Written by 18:10 uncategorized

‘Süper seçim yılı’nın ardından

Almanya’da bu yıl içinde yapılan 7 eyalet seçiminin kaybedeni hükümet partileri CDU/CSU ve FDP, kazananı ise Yeşiller oldu. 2013’te yapılacak genel seçimlerde de benzer bir tablonun yaşanması bekleniyor.

“Süper seçim yılı” olarak adlandırılan bu yıl içinde 7 eyalette yapılan seçimlerden çıkan tablo, iki yıldır işbaşında olan CDU/CSU-FDP Hükümeti’nin ağır yenilgiler aldığını gösteriyor. Özellikle emekçilerin kazanılmış hakları konusunda daha pervasız taleplerde bulunan liberal FDP, birçok eyalette yüzde 5 barajını dahi geçemedi. İki yıl önceki genel seçimlerin en çok kazananı olan FDP’nin şimdi yerlerde sürünüyor olması, bu parti içinde tartışmalara neden oldu.

PARTLERİN SEÇİM KARNESİ

Süper seçim yılında partilerin durumu, eyalet seçim sonuçları da dikkate alınarak şu şekilde özetlenebilir:

CDU: Yılın ilk seçiminin yapıldığı Hamburg’da, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en düşük oyu aldı ve hükümeti SPD’ye bıraktı. CDU en ağır yenilgisini ise 60 yıldır iktidarda olduğu Baden-Württemberg’de yaşadı. Oy kaybına rağmen yüzde 39 ile birinci parti oldu ancak, hükümet kurmak için yeterli çoğunluğu sağlayamadı ve eyalette Almanya tarihinde ilk kez bir Yeşil başbakan seçildi. Yine Bremen’de yapılan seçimlerde CDU son 50 yılın, Genel Başkan ve Başbakan Angela Merkel’in memleketi Mecklenburg-Vorpommern’de ise iki Almanya’nın birleşmesinden bu yana en düşük oy oranına geriledi. Saksonya-Anhalt’ta az bir oy kaybına rağmen hükümeti elinde tutmayı başaran CDU, son Berlin seçimlerinde ise oylarını az da olsa arttırdı ve SPD’nin kuracağı hükümetin küçük ortaklığına talip oldu.

SPD: 2009’da yapılan genel seçimlerde aldığı yüzde 23 oyla İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki tarihinde en büyük yenilgisini alan SPD, en dikkat çeken sonucu Hamburg’da Olaf Scholz ile salt çoğunluğu kazanarak elde etti. Daha önce tek başına iktidarda olduğu Rheinland-Pfalz’da oy kaybederek Yeşiller ile ortaklık kurmak zorunda kalırken, Bremen, Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern’de birinci parti olmaya devam etti. CDU’nun en çok oy kaybettiği Baden-Württemberg’de SPD de oy kaybına uğramasına rağmen, Yeşiller’in öncülüğünde kurulan hükümetin küçük ortağı olmayı başardı.

Bu sonuçlara bakıldığında, çok belirgin olmasa da SPD’nin kısmen toparlandığı görülüyor.

FDP: Süper seçim yılının “süper kaybedeni” iki yıl önceki genel seçimlerde aldığı yüzde 14.6 oy oranı ile büyük bir sıçrama yapan FDP oldu. Yılın ilk seçimi olan Hamburg’da yüzde beş barajını aşarak yeniden meclise dönmenin sevincini yaşayan FDP, sonraki beş seçimde (Saksonya-Anhalt, Rheinland-Pfalz, Bremen, Mecklenburg-Vorpommern ve Berlin)  ise yüzde 5 barajının altında kaldı. Ağır yenilgilerin ardında yoğun tartışmalara sahne olan FDP’de Guido Westerwelle’nin genel başkanlığı Philip Rösler’e devretmesi de sorunu çözmedi. Öyle görünüyor ki, sermayenin en azgın ve pervasız sözcüsü FDP, 2013’de yapılacak olan genel seçimlerde de ağır bir yenilgi alacak.

YEŞİLLER: Süper seçim yılının en çok yaradığı partilerin başında Yeşiller geliyor. Stuttgart 21 projesine karşı kentte başlayan ve onbinlerce insanın katıldığı protesto gösterilerini yedeklemeyi başaran Yeşiller, eyalet seçimlerinde bu konuyu yoğun olarak kullandı. Seçimlerde aldığı yüzde 24.2 ile tarihinde tam bir rekor kıran Yeşiller, ilk kez bir eyalette başbakan çıkardı. SPD’nin desteğiyle başbakanlık koltuğuna oturan Winfried Kretschmann, bir süre sonra Stuttgart 21 projesine yaptığı itirazı yumuşattı. Rheinland-Pfalz, Saksonya-Anhalt ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde yüzde 5 barajını aşarak meclise girmeyi başaran Yeşiller, böylece ilk kez 16 eyalette temsil edilen bir parti haline geldi.

