış gibi giyindi. Gece masasından Goethe’nin Faust’unu alıp çantasına koydu.
Karargah olarak kullanılan Eden Oteli’nin lobisine iki milisle girdiğinde merdivenleri her basamağa dikkat ederek o aksayan,topallayan ayağını çevresine belli etmeden Kurmay Yüzbaşı Pabst’ın önüne götürüldü. “Siz Frau Rosa Luxemburg musunuz?” diye sordu. Rosa “Kimlik tespiti sizin işiniz” diye cevapladı. Yüzbaşı, Teğmen Vogel’i içeri çağırtı. Rosa’ya Moabit cezaevine teslim edeceklerini söylediler. Mantosunu ilikledi, tek kelime söylemeden merdivenlere yöneldi. Döner kapıya ulaşmadan kalabalık içinden çıkan er Runger tüfeğinin dipçiği ile kafasına vurdu. Rosa, hiç ses çıkarmadan halıyla kaplı yere düştü. Kafası, ağzı kanlar içinde olan Rosa yerden alınıp iki asker tarafından caddede bekleyen taksinin arka koltuğuna atıldı.Yüz metre ileriden gelen silah sesi otelden duyuldu. Teğmen Vogel kılıfından silahını çıkarmış Rosa Luxemburg’un başına nişan almış ve tetiği çekmişti. “
Karl Liebknecht de Freicorps’un karargahı olan Eden Oteli’ndeydi. Orada ağır işkence altında ifadesi alınmaya çalışıldı. Kısa süre sonra ise Tiergarten’de başına üç el ateş edilerek katledildi. Karl’ı öldüren silah yine teğmen rütbeli Schultz tarafından ateşlendi. Schultz önce bir bıçakla kendi kolunu hafifçe yaraladı. sonra da Karl Liebknecht’i vurdu. Böylece resmi bir açıklama hazırlıyordu, „kaçmaya çalışırken vuruldu“…
25 Ocak’ta Liebknecht ve Ocak ayaklanmasında katledilen 31 devrimcinin cenazeleri Friedrichsfelde’deki mezarlığa götürüldü. Cenaze töreni KPD ve USDP tarafından bir eylem alanına dönüştürülmüştü. Rosa’nın cesedinin bulunması sonrası 13 Haziran’da yapılan cenaze törenine ilgi ise o kadar fazlaydı ki katılımcılar bilet almak zorunda kaldılar.
Rosa üzerine
C. Zetkin’in Rosa üzerine söyledikleri onun önemini ortaya koyar: “Rosa Luxemburg’ta sosyalist fikir, hem kalbin, hem beynin hiçbir zaman sönmeden yanan güçlü ve egemen bir ihtirasıydı. Bu şaşırtıcı kadının büyük amacı sosyal devrim yolunu hazırlamak, sosyalizme giden tarih patikasını temizlemekti. Devrim denemesi, devrim için çarpışmak onun en büyük mutluluğuydu. Bütün hayatını ve varlığını sosyalizme vakfetti… O, keskin bir kılıç, canlı bir devrim aleviydi.”
„O bir kartaldı, hala da bir kartaldır. Rosa Luxemburg bütün dünya devrimcilerinin hatırasında aziz olmakla kalmayacak, eserleri birçok devrimci kuşağın eğitimi için çok faydalı bir ders olacak.“ Lenin
Karl Liebknecht: Gerçek düşman içtedir!
„…Proletarya, uğrunda savaşması istenilen anavatanın kendi anavatanı olmadığını, her ülkenin proleterleri için sadece tek bir gerçek düşmanın bulunduğunu, bunun da proletaryayı ezen ve sömüren kapitalist sınıf olduğunu; her ülkenin proletaryasının çıkarlarının diğer ülkelerin proletaryasına bağlı olduğunu; uluslararası proletaryanın ortak çıkarlarının bütün milli çıkarların karşısına çıkmak zorunda olduğunu; uluslararası sömürü ve kölelik koalisyonunun karşısına sömürülenlerin, köleleştirilenlerin uluslararası koalisyonunun çıkacağını bilir.
Proletarya, proletaryanın bir savaşta kullanılması durumunda kendi kardeşlerine ve sınıf yoldaşlarına, dolayısıyla kendi öz çıkarlarına karşı sürüleceğini bilir. Bu nedenle sınıf bilincine sahip proletarya orduya ve bir bütün olarak kapitalizmin yayılmacılığına karşı çıkmakla kalmaz, ona karşı ciddi ve kararlı bir şekilde mücadele eder. Proletarya, militarizme karşı mücadele etmek gibi soylu bir görev üstlenmiştir…“ (Militarizm ve Antimilitarizm)
Uluslararası Rosa Luxemburg Konferansı
10 Ocak Cumartesi günü Junge Welt gazetesi 30 örgüt, sendika ve asın organları ile birlikte Berlin Urania-Haus’ta 20. Rosa Luxemburg Konferansı düzenliyor. Avrupa’nın faşizmden kurtuluşunun 70. yılında konferansın sloganı ‚NATO yerine Barış!‘ Konferansı Almanya içi ve dışından en az 2 bin kişinin katılması bekleniyor.
Konunun NATO olarak seçilmesinin nedeni, NATO’nun saldırganlığı ve savaş kışkırtıcılığının yeni düzeyi. NAT, Avrupa’da savaşı kışkırtırken, Afrika ve Orta Doğu’da kendi askerleri veya başka ülkelerin askerleriyle emperyalist savaşlarını sürdürüyor. Bu konu üzerine Oskar Lafontaine, Kanadalı ekonomi uzmanı Radhika Desai, Alman yayıncı Otto Köhler ve Belçika’dan Peter Mertens sunumlar yapacaklar.
Tutuklu gazeteci Mumia Abu- Jamal yanında değişik sanatçılar Ukrayna’daki faşistlere karşı yaptıkları turne hakkında bilgi verecekler. Hans Modrow ve Volker Hermsdorf da yeni yayınladıkları ‚Amboss oder Hammer-Örs ya da Çekiç‘ kitabını tanıtacaklar.
Konferansta, dünya çapındaki savaş ve militarizm karşıtı hareketler hakkında bilgi verilecek, saat 17.30’da ise Oskar Lafontaine, Willy Wimmer, Rolf Becker, Sol parti’nin antimilitarizme veda edip etmediği üzerine yapılan, Arnold Schölzel’in yönettiği bir panele katılacaklar.
Akşam da değişik sanatçıların katılacağı bir kültürel program var.
Liebknecht-Luxemburg yürüyüş ve anması
11 Ocak pazar günü geleneksel Rosa Luxemburg-Karl Liebknecht Yürüyüşü ve Anması yapılacak. Saat 10.00’da Frankfurter Tor’da başlayacak yürüyüş Friedrichsfelde’deki Sosyalistler Mezarlığı’nda sona erecek. Burada Sol Parti tarafından sessiz bir anma düzenleniyor. Liebknecht ve Luxemburg’un mezarlarına çelenk koyulmasından sonra iki devrimcinin katledilip atıldığı Landwehr Kanalı’na da çelenk bırakılacak.
Yürüyüş çağrısında ‚Biz 1914’te savaş kredilerine hayır diyen Karl Liebknecht’in yanındayız. Faşizmden kurtuluşun 70. yıldönümünde savaşlara ve askeri müdahalelere hayır diyoruz. Silah ihracatına, ideolojik olarak savaşın hazırlanmasına, Almanya’nın askeri müdahalelerine, Avrupa’da yeni NATO üslerine hayır diyoruz.‘ denilerek, barış çağrısı yapıldı.
