Katalonya kökenli müzisyen Jordi Savall, sanatçıların daha iyi bir dünya için mücadele etmesi gerektiği düşüncesiyle değişik projelerin öncülüğünü yapıyor. Gamba (tarihi bir kontrabas) sanatçısı, 500 milyon nüfuslu ve büyük bir servete sahip Avrupa Birliği’nin birkaç bin mülteciyi kabul etmemek için yaptıklarını utanılır olarak niteliyor. Sanatçıların sadece güzel şeyler üretmek ve güzel şeylerle uğraşmak değil, haksızlıklara karşı düşüncesini söyleyip dünyayı daha iyi yapmak için mücadele etmesi gerektiğine dikkat çeken Savall, buna örnek olacak çalışmalara da imza atıyor.
Suriyeli müzisyenlerle orkestra
Örneğin ‘Hesperion XXI Ansamble’ grubuyla Suriyeli müzisyenlere yönelik bir projesi var. Suriye’den davet edilen çok sayıda sanatçıyla oluşturulan grup, doğunun zengin kültürüyle eski Avrupa müziğini yanyana getirerek müziğin tek dili, insanlığın dili olduğunu gösteriyor.
İdomeni’de konser
Başka bir girişim ise Callas’taki İdomeni mülteci kampında gerçekleştirilmiş. Kampı ziyaret eden Savall, orada çok kötü koşullar içinde yaşandığına, özellikle de tek başlarına kampta kalan çocukların umutsuz bir yaşam sürdürdüklerine dikkat çekiyor. Kampta bir konser düzenlediklerini anlatan Savall, sadece kendileri için yapılan müzikle insanların mutlu olduklarını, geçici de olsa insan yerine konuldukları duygusunu yaşadıklarını ifade ediyor.
Mülteci çocuklarla müzik projesi
Son projesi ise Barcelona, Fransa ve Norveç’te başlatılan mülteci çocuklar projesi. Müziğe yatkınlığı olan mülteci çocuklar bir araya getiriliyor, göç kökenli müzik öğretmenleri tarafından küçük gruplar halinde haftalık dersler veriliyor. Hem kendi kültürlerinden hem de şimdi yaşadıkları ülkenin kültürlerinden şarkı ve danslar üzerine çalışılarak müziğin kültürler arası diyaloğa, karşılıklı saygıya hizmet edeceği gösterilmiş oluyor. Bu projenin hedefi, birkaç yıl içinde grupları birleştirerek konserler vermek, sonucu sergilemek ve mülteci müzisyenlerin az da olsa para kazanmalarını sağlamak.
Köle ticareti yolları CD‘si
Tarihi müzik yapan sanatçı, geçmişteki göç hareketlerini konu edinerek o dönemin hareketli müziğini CD’lerinde canlandırıyor. Bunu yaparken sadece müzikle yetinmiyor, eski kültürler ve tarihi ilişkiler konusunda bildiklerini de dinleyicilere aktarıyor. Yeni CD’sinin konusu 1444’teki köle ticareti güzergahı. 1444’te Avrupalılar, Afrika’ya ilk keşif seferlerini yapmış ve binlerce Afrikalı’yı çalıştırmak için Avrupa’ya getirmişlerdi. 20. Yüzyıl’a kadar 30 milyonun üstünde Afrikalı Avrupa’ya getirilerek maden ocakları gibi zor ve tehlikeli işlerde çalıştırılmak üzere köleleştirildi. Şimdiye kadar hiçbir Avrupa ülkesi bu nedenle özür dilemedi, tazminat ödemeye yanaşmadı. Tam tersi, bugün ülkelerindeki açlık, savaş ve sefaletten kaçan insanlar Avrupa’nın kapısı kapatılarak, ölüme terk ediliyorlar.
Savall’ın müziğin daha iyi bir dünya için yardım edebileceği düşüncesinin bir parçası da bellekleri canlandırmak zaten. “Tarihini bilmeyen bir kültürün geleceğini kuramayacağını” söyleyen sanatçı, geçmişte neler yaşandığını bilmeyen bir toplumun aynı hataları, aynı adaletsizlikleri tekrarlayıp duracağını ifade ediyor.
