Written by 14:40 Allgemein

Sermayeye kıyak hazırlığı

 

CDU/CSU, ilaç tekellerinin kârlarına kâr katmaları için özel bir yasa hazırlığı içinde

 

Almanya ilaç tekelleri için cennet gibi bir ülke. Nitekim bütün dünyada ilaçların fiyatları değişik devlet kurumları aracılığıyla belirlenirken, Almanya’da piyasaya yeni çıkan ilaçların fiyatını üretici firmanın kendisi belirliyordu.

1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren “İlaç piyasasını yeniden yapılandırma yasası” (Amnog) ile birlikte piyasaya yeni çıkacak olan ilaçlar için bir takım engeller çıkartıldı. Buna göre eğer piyasaya sürülen yeni ilacın gerçekte ‚yeni‘ olmadığı; yani içindeki katkı maddeleri ve tedavi etkileri bakımından piyasada zaten varolan ilaçların bir kopyası olduğunun belirlenmesi durumunda ilacın fiyatını üretici firma belirleyemeyecekti. Bunun yerine piyasada satılan benzeri ilaçların fiyatları üzerinden bir fiyat belirlenecekti.

 

‚YENİ‘ DEDİKLERİ YENİ DEĞİL!

Piyasaya yeni olarak sürülen birçok ilaç aslında yeni değil. Tekeller ilacın kimyasal bileşimine birkaç ‚yeni‘ katkı ekleyip piyasaya “yeni” diye sunuyorlar. Eklenen maddeler sözkonusu ilacın tedavide daha etkili olmasını sağlamadıkları gibi birçok kez de yan etkilerin artmasına neden oluyorlar.

1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren “Amnog” Yasasıyla birlikte ilaç şirketleri “yeni” diye piyasaya sürdükleri ilacın “yeniliğini” kanıtlamak zorunda bırakıldılar. Örneğin bir şirket yüksek tansiyona karşı yeni bir ilaç bulduğunu ileri sürüp bunu piyasaya sürmek için başvurduğunda, piyasadaki en iyi tansiyon ilacıyla boy ölçüşmek zorunda.

Örneğin, Boehringer ve Lilly firmaları şeker hastalığına karşı “yeni” ürettikleri ilacı (“Trajenta”) piyasaya sürerken, denetleme dairesinin inceleme yöntemini eleştirmiş ve “piyasada yüksek fiyat kategorisindeki ilaçlarla karşılaştırılması gerçekçi sonuç alınmasını sağlayacaktır” görüşünü savunmuşlardı. Devlet adına ilaçları inceleyen “Sağlıkta Kalite ve Ekonomi Enstitüsü” (IQWiG”), sözkonusu ilacı uzun yıllar piyasada olan ve hastalar üzerinde olumlu etkisi olan bir ilaç ile karşılaştıracaklarını ve eğer şirketlerin ileri sürdükleri yeni gerekçeler doğrulanırsa ilaca yeni bir fiyat belirlenip piyasaya sürülebileceği aksi takdirde ise piyasaya bile sürülmeyebileceğini açıkladı.

Boehringer ve Lilly firmaları ilaçlarını geri çekerek, “Bu ilacı Almanya piyasasına sürmekten vazgeçtik” açıklamasını yaptılar.

 

TEKELLERİN LOBİSİ ÇALIŞIYOR!

Yasanın çıkmasını engelleyemeyen ilaç tekellerinin lobi kuruluşları parlamentodaki partiler arasında olduğu gibi kamuoyuna yönelik çalışmalarına da hız verdiler. Tekel sözcülerinin iddialarına göre sözkonusu yasa (Amnog) Almanya’da araştırma ve geliştirme çalışmalarını baltalıyordu. Yeni ilaçların piyasaya sürülmeleri ne kadar zorlaştırılırsa şirketlerde araştırma geliştirme alanına o kadar az para ayıracaklardı! Hatta bazı firmalar araştırma ve geliştirme (ARGE) bölümlerini Almanya dışına taşıyacaklardı.

Tekeller bu “gerekçeleriyle” hükümet üzerinde şantaj yapmaya çalışıyor. Bir yanda kamuoyunda, “yeni ve daha etkili ilaçların piyasaya sürülmesi engelleniyor” ve “ARGE alanında işyerleri yok olacak” savlarıyla hükümet üzerinde baskı oluştururken diğer yanda ise hükümet partileri içindeki uzantıları aracılığıyla yeni yasa girişimlerini sürdürüyorlar.

Araştırma Yapan İlaç Şirketleri Birliği (VfA) hazırladığı bir “uzman” raporuyla Amnog yasasının eksiklerini, zayıf yönlerini ortaya koyuyor ve “bunların kısa sürede ortadan kaldırılması gerektiği” sonucuna varıyor. CDU/CSU Fraksiyonu Sağlık Politikaları Sözcüsü Jens Spahn etrafında topladığı sermaye uzantısı milletvekilleriyle sunduğu “durum analizinde”, raporda ileri sürülen gerekçeleri bire bir üstlendiği gibi “kısa sürede yasanın gözden geçirilmesi ve düzenlenmesini talep ediyor. Spahn’a göre “Amnog Yasası sürekli kendisini yenileyen, pratik sorunlardan öğrenen bir yasa” olmalı.

İlaç tekelleri ve parlamentodaki sözcüleri, piyasaya yeni ilaç sürülmek istediğinde bu ilacın IQWiG tarafından belirlenen kıstaslara göre değil (yukarıya bkz.) yeni ilacı piyasaya süren şirketin gerekli gördüğü kıstaslara göre incelenmesini talep ediyor. Yani bir Alman atasözünde olduğu gibi, “keçinin bahçeye bekçi yapılması” isteniyor!

Sağlık sigortaları ve bağımsız sağlık kurumları yasanın altının oyulmasına karşı çıkıyorlar. “Sözkonusu değişiklikler gündeme gelirse o zaman 1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren yasanın yürürlükte kalmasına gerek yok” görüşünü savunan sağlık sigortaları, “Tam tersine bu yasa diğer ülkelerde olduğu gibi daha da sertleştirilmeli. Hükümet partileri hastalar için iyi olan bir yasayı koruyacaklar mı yoksa şirketlerin kârlarını güvenceye alan bir yasa değişikliği mi yapacaklar buna karar vermeli” diyorlar. (YH)

Close