Written by 11:05 Allgemein

NPD Anayasa’ya düşman, ama kapatılmasın!

0101npd-verbot 

Faşist “Milliyetçi Demokrat Alman Partisi”nin (NPD) yasaklanması için ikinci kez başlatılan yasaklama girişiminden de bir sonuç çıkmayacağına dair işaretler giderek belirginlik kazanıyor.

Eyalet İçişleri Bakanları Konferansı’nda NPD’nin yasaklanması için başlatılan girişime Federal Eyaletler Meclisi (Bundesrat) tarafından da destek verilmesinin ardından, Federal Hükümet, bütün çağrılara kulak tıkayarak yasaklama girişimine ‘hayır’ dedi.

25 Nisan günü anamuhalefet partisi SPD tarafından meclise getirilen NPD’nin yasaklanması konusunda sunulan önerge, iktidar partileri tarafından reddedildi. Oylamaya katılan milletvekillerinin 326’sı, NPD’nin yasaklanmasına karşı, 211’i ise yasaklanmasından yana oy verdi. 40 milletvekili ise çekimser kaldı.

SPD adına önergeyi sunan Meclis Grubu yöneticilerinden Thomas Oppermann, NPD’nin anayasaya düşman bir örgüt olduğunun meclisteki bütün partiler tarafından kabul edildiğini ifade ederek, bu partiye karşı kayıtsız kalınmaması gerektiğini vurguladı. Oppermann NPD’in ayrıca antisemitist, yabancı düşmanı ve kısmen de şiddete yatkın olduğunu belirterek, bu partinin devlet tarafından kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi.

 

HÜKÜMET PATİLERİ YASAĞA KARŞI

CDU ve FDP adına yapılan konuşmalarda ise NPD’nin anayasaya düşman bir örgüt olduğu belirtilirken, yasağa ise karşı çıkıldı. CDU Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Günter Kringer bunu şu şekilde gerekçelendirdi: “Bize göre de NPD bütün meclislerden silinmelidir. Ancak başarılı olmayacak bir yasak başvurusunun yapılmasına karşıyız.”

Yeşiller Partisi ise oylama sırasında çekimser kalmayı tercih etti. Buna gerekçe olarak da NPD’nin yasaklanması için yeteri kadar malzeme olmadığını savundu.

Sol Parti ise yasaktan yana oy verdi. Meclis Grubu adına konuşan Ulla Jepke, “Parlamento’da Auschwitz’i anmanın anlamı NPD’nin yasaklanmasıdır” dedi.

Meclis oturumunda bütün partilerin NPD’nin anayasa düşmanı olduğu konusunda görüş birliği içinde olmasına rağmen, yasak başvurusu hakkında bir karar çıkarmamaları, ayrı siyasi hesaplar içerisinde oldukları anlamına geliyor. Anlaşılan o ki, ırkçı parti üzerinden yapılan hesaplar, daha uzun bir süre bu konunun gündemde kalmasına neden olacak.

 

YASAK SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Hükümet partileri CDU/CSU ve FDP’nin karşı, Yeşiller’in çekimser kalmasına rağmen NPD’nin yasaklanması için süreç devam ediyor. Eyalet İçişleri Bakanları Konferansı tarafından hazırlanan gerekçeler belgeleriyle birlikte Federal Konsey tarafından Anayasa Mahkemesi’ne iletilecek. Hükümet partileri asıl olarak yasak konusunda bir sorumluluk almaya yanaşmadı. Hükümet partilerinin bu tavrı yasak başvurusunun olumlu sonuçlanmasını riskli hale getirebilir.

Zira 2001 yılında SPD-Yeşiller dönemindeki yasak başvurusunu Federal Hükümet, Federal Konsey ve Federal Meclis birlikte yapmıştı. Ancak Federal Anayasa Mahkemesi, yasağa gerekçe gösterilen NPD yöneticilerinin çoğunun Anayasayı Koruma Örgütü üyeleri olduğunu ileri sürerek reddetmiş ve ırkçı parti içindeki istihbarat elamanlarının çekilmesini istemişti. Ancak, özellikle CDU/CSU ve FDP’nin işbaşında olduğu eyaletler buna yanaşmamıştı.

Bu yıl yapılacak genel seçimler öncesinde NPD yasağının hükümet ve muhalefet partileri arasında tartışmalara neden olması bekleniyor.

 

HALK YASAKTAN YANA

Hükümetin bu tavrına rağmen halkın önemli bir bölümü NPD’nin yasaklanmasını istiyor. ARD televizyonu tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, halkın yüzde 52’si NPD’nin yasaklanmasını istiyor. Yüzde 42’si ise mevcut yasaların sertleştirilmesiyle NPD’nin önüne geçilebileceğini düşünüyor. Yine halkın yüzde 55’i ırkçı örgütlerin içine ajan yerleştirilmesine destek verirken, yüzde 33’ü de bunun aşırı sağla mücadeleyi engellediğini düşünüyor.

