Written by 11:36 HABERLER

Kürt halk tarihine yolculuk

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Mannheim, Nürnberg ve Stuttgart dernekleri de geçtiği…

celile 2Ortadoğu’da yaşanan son olaylar ve çatışmaların, bütün dünyada Kürtler hakkındaki haberlere ilgi arttırdığı görüyor. Özellikle Rojava ve Kobane kahramanlığıyla, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük talebi dünya halklarının destek ve sempatisini kazandı. Ancak böyle olmasına rağmen Kürt halkının varlığı ve tüm hakları gerçek manada kabul görmüş değil.

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Mannheim, Nürnberg ve Stuttgart dernekleri de geçtiğimiz günlerde Kürt halkının bilge isimlerinden edebiyatçı, tarihçi Prof. Celile Celil’in katıldığı söyleşiler gerçekleştirdi.

‘Kürt tarihi, edebiyatı ve kültürü’ başlığı altında Kürtçe-Türkçe yapılan söyleşilere ilgi yoğun oldu. Celile Celil söyleşilerde yapmış olduğu sunumları üç başlık altında gerçekleştirdi.

İlk olarak Kürt isminin kaynağı, tarihsel arka planına yer veren yazar, Kürtlerin tarihinin Sümer yazıtlarında ‘Kurti-Guti’ ve ‘Karda’ olarak adlandırılan halklara dayandığına dikkat çekti. Babil, Asur döneminde de varlığını sürdüren bu halkı daha sonra Grekler, Kardukh ve Gordukh; Persler, Gurd ile Kurd; Süryaniler ise Kardu ve Kurdaye olarak diye tanımlamışlar. Sümerce KUR dağ demektir. Kurti de dağın halkı anlamına gelmektir. Bunun için olacaktır Kürtler hep sırtını dağlara (Zagroslar) verip baskı ve zulme karşı isyan etmişlerdir.

Yazar’ın söyleşilerde değindiği ikinci başlık, Avrupalıların M.S 7.Yüzyıl’dan itibaren Kürt olarak kabul ettikleri dönemle ilgiliydi. İslam ordularının bölgeye yaptıkları akın ve savaşlar, şehirlerin ve bereketli toprakların İslam devletlerinin eline geçmesinin ardından Kürt halkı hakkında yazılı belgeler de çoğalmıştır. En kanlı imparatorlardan Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’i (Safeviler) 1514 Çaldıran Savaşı’nda yenmesi, aynı zamanda Kürtlerin tarihteki ilk bölünmesi oldu. Devam eden Osmanlı-Safevi savaşları sonucu Kürt coğrafyasını ikiye ayıran meşhur Kasr-ı Şirin (Mayıs 1639) Antlaşması Kürt halkının bağrına saplanan kanlı bir hançer olur.

Üçüncü başlık ise ulusalcılığın geliştiği (1789) Avrupa yıllarından günümüze kadar olan süreci konu alıyordu. Bu dönemde Kürt halkı gecikmeli de olsa onlarca isyan başlatarak ulus olmaktan kaynaklanan hakları için ölümüne mücadele etti. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonucu bu kez Kürt coğrafyası dörde bölündü. Ve dört parçada Kürt halkının özgürlük girişimleri de devam etti. Ocak 1946’da kısa bir süreliğine yaşayan Mahabad Cumhuriyeti önderlerinin idam edilişleri isyan ateşini söndüremedi. Koçgiri, Ağrı, Diyarbakır ve Dersim, vb. isyanları da kanla bastırıldı. Kürtlerin en uzun soluklu direnişi ise bugün Türkiye’de hala devam etmekte.

Celile Celil daha sonra konuşmasına, ‚Dilsiz insan yaralıdır hep bir yanından kan akar. Tıpkı Kürtler gibi. Dilimize, kültürümüze, folklörümüze sahip çıkmalıyız. Dilimizin yaşaması, zenginleşmesi için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Halkımızın ağız dili, ağız (sözlü) edebiyatı çok güçlüdür. Yaşar Kemal bunu görmüştür. Evet Yaşar Kemal büyük bir cevahirdir. Ancak o Türkçe yazdığı için Türk edebiyatına dahil olur. Kuşkusuz Yaşar Kemal Kürtler hakkında güzel şeyler söyleyip yazmıştır. Ancak kendi ana dilinde bir iki tane kitap neden yazmadı acaba? Bu sorunun cevabını kendimizde aramalıyız. Asimilasyon politikalarına karşı durmalıyız.‘ diye devam etti.

Söyleşilerde kimi zaman espirili kimi zaman da duygulu anlar yaşandı. Mezopotamya’dan Ortadoğu topraklarına kadar güncel konulara da değinildi. İlgiyle dinleyenler Almanca, Türkçe ve Kürtçe sorular sordular.

Her fırsatta Kürt coğrafyasını bir derviş gibi gezdiğini ve bilgisinin kaynağının halk gerçekliği olduğunu vurgulayan Celile Celil; ‚Ben bu yaşta bu kadar kısa zamanda bu kadar yer gezdiğim için, sizlerin gözündeki ışığı gördükçe mutlu oluyorum, kendimi genç hissediyorum.‘  dedi.

Tarih, edebiyat ve halk kültüründen birçok konunun dile geldiği söyleşilerde Celil, izleyenleri birgünlük söyleşi ile yetinmeyip, bu alandaki edebiyat ve tarih kitaplarını okumaya davet etti.

Ali Çarman

 

Celile Celil Kimdir?

1936’da Erivan’da doğdu. 1959’da Erivan Devlet Üniversitesi Tarih Fakültesini, 1962’de Leningrad Doğu Bilimleri Enstitüsü’nde asistanlık eğitimini bitirdi. „1850-1880 yılları arasında Kürtlerin Özgürlük Mücadelesi“ konulu asistanlık tezini 1963 yılında verdi. 1991 yılında ise „Osmanlı İmparatorluğunda (19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl başı) Kürt Özgürlük Hareketinin Gelişimi“ hakkındaki doktorasını tamamladı. Celilê Celil, Kürt tarihi, kültürü ve folklorunu konu alan 70’in üzerinde kitap, makale ve bildirgenin yazarıdır. Tarih, edebiyat, folklor alanında yazdığı eserleri Rusça, Ermenice, Kürtçe, Türkçe ve Almanca basılmıştır. Kitap ve makalelerinin çoğu Almanya, İsveç, İsviçre, Irak, Türkiye, Suriye ve Lübnan’da çevirisi yapılarak basıldı. Prof. Celile Celil, Irak Bilimler Akademisi fahri üyesi, PEN Kulübü ve Ermeni Yazarlar Birliği üyesi olup uluslararası ve yerel konferans ve sempozyumların aktif katılımcısıdır.

Close