Volkswagen (VW) ve VW tekeline bağlı Audi, Porsche, Daimler ve BMW bu üç Alman otomobil devi dünya piyasasında yerlerini sağlamlaştırmak ve ilk sıralara çıkmak için tasarruf planları hazırladılar. Alman otomobil tekellerinin satışları son yıllarda sürekli artmasına karşın kâr marjı ya yerinde sayıyor ya da VW’de olduğu gibi geriliyor.
Dünya otomobil piyasasında rekabet önümüzdeki yıllarda daha keskinleşecek. Avrupa otomobil piyasasında iyileşme belirtileri artmasına ve bazı ülkelerde 2007 düzeyine yaklaşmasına rağmen satışlar kıta genelinde henüz kriz öncesi döneme gelmedi. Çin pazarı dışındaki bütün önemli pazarlarda da durum çok farklı değil.
Daralan piyasalarda payı artırma çabası işin bir yanıyken tekeller için asıl önemli olan yanı üretimin maliyetini düşürme ve üretkenliği artırma yoluyla kâr marjını artırmak.
ÜRETİM MALİYETİNİ DÜŞÜRMENİN YOLLARI..
Tekel yönetimleri üretimin maliyetini düşürmek için her türlü yolu deniyorlar. VW tekeli de diğer otomobil tekelleri gibi aynı parçayı birçok modelde kullanarak parça başı maliyeti aşağı çekmeye çalışıyor.
Fakat bu yöntem her zaman istenilen hedefe ulaşılmasını sağlamıyor. İlk başlarda kâr getiren bu yolda kalitenin %100 oturması gerekiyor. Her hangi bir parçanın hatalı üretimi veya materyal hatası geçmişte tek bir modeli etkilerken artık 3,5 bazı parçalarda ise 10’a kadar modeli etkileyebiliyor.
Geride bıraktığımız 6 yıl içinde Toyota tekeli ortalama her yıl dört milyon civarında otomobili bayilerine geri çağırmak ve tamir etmek zorunda kaldı. Benzeri sorunlarla son yıllarda General Motors (GM) ve VW de giderek daha fazla karşı karşıya kalıyor. Özellikle GM’in bu konudaki sicili bozuk. 2014’ün ilk yarısında 29 milyondan fazla aracı bayilere geri çağırmak zorunda kaldı.
Araçları tamir etmek için bayilere geri çağırmak şüphesiz maliyeti artıyor. Ama buna karşın getirisi hala fazla olduğu için tekeller bu yöntemden vazgeçmiyorlar.
Üretim maliyetini düşürmek için üretim sürecini en iyi düzenleyen tekellerin başında Toyota geliyor. GM’i kesin geride bıraktıktan sonra en geç 2018 yılında Toyota’yı da geride bırakarak dünyanın bir numarasına yükselmek isteyen VW tekeli yeni Golf modeliyle birlikte “modül üretimine” geçti. VW patronlarına kalırsa 2017 yılına kadar bütün VW modelleri bu tarzda üretileceği gibi Audi, Skoda ve Seat markaları da bu üretim modeline geçecekler. Ticari araçlar ise daha sonra bu model üretime geçecekler.
Özüne bakıldığında “modül üretim” modeline, aynı parçayı birçok modelde kullanma yönteminin geliştirilmiş biçimi de denilebilir. Artık tek tek parçalar değil arabanın üçte birlik bölümü (ön-orta-arka) komple, değişik fakat birbirine yakın olan modellerde kullanılabiliyor. Bu parça başı üretim maliyetini olağanüstü düşürdüğü gibi yeni modellerin geliştirilme sürecini de olağanüstü kısaltıyor ve dolayısıyla maliyetin daha da düşmesini sağlıyor. Nitekim artık mühendisler sıfırdan yeni bir model geliştirmek yerine var olan ve sürekli geliştirilen modülleri kullanarak yeni modeller geliştiriyorlar.
ÜCRETLER ÜZERİNDE BASKI ARTACAK
Teknolojinin bütün olanakları kullanılıp çok değişik üretim modelleri geliştirilse de kâr marjını artırmanın yani artı değeri yükseltmenin asıl yolunun bir yanda üretkenliği artırırken diğer yanda işçi ücretlerini düşürerek işgücü maliyetini olabildiğince aşağı çekmek olduğu biliniyor.
Çalışma sürelerini esnekleştirme, kiralık işçiler ve taşeron firmalar aracılığıyla maliyeti düşürmenin yanı sıra üretimi ücretlerin ve sosyal standartların daha düşük olduğu ülkelere kaydırma yolu da tekellerin uzun süredir uyguladıkları yöntemler arasında yer alıyor. 30-40 yıl önce saldırılar genelde belirli bir çerçevede gelirken son yıllarda bütün yöntemler aynı anda uygulanıyor.
Yine 30-40 yıl önce bir saldırının ardından yeni, kapsamlı bir saldırının gelmesi birkaç yıl sürerken artık bugün işçi haklarına saldırılar, çalışma koşullarının kötüleşmesine neden olan uygulamalar sürekli hale geldi.
