Written by 08:43 uncategorized

Norveç Katliamı’nın üzerinden bir yıl geçti

77  kişinin katili Anders Brevik ile ilgili son karar 24 Ağustos’ta verilecek. Karar ne olursa olsun gideceği yer sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı İla Cezaevi. Breivik’in “cani mi hasta mı” olduğuna karar verilecek mahkemede olayın politik yanı,  Breivik’in aşırı sağcılarla ilişkisi, yayınladığı 1500 sayfalık Manifesto’ya rağmen gözlerden gizlenmeye çalışılacak… Ancak faşistler 4 Ağustos’ta Stockholm’da yapılacak uluslararası bir eylemle faşist katile sempati ve desteklerini sunacaklar.

 

CEZAEVİ Mİ KLİNİK Mİ?

Anders Behring Breivik’in 22 Temmuz 2011’de Oslo’da gerçekleştirdiği bombalı saldırı ve Utöya adasındaki katliamı sonucu 77 kişiyi öldürmesinin üzerinden bir yıl geçti. 22 Haziran’da son duruşması yapılan davada savcılık, Breivik’in psikiyatri kliniğine kapatılmasını talep etti. Avukatı ise hapis cezası verilmesini istiyor. Bu konudaki karar 24 Ağustos’ta verilecek ancak sonuç ne olursa olsun İla Cezaevi’nde Breivik için 300 bin Euro’ya mal olan özel bir bölüm hazırlandı. Oslo’ya yarım saat uzaklıktaki hapishanede bir yıldan beri kalmakta olan caninin 24 Ağustos sonrası psikiyatri kliniği mi yoksa cezaevi hücresine mi konacağı henüz belirsiz. Norveç, dünyada müebbet hapis cezasının olmadığı 20 ülkeden biri. Olağanüstü durumlar dışında suçu ne olursa olsun bir kişi en fazla 21 yıl hapiste kalıyor. Ancak Breivik gibi toplum açısından sürekli tehlike oluşturan kişiler için bu ceza sürekli uzatılarak müebbede çevrilebiliyor.

 

OLAYIN SİYASİ BOYUTU GÖZARDI EDİLİYOR

Breivik’in hasta mı cani mi olduğuna karar vermek için iki bilirkişi görevlendirildi. Bunlardan biri hasta diğeri cani olduğu yönünde karar verdi. Olayın politik yanı ise iki bilirkişinin raporunda da yer almadı. Birine göre Breivik deliydi, diğerine göre ise Kuzuların Sessizliği filmindeki gibi bir cani. Sonuç olarak olay bireyseldi ve ardında örgüt, ırkçılık, İslam ve Marksizm düşmanlığı aramak yanlıştı. Hasta olması halinde sonuç değişmese bile Breivik’e bakış değişecek. Kendine hakim değildi, cinnet geçirdi vb. ifadelerle işlenen suçun politik olmadığı düşüncesi yaygınlaştırılacak. Breivik ve avukatı ise suçun bilerek, planlayarak ve isteyerek yapıldığında ısrar ediyorlar. Bilindiği gibi Anders Behring Breivik, mahkemede katliamı savunarak, „Bir daha olsa yine yaparım“ ifadesini kullanmıştı. Breivik daha önce de amacının „Norveçlilerin neslinin devamını korumak“ olduğunu söyleyerek askeri madalya istemişti. Kendini İslam ve göçmen düşmanı olarak tanımlayan Breivik, mahkemede okuduğu ifadesinde „göçü ve çok kültürlülüğü teşvik eden“ Avrupa hükümetlerine karşı çıkarak şöyle demişti: „Halkıma karşı yapılan saldırılar benim düzenlediklerimden bin kat daha barbarca. Bazen küçük bir vahşet büyük bir barbarlıktan iyidir.“ „Bu eylemler iyilikten kaynaklanıyor, kötülükten değil“ şeklinde savunma yapan Breivik, yaz kampında öldürdüğü gençler için ise „Bunlar masum çocuklar değil, siyasi aktivistlerdi“ dedi.

