Written by 09:32 AVRUPA

Oslo’da on binler ırkçı cinayete karşı yürüdü

Mahmut Algünerhan

Norveç’in başkenti Oslo’da 23 Ağustos 2025’te ırkçı bir cinayet sonucu Etiyopya kökenli Norveç vatandaşı, 34 yaşındaki Tamima Nibras Juhar katledildi. Juhar, 29 Ağustos Cuma günü Oslo’da defnedildi. Cenazeye, aralarında Norveç Maliye Bakanı Jens Stoltenberg, Çalışma ve İçerme Bakanı Tonje Brenna, Norveç Kilisesi’nden Preses Olav Fykse Tveit, Oslo Belediye Başkanı Anne Lindboe’nin de bulunduğu yaklaşık 500 kişi katıldı.

Yapılan anma eylemlerine on binler katıldı

Juhar için Oslo’da bugün anma eylemleri düzenlendi. İlk anma eylemi saat 13.00’te, katledildiği Kampen semtinde yapıldı. Semt sakinlerinin düzenlediği anmaya, ırkçılığa ve faşizme karşı olan yaklaşık 2 bin kişi sarı çiçekler ve sarı giysilerle katılarak, Juhar’ın katledildiği yerde ırkçılığa, nefrete ve şiddete karşı tepkilerini gösterdi.

Irkçılık Karşıtı Merkez (Antirasistisk Senter) tarafından organize edilen ikinci eylem ise saat 14.00’te Youngstorget Meydanı’nda başladı. Oslo’nun merkezindeki alanda yaklaşık 30 bin kişi bir araya gelerek Juhar için düzenlenen anma törenine katıldı. Katılımcılar, sarı çiçeklerden ve giysilerden oluşan bir denizle meydanı doldururken, nefret ve ırkçılığa karşı güçlü bir mesaj verdi.

Yüzden fazla kurum ve kuruluşun destek verdiği eylemde; Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Oslo Belediye Başkanı Anne Lindboe, 2011’de Anders Behring Breivik’in Utøya’da İşçi Partisi’nin (AP) gençlik örgütü AUF kampına düzenlediği saldırıdan sağ kurtulan Kamzy Gunaratnam, Juhar’ın aile temsilcisi, arkadaşları, sosyal hizmet çalışanlarının örgütü Fellesorganisasjon (FO) başkanı Marianne Solberg ve Antirasistisk Senter Başkanı Umar Ashraf konuşma yaptı.

Irkçılık Karşıtı Merkez’in Genel Başkanı Umar Ashraf konuşmasında, “Bu yürüyüş, bu çiçek denizi, sevginin nefretin üzerinde, dayanışmanın aşırı sağcılığın üzerinde olduğunu kanıtlıyor. Irkçılığa asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ise yaptığı konuşmada nefret ideolojilerine karşı mücadele çağrısı yaparak şöyle konuştu: “Tamina Nibras Juhar’ın öldürülmesi bütün bir ulusu, tüm Norveç’i sarstı. Biz binlerce kişi nefret ve ırkçılığı reddetmek için toplandık. Ülkemizde bir kez daha aşırı sağcı ideolojinin nelere yol açabileceğini gördük. Ve bunu yüksek sesle söylemek zorundayız, acıtsa da: Bu siyasi amaçlı bir cinayetti. Birbirimize hatırlatalım ki, sadece fail yaptığı eylemden sorumludur. Fakat düşünceler ve fikirler bir yerden gelir. Nefretin ve öfkenin bir kaynağı vardır. Radikalleşme ve yabancı düşmanlığı bir yerde başlar. Karanlık, öfkeli bir toplulukta, insanlıktan nefret eden bir bakış açısında doğar.”

