Arif BEKTAŞ
Londra
Türkiye Halklarıyla Dayanışma Kampanyası (SPOT) tarafından organize edilen, “Darbe girişiminden sonra demokrasi mücadelesi” konulu panel, Londra’da, sendikacıları, akademisyenleri, gazetecileri ve aydınları bir araya getirdi.
Büyük ilgi gören konferansa Türkiye’den Yazar Aydın Çubukçu, Yazar Fehim Taştekin ve Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat katıldı. Profesör Şebnem Korur Fincancı’nın video mesajla katıldığı konferansta İngiltere’den de çok sayıda konuşmacı vardı.
Bugün saat 17.00’ye kadar süren konferansın ilk bölümünde konuşan NUT, PCS, RMT ve TUC sendikalarının temsilcileri, Türkiye halklarıyla dayanışmanın önemine değinerek, daha etkili dayanışma çalışması içinde olmak gerektiğini vurguladı. 15 Temmuz sonrası Erdoğan ve AKP hükümetinin uygulamalarının çok kaygı verici olduğunu belirten sendikacılar, Türkiye halklarının yanlız olmadığını ve onlarla dayanışmayı büyüteceklerini duyurdular.
Bir video ile konferansa katılan Şebnem Korur Fincancı, SPOT’un bu kampanyasını selamladığını ve Türkiye halklarıyla dayanışmaların varlığını düşünerek yanlız olmadıklarını hissettiğini söyledi. Akademisyenler üzerinde, Kürt illerinde ve diğer birçok alanda yapılan saldırılara değinen Fincancı, basına yönelik saldırıları da gündeme aldı.
ÇUBUKÇU’DAN DÜNYA SAVAŞI UYARISI
Daha sonra söz alan Yazar Aydın Çubukçu, Türkiye’de tüm gerici güçlerin savaş politikaları etrafında birleştiklerini belirterek “Muhalefeti ve onun sesi olan muhalif basını susturmaya çalışıyorlar. Bütün halk kesimlerine bir saldırı gerçekleştirildi. Kürt halkına sistemli bir saldırı var” dedi.
Çubukçu, bütün bu saldırılara karşı umutsuz olmadıklarını söyledi. Demokrasi İçin Birlik adı altında 103 örgütün bir araya gelerek yayımladığı sonuç bildirgesinin önemli olduğunu belirten Çubukçu, “Ortadoğu’da yaşananlar, dünyada yaşanacak olanların habercisidir. Size kötü bir haberim var. Son derece tehlikeli bir dönemden geçiyoruz. Bir dünya savaşına gidiyoruz. Verilen demokrasi mücadelesi bir dünya savaşını engellemek için verilmektedir. Bugünkü dayanışma konferansı çok önemlidir. Türkiye halklarıyla dayanışma önemlidir. Ama bu sadece Türkiye halklarıyla dayanışma değil, aynı zamanda kendinizle dayanışma anlamına geliyor. Çünkü bir dünya savaşını engellemeye çalışıyorsunuz.”
Gazeteci Ege Dündar ise tehditlerin ve sürgünlerin olduğu bir ülkeden geldiklerini, ülkede çok sayıda gazetecinin hapiste olduğunu ve OHAL’ın parlamentoyu devre dışı bırakarak, darbeyi pratikte hayata geçirdiğini söyledi. Babası Can Dündar’a yapılanların ve annesinin pasaportuna el konulmasının hiçbir tarifi olmadığını söyleyen Dündar, dayanışmanın çok önemli olduğunu söyledi.
‘İKTİDAR KENDİ DARBESİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR’
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da konuşmasına, Türkiye’n,n basın özgürlüğünde en kötü dönemlerinden birini yaşadığını söyleyerek başladı. 107 gazetecinin hapiste olduğunu hatırlatan Polat, kapatılan yayın organları, gazetecilerin uğradığı saldırılar hakkında geniş bir bilgi verdi. 12 televizyon ve 11 radyonun kapatılmasına da değinen Polat, bu saldırıların muhalif kesimleri susturmak için gerçekleştirildiğini söyledi.
“İktidar kendi darbesini gerçekleştiriyor” diyen Polat, muhabirleri Cemil Uğur’un izlediği haberden dolayı örgüt üyeliğinden 15 yıla kadar hapis cezası istendiğini belirtti. “Haber Nöbeti” çalışmasının, daha fazla gazetecinin tutuklanmasının önüne geçmek için olduğunu söyleyen Polat, “Ben Gazeteciyim” kampanyasının “Gazetecilik Suç Değildir” oluşumuyla daha geniş kesimlere yayılmaya devam ettiğini belirtti.
Daha sonra söz alan Yazar Fehim Taştekin ise, Erdoğan’ın politikalarının başkanlık planları etrafında şekillendiğini söyledi. Taştekin, Erdoğan’ın özellikle Suriye politikasında cihatçı grupların desteklenmesi dahil tehlikeli yöntemler kullandığını ifade etti.
Ortadoğu’daki gelişmeleri ayrıntılı bir şekilde dinleyicilerle paylaşan Taştekin, AB ile Türkiye arasında imzalanan mülteci anlaşmasından dolayı AB’nin yaşananlara sessiz kaldığını söyledi.
Konferans daha sonra atölye çalışmaları ile devam etti. Konferansın son oturumunda ise, Türkiye halkları ile dayanışma kampanyasının nasıl şekilleneceği tartışıldı.