NPD: Bütün ırkçıların çatısı

 

1964 yılında, Hitler faşizminin 12 yıl boyunca yaptıklarıyla övünen ve yeniden faşist bir rejim hedefiyle kurulan Alman Milliyetçi Demokrat Parti (NPD), bugün ülkedeki en büyük faşist parti konumunda. NPD’nin ilk kurucu üyeleri, çoğunlukla, Alman Partisi (Deusche Partei-DP), Anavatan Birliği ve FDP gibi partilerden geliyor. Kurulduğu ilk yıl Bremen Eyalet Senatosu’nda yer alan DP milletvekilleri, NPD’ye geçtiler ve parti daha ilk yılından itibaren bir eyalet meclisinde temsil edilmeye başlandı. Partinin ilk kurucu başkanı Friedrich Thielen, iki yıl sonra görevinden istifa etti. Diğer bir kurucusu olan Wolfgang Frenz’in de istihbarat örgütü elemanı olduğu 2003’deki dava sırasında ortaya çıkmıştı.

1965’te yapılan genel seçimlerde yüzde 2 oy alan faşist parti, daha sonra Hessen, Bavyera, Bremen başta olmak üzere bir çok eyalette parlamentoya girmeyi başardı. 1960’lı yılların ortasından itibaren ülkede yaşanan ekonomik durgunluğun etkisiyle bir taraftan işçi sınıfı ve gençlik hareketi yükselirken diğer taraftan faşist NPD bu hareketin engellenmesi için kullanıldı. Bu yıllarda Antifaşistler tarafından gerçekleştirilen bir çok eyleme Naziler tarafından saldırılar yapıldı. Bu koşullarda, 1968’de Baden-Württemberg Eyaleti’nde yapılan parlamento seçimlerinde yüzde 9.8 oy alan NPD büyük bir çıkış yaptı. Partinin üye sayısı ise 1969’de resmi rakamlara göre 28 bin, kendi rakamlarına göre 50 bine çıktı. 1969’deki Federal Parlamento seçimlerinde ise yüzde 4.3 oy alarak büyük bir çıkış yaptı.

1971-91 yılları arasında derin bir kriz yaşayan ırkçı parti, hem oy hem de üye kaybetti. 1970’li yılların sonunda milyoner yayıncı Gerhard Frey tarafından kurulan Alman Halk Birliği Derneği, 1987’de DVU adı altında partileşti. Böylece ırkçı parti sayısı ikiye çıktı.

1990’lı yıllardan sonra izlediği çizgiyi daha fazla radikalleştiren, daha açıktan ırkçı şiddet eylemleri yapan NPD, özellikle istihbarat elemanlarının ırkçı örgütlenmeyi güçlendirmeye çalıştığı Doğu Almanya’da önemli adımlar attı. Bu yıllarda özellikle “Kamaradschaften” olarak bilinen yerel düzeydeki ırkçı örgütlerin çoğu NPD ile bağlantılı olarak çalıştı.

Halen Saksonya ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde mecliste temsil edilen NPD, 2010’da diğer faşist parti DVU ile birleşti. Şubat 2012 itibariyle 5 bin 900 üyesi bulunan ırkçı parti, her yıl devletten yaklaşık 1.5 milyon Euro “seçim yardımı” alıyor. Halkın vergilerini alan faşist parti, bu parayla başta göçmenler ve antifaşistler olmak üzere çeşitli kesimlere karşı düşmanca kampanyalar yürütüyor.

Ülkenin en güçlü ve örgütlü faşist akımı olan NPD’nin yasaklanması için yıllardan beri antifaşist örgütler tarafından değişik kampanyalar sürdürülüyor. Nazi Takibatına Uğrayanlar Birliği (VVN-BdA) tarafından 2007 ve 2009 yıllarında başlatılan kampanyalarda yüzbinlerce imza toplanmış ve Federal Parlamento Dilekçe Komisyonu’na teslim edilmişti.

2002 yılında başlatılan ilk yasak girişimi, 2003 yılında, yasağa eylemleri gerekçe gösterilen parti yöneticilerinin çoğunun istihbarat elemanı olduğu ileri sürülerek geri çevrilmişi. Bu nedenle, sık sık basında ırkçı partinin mi yoksa istihbarat örgütünün mü ırkçı partiyi yönettiği tartışması yürütülüyor.

Irkçı partinin yasaklanması, ırkçılığın bir zamanlar iktidar olduğu Almanya’da faşist akımlara önemli bir darbe niteliği taşıyacak.

Close