Kamzy Gunaratnam ise konuşmasında, “Teröristler sadece uzak diyarlarda, canavarca varlıklar değildir. Onlar burada da olabilir.” diyerek Kampen cinayetini, Norveç’in son 30 yılda yaşadığı diğer ırkçı, faşist ve nefret kaynaklı saldırılarla ilişkilendirdi. Gunaratnam,
“2001’de Oslo’nun Holmlia semtinde 15 yaşındaki Benjamin Hermansen’in Neo-Naziler tarafından bıçaklanarak öldürülmesi, 22 Temmuz 2011’de 77 kişinin katledildiği saldırı, 17 yaşındaki Johanne Zhangjia Ihle-Hansen’in öldürülmesi, 25 Haziran 2022’de Oslo’daki Pride saldırısında iki kişinin öldürülmesi bunlardan bazılarıdır. Tamina, kaybettiği kanıyla değil; bizi vermek zorunda bıraktığı mücadeleyle hatırlanmalı” ifadelerini kullandı.

Anma etkinliğinin sözcüsü Arshad Jamil ise Norveç halkına teşekkür ederek, “Halkımızın hâlâ nefret ve Müslüman karşıtlığına karşı bu şekilde dimdik durduğunu görmek, bize 1990’lardan bu yana sürdürdüğümüz diyalog çalışmalarını devam ettirmek için umut ve motivasyon veriyor” dedi.

Yapılan konuşma ve müzik sunumundan sonra, her yıl 1 Mayıs yürüyüşünün yapıldığı güzergâh üzerinden tekrar Youngstorget Meydanı’na dönüldü.

Olayın ayrıntıları

Juhar, başkent Oslo’nun Kampen semtinde çalıştığı çocuk esirgeme kurumuna bağlı özel bir merkezde, 18 yaşındaki aşırı sağcı Djordje Wilms tarafından “Müslüman kökenli göçmen olduğu için” gece bıçaklanarak katledildi.

Cinayetten sonra yakalanan ve sorguda eylemi siyasi amaçla işlediğini söyleyen zanlı, ilk etapta dört haftalık tutukluluk cezası aldı. Wilms, başka bir Avrupa ülkesinde doğmuş, 10 yılı aşkın süredir Norveç’te yaşıyor ve Almanya vatandaşı.

Wilms, 2016’da 9 yaşındayken geldiği Norveç’te, 2024 yılında Valdres’in küçük bir köyü olan Hedalen’de koruyucu ailesine karşı şiddet uygulamıştı. Olayda elinde bıçak ve balta bulunduğu, ayrıca aşırı sağcı görüşler dile getirdiği belirtiliyor. Polise, “öfkeli olduğunu ve koruyucu ailesini öldürmek istediğini” söylemişti. Bu olay nedeniyle Hedalen’den acilen Oslo’ya taşınarak Kampen’deki bir gençlik yurduna yerleştirildi.

Sanık, cinayet ve terör suçu kapsamında yargılanacak. Bir buçuk yıl boyunca polisin takibinde olan Wilms’in, aşırı sağcı çevrelerle bağlantısı ortaya çıktı. Daha sonra hakkındaki endişeler arttı. Norveç’te aşırı sağcı, milliyetçi, göçmen karşıtı, dijital ortamda gençler arasında görünürlüğe sahip olan ve “İskandinav Direniş Hareketi” adlı faşist örgütle bağlantıları bulunan Alliansen grubuna üye olduğu belirlendi.

Cinayetten sonra hedefinde Hønefoss şehrindeki bir cami dâhil olmak üzere daha fazla saldırı olduğunu söyledi.

18 yaşındaki sanık, cinayeti kabul etti ancak suçsuz olduğunu iddia ediyor. Bu yeni cinayet, Norveç’in 22 Temmuz’dan yeterince ders çıkarıp çıkarmadığını tekrar gündeme getirdi.

Wilms’in, ırkçı SIAN (Norveç’in İslamlaştırılmasını Durdur) grubu ve diğer Neo-Nazi gruplarından ilham aldığı görülüyor. Bugün geçmişten farklı olarak, internet üzerinden örgütlenen bu grupların Norveç’te serbestçe faaliyet göstermesine izin veriliyor.

Close