Written by 21:21 Allgemein

Ortak bir dil oluşturdular

22. Uluslararası Gençlik Kampı başarıyla sonuçlandı.
20 farklı ülkeden gence ev sahipliği yapan kampa Türkiye dışından gelen katılımcılar beklentilerinin üstünde bir kampla karşılaştıklarını söylüyorlar.
Yaklaşık 3 bin gencin kaldığı kampa Türkiye dışından 300 genç katıldı.
Stella Soundoulounaki, Yunanistan’dan kampta katılan gençlerden birisi. Yunanistan’da yapılan bir çok kampa katılmış ama uluslararası bir kampa ilk defa katılıyor. “Buraya gelmeden önce bu kadar kalabalık bir kampın nasıl örgütleneceği, nasıl yürütüleceği konularında kaygılarım vardı” diyen Soundoulounaki, farklı ülkelerden katılımcıların deneyimlerinin öğrenmenin önemli olduğunu kaydetti.
Kamp katılımcılarının bütün işleri kolektif bir şekilde yapmasından çok etkilendiğini belirten Soundoulounaki, kendisinin de iki gün mutfakta çalıştığını söyledi.
“Buraya gelmeden önce aramızda şaka yapıyorduk, ‘nasıl çalışacağız’ diye. Gerçekte iş yaptık ama kolektif bir şekilde yapıldığı için çok güzeldi. Bütün bu işleri hiç bilmediğiniz bir dansla yapmak çok eğlenceli ” diyen Soundoulounaki, ülkesine döndüğü zaman sırf bu konuda bile anlatacağı çok şeyin olduğunu dile getirdi. Temizlikten yemekhaneye, kamp alanının hazırlığından gece nöbetlerine kadar tüm işler birlikte yapılıyordu. On gün boyunca 1780 genç temizlikte, 1440 genç nöbette ve yüzlerce genç üç öğün yemeklerin hazırlığında ve dağıtımında yer almış.

KARDEŞLİĞİ SAVUNACAĞIZ
İnsanların tatil anlayışının sırf güneşin altında yatmak olmasının tüketim toplumu yaratan politikaların bir sonucu olduğunu belirten Soundoulounaki, “Benim tatilden anladığım tam da buradaki gibi. Esas doyum başka insanlardan bir şeyler öğrenebilmek. Bu tatilde öğrendiklerimizi kışın da burada yaptığımız gibi yapabilirsek güzel olur” diye konuştu.
Kampa gelmeden önce Türkiye halkı ile ortak damarları olduğunu bildiklerini ancak burada yaptıkları sohbetlerde bunun gerçek olduğunu gördüklerini aktaran Soundoulounaki, düşmanlık propagandasının Yunanistan’da da yapıldığını, bu propagandaların kardeşlik mücadelesini kırmak için yapıldığını belirterek, “Buna izin vermeyeceğiz. Dünya gençlerinin kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz” dedi. Çok çeşitli alanlara seslenen, renkli ve zengin bir kamp programı, her gencin ilgisini çekecek, beceri ve yeteneklerini ve geliştirebilme olanağını sunuyordu. 15 atölye, 7 ana forum, 21 söyleşi ve onlarca toplantı gerçekleşti. Kapitalizmin krizinin dünya işçi sınıfı ve gençliğine getirdiği yükler ve buna karşı mücadeleler, eğitim ve iş hayatında yaşanan sorunlar, büyük tekellerin daha fazla kar için derinleşen doğa tahribatı ve emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşım kavgasında artan savaşlar ve dünya gençliğinin daha güzel bir gelecek için mücadeleleri öne çıkan konulardı. Eşitlik, özgürlük, kardeşlik kadar sosyalizmin de, gençlik içinde yeniden filizlenmeye başladığı on günlük kampta çok açık görülmekteydi.

BİZİM DE ONLAR GİBİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZÜ GÖRDÜLER
“İlk defa uluslararası bir kampa katıldım ve ilk defa çadırda kalıyorum, bu zor bir deneyim oldu benim için” diyor Suriye’den kampa katılan Wayda Al. Bu kadar büyük bir organizasyonun büyük problemler olmadan yapılıyor olmasının çok etkileyici olduğunu ifade eden Al, kamp alanındaki işlerin iş bölümü yapılarak ortak yapılacağını bilmediklerini kaydetti. Kendileri için kampın en iyi tarafının programlardaki çeşitlilik olduğunu dile getiren Al, hem deneyimlerini aktarma hem de öğrenme açısından bu durumun güzel olduğunu söyledi. Farklı kültürlerle birlikte olmanın kampın en güzel noktası olduğunu dile getiren Al, “Mesela Suriye’de bir komünist parti olduğunu bilmeyenler var. Ortadoğu’nun terörist ilan edildiği bir dünyada bizim de kendileri gibi düşündüğümüzü, başka bir dünya istediğimizi anlattık arkadaşlara. Buradan gittikten sonra anlatmam gereken o kadar çok şey var ki, bu bile şu anda yoruyor beni” diye konuştu. Farklı yaşlardan, yörelerden, ülkelerden gençleri bir arada tutabilmenin mümkün olduğunu öğrendiğini, bunun bile yeterli olduğunu belirten Al, buradan öğrendiklerinin yeni bir yol çizmelerinde etkili olacağını kaydetti.
Gençlik kampına Almanya’dan katılan gençler ise programların çok yönlü olmasının çok beğenildiği, yalnız yer yer dil sorunun yaşanmasından dolayı bazı programlara katılamadıklarını, işlerin ortak yapılmasının güzel olduğunu ancak tuvalet temizleneceğinin hiç akıllarına gelmediğini kaydettiler.

EL KOL HAREKETLERİYLE DE ANLAŞIYORUZ!

Gençlik kampının en tanıdık simalarından birisi Sebastian Gomez. Kolombiya’dan kampa katılıyor. Latin Amerika’dan kampa gelenlere de tercümanlık yapıyor. İspanyolca’yı İngilizce’ye çeviriyor.
Gomez, hayatının hiçbir döneminde burada geçirdiği kadar uykusuz bir süreç geçirmemiş, bunu da yapacak çok şey olmasına bağlıyor.
1998 yılında yapılan Bergama kampına katılan arkadaşlarının sürekli övgülerle bahsettiğini belirten Gomez, bu yüzden beklentileri yüksek olarak buraya geldiğini belirterek; “beklentilerimin karşılığını aldım. Herkeste ciddi bir disiplin var. Bu hem güzel hem de şaşırtıcı. Şaşırtıcı çünkü farklı kültürlerden insanlar buraya geliyor ve aynı potada sorunsuzca bir arada yaşayabiliyorlar” diye konuştu.
“Bir dil problemi olsa da el kol hareketleriyle anlaşıyoruz, ortak bir dil oluşturabildik” diyen Gomez, kampa katılmadan önce gündelik hiç bu kadar iş yapıldığını düşünmediğini, herkesin bir gün temizlik sırasının kendisine de geleceğini düşünerek çevresini temiz tuttuğunu anlattı. Gomez, “Ben böyle bir kampa katılmak istemeyen genç olabileceğini düşünmüyorum. Burada edindiğim deneyimleri ülkeme gittiğim zaman anlatacağım. Onlar da benim 1998 kampından etkilendiğim gibi bundan etkileneceklerdir” diye konuştu.


Gökhan Durmuş

Close