Written by 11:12 Allgemein

Krallar avucunu ovuşturuyor

 Birleşik Kraliyet’te 1 Nisan günü yürürlüğe giren tasarruf önlemleri milyonlarca yoksulun yaşam koşullarını daha çok kötüleştiriyor. Geniş emekçi yığınlarının yükünü artıran Cameron Hükümeti, en zenginlerin vergi yükünü hafifletiyor. Saldırıları savunan Çalışma Bakanı Duncan’a karşı ise başlatılan imza kampanyasına destek çığ gibi büyüyor.

Dünya genelinde olduğu gibi özellikle son yıllarda Avrupa’nın zengin ülkelerinde de sürdürülen ‘kemer sıkma’ politikaları ile adeta yoksullara karşı savaş açılmış günler yaşıyoruz. Bir birini izleyen, politika ve tecrübelerinden faydalanan hükümetler tozu dumana katarak, havayı zehirleyip propagandaları eşliğinde hemen her gün bir alanda ‘tasarruf paketleri’ sunarak uygulamaya geçiyorlar. Ancak bu saldırı ve kısıtlamalara karşı emekçiler de boş durmuyorlar. Kolları sıvamak için beklemeye, oyalanmaya da zaman yok, öyle ya ‘tasarruf’ kimsenin tekelinde değil ya!

Avrupa’nın değişik ülkelerinde yayınlanan gazete haberlerine bakılırsa, “Birleşik Kraliyet’in kulları, Muhafazakâr ve Liberal Parti tarafından yönetilmenin ne anlama geldiğini bu ay tam anlamıyla anlayacaklar.”

Oysa Mayıs 2010’dan buyana işbaşına gelen Muhafazakâr-Liberal koalisyon hükümetin izlediği politik çizgiye bakıldığında, geride bıraktığımız dönemin özellikle emekçiler açısından feragat süreci olduğu görülüyor.

 

‘YATAK ODASI VERGİSİ’

Hükümetin 1 Nisan’da yürürlüğe koyduğu paketin en önemli ayağını sosyal yardım ödemelerinin yeniden düzenlenmesi oluşturuyor. Bu bağlamda Britanya’da olduğu gibi Avrupa genelinde en çok tartışmaya neden olan yasa değişikliği “Yatak Odası Vergisi” (“bedromm tax”) oldu. Buna göre bir yatak odası boş olan sosyal evlerde oturanların sosyal yardımlarının bir bölümü kesilecek.

İlk tahminlere göre 500 bin haneyi mağdur konuma getirecek olan bu önlem aracılığıyla hükümet yılda 465 milyon Pound (1,283 milyar TL) tasarruf etmeyi hedefliyor.

“Yatak Odası Vergisi” ödemek zorunda kalacak olan üçte ikisinde ağır engelli bir insanın yaşadığı gerçeğini ise hükümet görmezden geliyor. Ayrıca “boş duran” yatak odalarının genelde aile fertlerinden birinin vefat etmesiyle bağlantılı olduğu gerçeğini de hükümet umursamıyor.

 

“BELEDİYE VERGİSİ”

Birleşik Kraliyet’te bütün ailelerin ödemekle yükümlü olduğu “Belediye Vergisi”nden (“council tax”) yaklaşık altı milyon geliri düşük aile muaftı. Söz konusu verginin ödenip ödenmeyeceğine şimdiye kadar Çalışma Bakanlığı karar veriyordu. Şimdi ise bu yetki yerel yönetimlere devredildi ki bu da düşük gelirli ailelerin de artık bu vergiyi ödemek zorunda olacakları anlamına geliyor. Burada hedeflenen tasarruf ise 480 milyon Pound (1,324 milyar TL) dolayında olacak.

Bir diğer önemli kısıtlama da yoksulların değişik konularda mahkemelere başvurmasının önüne geçilerek yapılıyor. Bundan böyle yıllık geliri 32 bin Pound’un üzerinde olanlara ‘hukuk yardımı’ ödenmeyecek. Yıllık gelirleri 14 bin – 32 bin Pound arasında olanlar ise ekonomik olarak zor durumda olduklarını kanıtlamak zorunda olacaklar! Hükümetin hesaplarına göre bu yoldan 350 milyon Pound (966 milyon TL) tasarruf edilecek.

 

ZENGİNLERİN VERGİSİ DÜŞECEK

Hükümetin planladığı en önemli kesinti ise sosyal yardım ödeneğinde olacak. Maliye Bakanı George Osborne’nin, “Gerçekte bir kesinti yapmıyoruz, sadece artışı düşürüyoruz” sözü tabi ki göz boyamaya yönelik. Hükümetin planlarına göre bundan böyle sosyal yardım ödemelerinin yıllık artışı enflasyondan ‘bağımsız hale getirilecek’.