 

IRKÇI KATİL NE YAPTIĞININ FARKINDA

Faşist katil mahkemede saldırısını şöyle savunmuştu: „2. Dünya savaşından beri en kapsamlı ve en mükemmel şekilde hazırlanan saldırıyı gerçekleştirdim. Ben ve milliyetçi kardeşlerim, onların (Müslümanların) korktukları şeyi temsil ediyoruz.“ Savcılık ise, Norveç tarihinde eşi benzeri olmayan böylesi bir saldırının akli dengesi yerinde biri tarafından yapılamayacağı görüşünde. Ülkede yapılan anketler ise savcının naif olduğunu ortaya çıkarıyor. Çoğunluk, Breivik’in psikiyatristlerin eline bırakılmaması, tek kişilik hücresinde cezasını çekmesi gerektiğini savunuyor. Breivik’in ırkçı, İslam ve Marksizm düşmanı fikirlerini topladığı 1800 sayfalık manifestosu da hem kendisi ve avukatını doğruluyor hem de halkın çoğunluğunun haklı olduğunu ortaya koyuyor.

Politik çevrelerin Norveç’in itibarını korumak, ülkede ırkçılığın olmadığını, olamayacağını savunmak adına katili hasta ilan etme çabaları, 24 Kasım’daki kararı verecek makamın bağımsız olup olmadığını gösterecek. Norveçli demokratlar, hakim Wensche Arntzen’in, dedesinin geleneğini sürdürerek politikacılara kafa tutacağı ve Breivik’i hapse mahkum edeceğine inanıyorlar. Hem de bireysel bir suç işleyen cani olarak değil, ırkçı, faşist, insanlık düşmanı bir ideolojinin, uluslararası bir ağın tetikçisi olarak… Arntzen’in dedesi İkinci Dünya Savaşı sırasında Norveç’i işgal eden Almanlar tarafından idam edilmişti. Dava sürecinde mahkemenin hakimlerinden Thomas Indrebö ise, davayla ilgili olarak sosyal medyada ‚Breivik’in idam edilmesi gerektiği‘ görüşünü dile getirdiği için davadan azledilmişti.

 

IRKÇILAR GÖSTERİ YAPACAK

Katliamın yıldönümünden iki hafta sonra, 4 Ağustos’ta İslam ve yabancı düşmanı ırkçı gruplar dünya ölçeğindeki ilk gösterilerini İsveç’in başkenti Stockholm’de biraraya gelecekler.

Irkçı gruplar tarafından yayımlanan bildiride yapılacak gösteride “Küresel Kontra-Cihad İttifakı”nın kuruluşunun ilan edileceği, Amerika, Avrupa, İsrail, Hindistan ve başka bölgelerden İslamcılar tarafından tehdit edildiği iddia edilen “özgürlük savaşçıları”nın nihayet birlikte “özgürlük ve insan hakları” için ortak bir savunma oluşturacakları ifade ediliyor. Stockholm’deki gösterinin örgütlenmesinde lokomotif işlevi gören English Defence League (EDL) yönetici ve üyelerinin Breivik’e övgüler yağdırdıkları biliniyor. EDL’nin ileri gelenlerinden Gild Gold, Breivik’in saldırısının nedenini anladığını ancak Norveçli gençleri seçmesini hata olarak gördüğünü, onların yerine “ büyük bir problem oluşturan pislik Müslümanları” tercih etmesi gerektiğini söylemişti.

İsveç Televizyonu’nun “Görevimiz Araştırma” ekibi Breivik’in İngiltere’ye giderek EDL’in örgütlediği gösterilere katıldığını ve katliamı gerçekleştirmeden hemen önce manifestosunu bazı EDL üyelerine yolladığını ortaya çıkarmıştı.

Almanya’da ise Neonaziler’e ait Thor Steinar firmasının Chemnitz’deki mağazasına “Brevik” adı verilmesi ortalığı karıştırdı. Mağazanın kapatılması için bölge sakinleri gösteri düzenlerken, yerel politikacılar da kampanya başlattı.

 

SEMRA ÇELİK

Close