Written by 14:33 uncategorized

Klüh işçileri kazandı

Uzun bir süredir işten çıkarmalara karşı mücadele eden Klüh işçileri mahkemeleri kazanıyor. Sendikanın destek vermediği, işverenin Almanya’nın en ünlü avukatını tuttuğu davada Klüh işçileri birliklerini koruyarak bütün engelleri tek tek aşıyorlar. Klüh işçilerinin mahkemedeki başarısı artık örnek dava olarak gösterilecek.

Düsseldorf Havaalanı’nda uçak temizliği yapan Klüh işçileri, işten atmalara karşı mücadelelerinde önemli bir başarı elde ettiler. Düsseldorf Eyalet Mahkemesi Eylül sonunda, işten çıkarmaların haksız olduğunu tespit ederek işçilerin yeniden işe alınmaları gerektiğini karar altına aldı. Hakimler ayrıca karara karşı itiraz yolunu da kapattılar.

Eyalet Mahkemesi’nin kararı, sadece Klüh emekçileri için değil benzeri durumlarda, işverenler ayak oyunlarıyla direnen ve haklarını arayan işçileri ve temsilcilerini işten atmak istediğinde örnek teşkil edileceği ve kısa sürede kendi lehlerine sonuç alabilme olanağı sağladığı vesilesiyle tüm çalışanlar için önemli.

PATRONLARIN BASKILARI İŞE YARAMADI

Mahkemenin bu kararı Klüh yönetimi için aslında ciddi bir darbe oldu. Nitekim şirketin Düsseldorf Havaalanı’nda uçak temizliği yapan bölümünde uzun yıllardır ciddi mücadeleler yaşandı. Klüh patronunun geçtiğimiz yıllarda ücretleri düşürme, zaman havuzları (“Zeitkonton”) uygulamasıyla çalışma sürelerini esnekleştirme ve işçileri şirketin ihtiyacına göre çalıştırma, fazla mesai zamlarını ödememe gibi birçok girişimleri mücadeleci işyeri temsilciliği tarafından işçilerle birlikte sürekli geri püskürtülmüştü.

İşyeri temsilciliğini dağıtmak ve işçilerin birliğini bozmak için rüşvet dahil birçok yöntemi deneyen Klüh yönetimi her defasında baltayı taşa vurmuştu. Bazen temsilcilik başkanına “işten muaf tutulma” (“Freistellung”) ve firma aracı teklifi bazen de rakip temsilcilik listesi kurmak için onbinlerce Euro’yu masaya koyan Klüh yönetimi bütün bu girişimlerinden başarısız oldu. İşçiler, temsilcilikleriyle birlikte uzun yıllar verdikleri mücadeleyle kaynaşmışlar ve emek harcayarak gerçek birliklerini kurmuşlardı.

“KIRK SATIR KIRK KATIR” DAYATMASI

İşçilerin birliğini kıramayan Klüh patronları, en son çare olarak Air Berlin patronlarıyla alçakça bir anlaşma yaptılar. Almanya’nın ikinci büyük havayolu şirketi olan Air Berlin, 2009 ilkbaharında Klüh’e gönderdiği bir mektupta temizlik için yüzde 20 indirim istiyordu.

Bunu işçilere aktaran Klüh yönetimi, “Eğer yüzde 20 daha ucuza çalışmazsak iş elimizden gidecek ve burası kapanmak zorunda kalacak” diyordu. İşçilere “kırk katır mı kırk satır mı” misali “ya yüzde 20 ücret gaspına razı olursunuz yada işsiz kalırsınız” şantajı yapan patron, işçilerin tepkisiyle karşı karşıya kaldı.