Bu ise sosyal yardımın her yıl enflasyon oranında artması yerine yüzde 1 artışla sınırlanması anlamına geliyor. 9,5 milyon aileyi kapsayan bu uygulama pratikte ilk yıl 505 milyon Pound, ilk üç yıl içinde ise 2,3 milyar Pound (6,348 milyar TL) tasarruf edilmesini sağlayacak.

Yıllık ücretleri 10 binin altında olanların bundan böyle vergiden muaf tutulmaları da uygulamanın genel olarak yoksul düşmanı niteliğini değiştirmiyor.

Vergi yükü azaltılanlar sadece(!) en yoksullar değil; ülkenin en yüksek gelirine sahip kesimin gelir vergisi yüzde 50’den 45’e düşürülecek. Labour Party (İşçi Partisi) hükümeti devretmeden bir ay önce, Nisan 2010’da üst gelir vergisini, “yıllık 2,5 milyar Pound ek vergi geliri sağlamak için” yüzde 45’de 50’ye çıkarmıştı. Bu hedefe ulaşılmadığını açıklayan Osborne, “Yıllık ek gelir sadece 1 milyar Pound ile sınırlı kaldı” diyor.

“Sadece bir milyar” olsa da vergi düzeyinin aynen yürürlükte kalması yoksullardan yapılan değişik kesintileri gereksiz kılacağı gerçeği ise hükümet tarafından görmezden geliniyor.

 

“ONURSUZLUK GÜNÜ”
“Reform” adı altında yürürlüğe giren saldırıların eleştirildiği Labour Party açıklamasında, “Bu gün tarihimize onursuzluk günü olarak geçecek. Hükümet en zengin yüzde 10’un lehine özellikle en yoksul yüzde 10’a karşı bir savaş başlattı” denildi.

Başta sendikalar olmak üzere çok sayıda siyasi örgüt ve sosyal kuruluş hükümetin planlarına karşı şubat ayından bu yana eylemler yapıyorlardı. Hatırlanacağı gibi şubat ayında Kredi Derecelendirme Kurumu Modys, ülkenin kredi notunu AAA’dan Aa1’e düşürmüştü. Bu ise hükümetin piyasadan alacağı krediler için ödemek zorunda olduğu faizlerin yükselmesi anlamına geliyordu.

Başbakan David Cameron, şubat ayında yaptığı bir değerlendirmede, “Kredi notunun düşürülmesi reform çabalarımızda bizi kamçılayacak” demişti. Görüldüğü kadar kamçılanan emekçi kitleler oluyor.

 

‘ÇALIŞANLAR ÖDÜLLENDİRİLECEK’

Yoksulların haklarını tırpanlayan zenginlere ise bol kepçe dağıtan hükümetin politikalarını savunmaya kalkan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İain Duncan, BBC ile yaptığı bir söyleşide başına dert açtı.

Duncan söyleşinin başında üst gelir grubunun vergi yükünün azaltılmasını, “Hükümetimiz çalışanları ödüllendirecek. Bugüne kadar ülkemizde çalışanlar sanki kötü bir şey yapıyorlarmış gibi yüksek vergiyle cezalandırılıyorlardı” diye yorumlamıştı.

Daha sonra kendisiyle birlikte söyleşiye katılan bir pazarcının, “Bende çalışıyorum ama ben bundan sonra cezalandırılacağım. Bütün yasal vergilerimi ve harçlarımı ödedikten sonra haftada 53 Pound’la (146,28 TL) geçinmek zorundayım” sözleri karşısında ne düşündüğü sorulan Duncan, “Bende aynı durumda olsaydım bu kadar parayla geçinebilirdim” diyerek yanıtlamıştı.

Bunun üzerine internette “Duncan bir yıl boyunca hafta da 53 Poundla yaşayabileceğini göstersin” başlığı altında başlatılan imza kampanyasına Perşembe gününe (4 Nisan) kadar 425 binden fazla destek imzası geldi (aktüel destekçi sayısı için bkz.: www.change.org/en-GB) . Kampanyada Duncan, bir yıl boyunca bakan olarak aldığı gelirin yüzde 97’sinden feragat etmesi isteniyor.

İmza kampanyasını başlatan müzisyen Dom Aversano, “Bu kadar kısa süre içinde bu kadar tepki verileceğini hiç tahmin etmemiştim. Anlaşılan Britanyalılar hükümetin tasarruf politikalarını karşı çok ciddi düzeyde tepkililer” diye yorumladı.

 

(Buraya da bir bakın, belki tv için kullanabilirsiniz: D. Aversano: https://www.youtube.com/watch?v=DGkdKhm9ucQ)

Close