BMW, Daimler veya Avrupa’nın en büyük ve dünyanın üçüncü büyük tekeli olan VW satış ve kâr rekorları kırmalarına rağmen tasarruf planlarını sürekli gündemde tutuyorlar. Yürürlükte olan planlar daha orta aşamadayken yeni tasarruf planları yapılıp işçi ve emekçilere dayatılıyor.
“KAR MARJI VE SATIŞ RAKAMLARI YÜKSELECEK!”
Örneğin 2013 yılını iki milyon araç satarak ve kâr marjını %9,4’e çıkartarak kapayan BMW gerçekte “altın çağını” yaşamakta. BMW’nin ana hissedarları konumunda olan Quandt hanedanı 2016 yılına kadar satılan araç sayısının %25 artarak 2,5 milyona çıkartılma ve kâr marjının ise %10’un üzerinde olması hedefini menajerlerine dayatıyor. 2014’ün ilk yarısında kâr marjı –vergi ve faiz öncesi- %11,7’e çıktı.
BMW’de 2020 yılına kadar yürürlükte olan tasarruf planına göre her yıl 3-4 milyar Euro arası tasarruf edilecek. Quandt hanedanının dayatmasından sonra BMW yönetimi yıllık tasarruf hacmini “birkaç 100 milyon Euro daha artırmak” için incelemelere başladığını açıkladı. Bu süre zarfında üretim sürecindeki kiralık işçi ve taşeron firma sayısını artırmak da BMW yönetimin planları arasında.
Benzeri bir durum Daimler tekelinde yaşanıyor. 2015 yılına kadar geçerli olan ve yıllık 2 milyar Euro tasarruf sağlayan “Fit for Leadership” (“Liderlik için fit”) programını geliştirerek 2020 yılına kadar yıllık 3,5 milyar tasarrufu içeren “Fit for Leadership II.” tasarruf planını hayata geçirecek. BMW’de olduğu gibi kiralık işçi ve taşeron firma sayısını artırmak için koşullarını zorlamayı planlayan Daimler, bugün %8 olan kiralık işçi oranını %20’ye çıkarmanın yöntemleri üzerinde duruyor.
2020 yılına kadar kâr marjını model başına %10’un üzerine çıkarmayı planlayan Daimler’de kar marjı bugün %7,9 düzeyinde. Bu ise 2020 öncesinde “Fit for Leadership III”ün gelmesinin muhtemel olduğu anlamına geliyor.
“2018 HEDEFİNDEN GERİ ADIM YOK”
Almanya’da en kapsamlı tasarruf programı ise VW tekelinde gündemde. Tekelin en fazla araç satan markası Volkswagen’de kâr marjı 2013 ortalamasında %2,9 iken bu yılın ilk çeyreğinde bu oran %1,8’e düştü. Tekel bünyesindeki Porsche’de bu oran %18, Audi’de %10, Skoda’da %6,5 iken Seat’te eksi %2.
Temmuz ortasında tekelin üst düzey bin yöneticisini Wolfsburg’a çağıran VW Şefi Martin Winterkorn 2018 yılında dünyanın bir numarası olma hedefinden geri adım atmayacaklarını söylediği konuşmasında, “Samimi olalım; bugün üretkenlik ve kâr marjı açısından ana rakiplerimizin çok gerisindeyiz ve en kısa zamanda bu açığı kapatmak zorundayız” dedi. Tekel cirosunun %50’sinin gerçekleştiği VW markasının üretkenlik ve kâr marjı açısından hamle yapması gerektiğini söyleyen Winterkorn, “VW’de atılan her olumlu adım diğer bütün markalarımızın da önünü açıyor. Ama bu hamle yapılacak tek yerin VW olduğu anlamına da gelmiyor” dedi.
2017 yılından itibaren VW bölümünde yılda 5 milyar Euro tasarruf etmeyi hedefleyen Winterkorn, “Diğer markaların da üstlerine düşeni yapacaklarına inanıyorum” dedi. Toplantı ardından Audi ve Porsche yönetimleri tarafından yapılan açıklamalarda tasarruf edilecek alanların ‚şüphesiz‘ gözden geçirileceği bildirilirken, “asıl olarak üretimde esnekliği, üretkenliği ve kâr marjını yükseltmenin yolları aranacak” denildi. Porsche, Baden Württemberg eyaletinde yürürlükte olan “Steinkühler-Molası” (bantta çalışan işçilerin her saat 5 dakika mola yapma hakları var) dahil birçok şeyin gözden geçirileceğini söyledi.
Bu yılın Mart ayında Cenevre Otomobil Fuarı’nda gazetecilerle sohbet eden Winterkorn, “Branşımızın, otomobilin icadından sonra er büyük dönüşüm süreciyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum” demişti. Bu sözler ve yukarıda kısmen ortaya konulan planlar önümüzdeki yıllarda işçi ve emekçilere yönelik saldırıların artacağını gösteriyor. (YH)