Bir yanda işyeri temsilciliği ile görüşmeleri sürdüren ve giderleri yüzde 20 düşürmek için öneriler üzerinde duran Klüh yönetimi diğer yanda ise Air Berlin’in işini o dönem yüzde 51’ine sahip olduğu DLG’ye devretmek için girişimlerine çoktan başlamıştı. DLG’nin diğer ortağı olan Düsseldorf Havaalanı yönetimi de Klüh ve Air Berlin’in bu planına destek veriyordu. Nitekim temizlik branşında “mümkün değil” denilen birçok hakkı mücadeleyle elde eden Klüh işçileri havaalanındaki bütün işçilere “kötü” örnek oluyorlardı ve tasfiye edilmeleri bütün şirketler için iyi olacaktı.

IG BAU GELİŞMELERE SADECE SEYİRCİ KALMADI

2009 sonunda ihaleyi DLG’ye kaptırdığını ileri süren Klüh, temsilciliğe sosyal plan önererek işletmeyi 21 Aralık günü kapatacağını açıklamıştı. Klüh ayrıca sosyal plan kapsamında işçilerin bir bölümünü DLG’ye devredilebileceğini de duyurmuştu.

İşvereni sosyal plandan vazgeçirmek ve bütün işçilerin tüm hakları korunarak grup halinde DLG’ye devredilmesini sağlamak için IG BAU Sendikası ile birlikte görüşmeleri sürdüren Klüh İşyeri Temsilciliği, “sosyal plan değil sosyal sözleşme istiyoruz” talebini ileri sürmek istiyordu. Sosyal plan görüşmelerinde hiçbir yaptırım gücü bulunmayan temsilcilik sendikayla birlikte sosyal sözleşme (“Sozialtarifvertrag”) görüşmeleri yapması durumunda grev yapma şansını elde ediyordu.

İşçilerin direnişine baştan itibaren gönülsüz destek veren IG BAU Sendikası önce “sosyal sözleşme imzalayabiliriz” demesine karşın daha sonra, “sosyal sözleşme için yapılacak bir grev bize çok pahalıya mal olur” açıklamasında bulunuyordu. Sendika bu tutumuyla, işyeri temsilciliğini Klüh patronlarının oyunu bozacak en uygun araçtan yoksun bıraktı.

Uzun dönem işçilerin direnişine seyirci kalan IG BAU NRW yönetimi bu tutumuyla seyirci olmaktan çıkmış ve dolaylı olarak Klüh patronuna destek verir hale gelmişti.

ALMANYA’NIN EN ÜNLÜ İŞÇİ DÜŞMANI AVUKATI

Bu arada işçilere toplu çıkış veren Klüh aynı zamanda “işyeri temsilciliğinin işini bitirmek için” Almanya’nın en ünlü işçi düşmanı Avukatı Helmut Naujoks’u tutmuştu. Naujoks’un sosyal plan görüşmelerine katılması IG BAU’u daha fazla tedirgin ediyordu.

“Bu avukat bütün davaları kazanır” görüşüne sahip olan IG BAU Bölge Başkanı Arno Haas, görüşmelere katılan temsilcilerden fazla sorun çıkarmadan sosyal planı imzalamalarını istiyordu. Fakat işyeri temsilciliği ne arkasına Naujoks’u alan Klüh patronuna nede sendika bürokratlarına boyun eğmedi ve direnişini sürdürdü.

İşten atmalarla ilgili yapılan ilk davalar Klüh patronunun istediği gibi sonuçlanırken Temsilcilik Başkanı Haydar Toktaş ve bir kadın işçinin ortak görülen davası adeta bir dönüm noktası oldu. 11 Mart 2011’de görülen davada Hakim Oliver Klose, iki celsede işçilerden yana karar verdi. Buna göre Klüh ihaleyi DLG’ye kaptırmamış, bizzat devretmişti. Yani ihale aynı konsorsiyum (“konzern”) içinde kalmıştı. Böylece Toktaş ve arkadaşı DLG tarafından işe alınmak zorundaydılar.

MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK

28 Eylül’de görülen genel davada temizlik işçilerin lehine sonuçlandı. Buna göre DLG, bütün Klüh işçilerini tüm haklarını koruyarak devralmak zorunda. Klüh için dava bir hayli pahalıya mal oldu. Mahkeme masraflarını karşılamak zorunda olan Klüh aynı zamanda işçilere ödenen işsizlik paralarını, işçilerin ücret kayıplarını üstlenmek zorunda.

Almanya’nın en ünlü avukatı, Klüh ve DLG patronları, sendika bürokrasisi gibi zor rakiplere karşı yılmadan mücadelede eden temizlik işçileri mahkeme için de bütün kanıtları kendileri toplamışlardı. Sendikanın avukatı önceleri “ben fazla umutlu değilim, sizde fazla umutlanmayın” diyordu. İşçilerin kararlı tutumu karşısında, “şansımızı deneyelim” sözüyle mahkemeye çıkan avukat, artık “büyük başarıdan” söz ediyor.

Klüh işçilerinin direnişine baştan itibaren “soğuk” duran IG BAU yönetimi kararla ilgili henüz resmi açıklamada bulunmadı.

İhtiyati tedbir kararıyla mahkemenin kararını Klüh/DLG işverenine zorla uygulattıran Toktaş bir süredir DLG’de çalışmaya başladı. Mücadelenin bitmediğini söyleyen Toktaş gazetemize yaptığı açıklamada, “Henüz mücadelemiz bitmedi. Diğer arkadaşlarımızın mahkemeleri devam ediyor, ayrıca Klüh’de elde ettiğimiz hakların DLG’de de geçerli olması için yeni uzun soluklu bir mücadele vermek zorundayız” diyor.

Klüh’de 100. Yıl eğlencesi

Ren bölgesinin bütün gazeteleri ve Bild gazetesi NRW’nin başkenti Düsseldorf’ta yapılan Klüh şirketinin 100. Yıldönümü şenliğine geniş yer verdiler. Üst tabakadan 500 davetlinin katıldığı eğlenceyi, “Düsseldorf böyle bir eğlence görmedi” diye veren gazeteler, “Düsseldorf’un başarılı çocuğu” Josef Klüh’ye (69) yağ çekmekte yarıştılar.

Commerzbank Denetim Kurulu Başkanı Klaus-Peter Müller, övgü konuşmasında, “Amerikanın bulaşıkçılıktan milyonerliğe yükselme üzerine bir rüyası var. Düsseldorf’un da cam siliciliğinden milyonerliğe giden rüyası var” dedi. 20 yaşında babasından Klüh firmasını devralan Josef Klüh’ün bugün 633 milyon Euro ciro yapan ve 10 ülkede 41 bin işçisi olan dev bir şirkete sahip olduğunu söyleyen Müller, “başarılarının devamını diliyoruz” dedi.

Özellikle Almanya dışında büyümek için yeni yatırımlar yaptığını açıklayan Klüh, “uzun süredir sadece temizlikle uğraşan bir şirket olmadığımız biliniyor. Bugün hastanelere a’dan z’ye sağlık dışı bütün hizmetleri sunuyoruz. Havaalanlarında güvenlikten temizliğe, neredeyse bütün yer hizmetlerine kadar biz her yerde varız” dedi. Toplam 10 değişik alanda hizmet verdiklerini söyleyen Klüh, “İşçilerimiz bizden çok memnun oldukları için çok ve itinalı çalışıyorlar. Buda bizim büyümemizi sağlıyor” diye konuştu. Son yıllarda Arap ülkelerinde yoğunlaştıklarını söyleyen Klüh şimdi hedefin Çin olduğunu söyledi.

İşçilerin 30 Cent ücret zammı karşısında deliye dönen Klüh patronları eğlenceleri için 700 metrekare halıyı bir kereliğine kullanmak için özel serdirdikleri gibi ARD’nin ana haber sunucusunu eğlencenin spikeri olarak kiralamıştı. Yüzlerce tropik çiçekle süslenen (ve ertesi gün çöpe atılan) salonda yüzden fazla görevli hizmet etti. (YH)

Close