Written by 14:25 Allgemein

NATO’nun kırmızı çizgilere ihtiyacı var

Sevim Dağdelen*

 

Patriot füzeleri ve Alman askerlerinin Türkiye’ye gönderilmesi tartışmalarında bol bol “’kırmızı çizgiler”’den söz edildi. NATO’nun Türkiye’ye ek askeri güç ve silah yerleştirilmesi kararını aldığı gün Obama, Esad rejiminin muhaliflere karşı kimyasal gaz kullanmasını “’kırmızı çizgi” olarak niteledi. Sözcüsü ise ABD’nin askeri bir müdahale planları hazırlandığını açıkladı. Müttefiklere kimyasal gazla müdahale edilmesine olanak sunan santraller  ABD tarafından kabul edilemezdi. Önceki çatışmalarda kimyasal silahlar kullanıldığıyla ilgili düzmece haberlerle savaşın meşrulaştırıldığını biliyoruz. İsyancıların ilerlemesine bağlı olarak Esad’ın silahları güvenlik altına almak zorunda kalması kısa süre içinde savasın başlayacağını gösteriyor.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen ve Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle, Obama’nın ‚kırmızı çizgilerini‘ kabul ettiklerini, Patriot füzelerinin yerleştirilmesi kararının alındığı NATO zirvesinde bildirdiler.

Federal Meclis’teki oylamaya bağlı olarak bu ülkede de “kırmızı çizgiler” çektildi: Patriotlar uçuş yasağı olan bölgeye yerleştirilemeyecek ve sadece savunma amacıyla kullanılacaktı. Bu durum Savunma Bakanı De Maiziere’nin orada çoktan konuşlanmış ve uçuşlara devam eden Awacs’ların varlık nedenine hiç uymuyor.

Zaten hükümet açısından meclisin onayının alınması, sadece silahlı bir çatışmaya katılacağı gerekçesiyle gereklidir.

Yeşiller Partisi, SPD gibi  Patriot ve asker gönderilmesine onay verirken başka bir “kırmızı çizgi” çekti: Patriotlar sınıra çok yakın yerleştirilmemeliydi ama “prensipte”  önerilen göreve karşı çıkacak bir şey yoktu. Patriotlarin işlevini bilen sözde ‚kırmızı çizginin‘ sadece laf olsun diye getirildiğini anlar, prensipte karşı olmamak da bunun kanıtıdır.

NATO’nun Suriye’de ve İran’a karşı daha aktif rol oynaması konusunda üye ülkelerin içişleri bakanları arasındaki sözde anlaşmazlık ise  aldatmacadan başka bir şey değildir. Zaten NATO entegre hava savunmasını güçlendirmek sadece Patriotların yerleştirilmesiyle sınırlı değil. 400 askerin görevi „uluslararası askeri karargah katılımı dahil operasyona destek, rehberlik ve eğitimi de kapsayan „lojistik ve diğer destekleri de içermektedir.

Avrupa’daki Amerikan kuvvetlerinin komutanı olan NATO Müttefik Yüksek Komutanı’na bağlı Patriotlar ve personel şu anda Suriye’ye bir müdahaleyi planlıyor. Genel Sekreter ve bazı NATO ülkeleri çoktan müdahale çağrısı yaparken Türk hükümeti parlamentodan müdahale için izin kararını çıkarttı. Bu karar şimdiden İran’a karşı bir saldırıya yönelmiştir.

Almanya aldığı kararları ittifakın savunulması ve ittifak üyeleri arasındaki dayanışmaya dayandırıyor. Ancak güya bu NATO üyelerinin hiç düşünmeden savaşa girecekleri anlamına gelmiyor. İttifakın savunulması, çoktan gizli ya da açık olarak Suriye’deki muhalefeti desteklenmesi, her gün rejim değişikliği talep edilmesi ve Suriye’nin devlet haklarına tecavüz edilmesini men ediyor. Patriot füzelerinin ve askerlerin gönderilmesiyle, müttefikleri savaş hazırlığı içinde olan Almanya, birliğin güvenilir bir üyesi olduğunu göstermek istiyor. Patriotlarla, Türkiye’nin bölgedeki hegemonyacı çizgisi ve Kürt otonomisine karşı savaşı desteklenmiş olacak. NATO üyelerine güvenilir bir partner olduğu duygusunu vermek isteyen, tam da kendine ihtiyaç duyulduğunda yani savaş çıktığında askerlerini geri çekmeyecektir.
NATO çoktan askeri bir saldırı güç birliği haline geldi ve savaş açmak için bahane bulmak da çok kolaylaştı. Giderek, bu bir savaş başlatan NATO üyeleri ittifakın desteğini kolayca alacak hale geldiler.

Almanya’da muhalefet partileri ve NATO üyesi devletler rutin bir şekilde talebe onay verdiler. Bu çerçeve içinde  NATO artık ‚kırmızı çizgilere‘ gerek duyulmayan bir strateji geliştirdi. Bu stratejinin özellikle Yakın ve Orta Doğu’da İran ve Rusya ile gerginlik göz önünde bulundurulduğunda bir felaket olduğu açıktır.

 

* Almanya Sol Parti Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü

Close