2012’nin yükselen siyasi akımı olan Korsanlar Parti, 2013’e krizle girdi. Siyasi çizgisi, söylemleri ve talepleri bugüne kadar muğlak kalan ve pek çok gelişme karşısında sessiz kalarak işi geçiştirme tutumu içerisinde olan Korsanlar Partisi’nin maskesi fazla zaman geçmen düşmüş görünüyor. Bu nedenle, korsanların gemisi su almaya başladı bile…
“Seçim yılı” olarak ilan edilen 2013’e krizle giren Korsanlar’ın Eylül ayında yapılacak genel seçimlere kadar nasıl bir grafik sergileyeceği ise tam olarak kestirilemiyor. Geçtiğimiz yaz aylarında genel seçimlerde yüzde 10 oranına kadar oy alacağı ileri sürülen bu partinin oyları, gelinen aşamada anketlere göre önemli ölçüde azaldı. Bu nedenle partinin kamuoyundaki “şirin yüzü” olarak lanse edilen Marina Weisband başta olmak üzere pek çok kişi genel seçimlerde bu partiden aday olma niyetinde olmadığını açıkladı. Weisband yaptığı açıklamada, “Kendimi parti için kurban etme niyetimde değilim” diyerek, araya kalın bir çizgi çekti.
Yapılan son anketlere göre Korsanlar’ın ülke genelindeki oy oranı yüzde 5 civarında görünüyor. Partinin başkanı ve Federal Savurma Bakanlığı’nın memuru Bernd Schlömer yaptığı açıklamada, kriz içerisinde olduklarını kabul ederek, kendilerinden yana esen havayı iyi değerlendiremediklerini kabul etti.
Halen dört eyalet parlamentosunda temsil edilen ve 20 bin kadar üyesi olan Korsanlar Partisi’nin oy oranı kimi zaman anketlerde yüzde 13’e kadar çıkarılmıştı. Son yapılan anketlerde ise Korsanlar’ın Federal Parlamentoya girmesi zor görünüyor. Meclise girdiği eyaletlerde yapılan anketlerde de partini oyu önemli oranda düşmüş durumda.
Farklı görüşte olan partilerden gelen kesimlerin çatısı altında toplandığı Korsanlar’da ortaya çıkan kişisel çıkar çatışmaları ve görüş ayrılığından ötürü bölünmesinin hiç de şaşırtıcı olmayacağı dile getiriliyor. Özellikle kendisini “sosyal liberal” olarak nitelendiren “Frankfurter Kollegium” bu yönde bir eğilim içerisinde.
ÇÖZÜMÜ OLMAYANIN GELECEĞİ OLMAYACAK
İnternet üzerinden bilgi paylaşımına getirilen sınırlandırmalara karşı sınırsız özgürlük talebiyle ortaya çıkan ve kısa bir süre içerisinde özellikle gençler arasında yankı yaratan Korsanlar Partisi, gelinen aşamada hayatın “sanal dünya”dan ibaret olmadığını görmüş durumda. Gerçek hayatta başta gençlerin olmak üzere, toplumun pek çok farklı kesiminin karşı karşıya olduğu temel sorunlar konusunda çözümler getirmeyen Korsanlar, salt “yıpranmamış”, “denenmemiş” söylemiyle daha fazla oy toplaması mümkün görünmüyor.
En önemlisi de bugüne kadar katıldığı pek çok seçimde özellikle Sol Parti’den oy alarak, bu partinin güç kaybetmesine yol açtı. Ancak, gelinen aşamada Korsanlar’ın solcu olmadığı, ırkçılarla arasına kalın bir çizgi çekmediği artık anlaşılmış bulunuyor. Bu nedenle varlık nedeni aslında olmayan bu partinin yeniden marjinal bir harekete dönüşmesi çok uzak görünmüyor. Genel seçimlere kadar ayakta kalması, bazı partilerden oy alması ise ancak başta medya olmak üzere çeşitli kesimlerin kendi politik çıkarlarına göre vereceği destekle mümkün olabilir. (YH)