Baden-Württemberg’te hükümetin kurucusu olan Yeşiller, Rheinland-Pfalz’da ise aldığı yüzde 15.7 ile SPD’nin ortağı oldu.

Bu yükseliş trendini Berlin’de de sürdürmek isteyen Yeşiller, oyunu artırmasına rağmen ancak üçüncü parti olabildi. Korsanlar Partisi’nin büyük çıkışı en çok Yeşiller ve FDP’yi etkiledi. Berlin seçimleri Yeşiller’in yükselişinin yavaşlama aşamasına girdiği şeklinde değerlendirildi.

İktidar partilerinin yaşadığı erime, SPD’nin hala yaralarını sarmakla uğraşıyor oluşu, ekonomik kriz ve Japonya’daki nükleer felaketin ardından halkta çevre duyarlılığının artışı gibi etkenler Yeşillerin oy artışında öne çıkan nedenler olarak görünüyor.

SOL PARTİ: Daha önceki yıllarda yapılan eyalet seçimlerinde aldığı başarılı sonuçlarla dikkatleri çeken Sol Parti, 2011’deki seçimlerde pek bir varlık gösteremedi. Baden-Württemberg (yüzde 2.8) ve Rheinland-Pfalz (yüzde 3) eyaletlerinde önemli bir varlık gösteremeyen Sol Parti, Bremen yüzde 5.6, Hamburg’da ise yüzde 6.4 oy oranı ile (yüzde 2.3 oy kaybederek) yeniden parlamentolara girmeyi başardı. Doğu Almanya’da bulunan Saksonya-Anhalt ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde ise oylarını korudu. Sol Parti’nin 10 yıldır koalisyon ortağı olduğu Berlin’deki seçimlerde aldığı yenilgi ise hükümet ortaklığından muhalefete düşmesine yol açtı. İki Almanya’nın birleşmesinden bu yana başkent Berlin’de aldığı oyları en düşük (yüzde 11.7) seviyeye ulaşan Sol Parti’deki bu gerilemeye SPD’nin izlediği politikalarla birleşmesi yok açtı. Yenilginin sorumlusu olan eyalet başkanı ise izledikleri politikanın doğru olduğunu ileri sürerek, gelen eleştirileri yanıtlamaya çalıştı. Ancak, Berlin seçimlerinden sonra Sol Parti’de SPD ile koalisyon ortaklığı ve izlenecek çizgi konusunda tartışmaların yoğunlaşacağı tahmin ediliyor.

2013 PROVASININ GÖSTERDİKLERİ

Toplam 7 eyalette gerçekleşen parlamento seçimleri, 2013’ün Eylül ayında yapılacak genel seçimlerin de önemli bir provası niteliğinde. Ortaya çıkan en önemli göstergelerin başında ise, mevcut hükümet partilerinin halk arasında güven kaybetmesi bulunuyor. FDP’de yaşananlar bunun açık bir örneği.

Hem seçim yenilgileri hem de Euro krizi nedeniyle koalisyon ortakları arasında yaşananlar şimdiden erken seçim ya da hükümet değişikliği tartışmalarını gündeme taşımış durumda. FDP’nin koalisyondan çekilmesi, yerine CDU/CSU-SPD (Büyük koalisyon) hükümetinin kurulması gerektiğini ifade edenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Anamuhalefet SPD’de önceki döneme göre ciddi bir toparlanma olmasa bile, Yeşillerle birlikte iktidara uzanmasının mümkün hale geldiği görülüyor. Eyalet seçimlerinde önemli bir başarı gösteren Yeşiller’in çıkışının genel seçimlerde de devam etmesi bekleniyor.

Diğer partilere karşı daha ekili muhalefet yapması beklenen Sol Parti ise “süper seçim yılını” iç tartışmalarla geçirdi. Halkın sorunlarına sahip çıkma, işçi ve emekçilerin talepleri doğrultusunda daha aktif davranma konusundaki durgunluğu devam ettiği takdirde, benzer bir yenilginin 2013’deki seçimlerde de sözkonusu olabileceği yorumları öne çıkıyor.  (YH)

BIG, 8 bin oy aldı

Berlin eyalet parlamentosu seçimlerinin dikkat çeken yanlarından biri de, çoğunluğu Türkiye kökenliler olmak üzere değişik İslam ülkelerinden gelen göçmenlerin kurduğu Yenilik ve Adalet Partisi’nin (BIG) de seçimlere katılmasıydı. BİG, yaklaşık 70 bin Türkiye kökenli seçmenin bulunduğu Berlin’de, 8 bin 8 oy aldı.

Toplam oyların yüzde 0.5’ini ifade eden bu sonucun ardından, BIG yöneticileri yaptıkları açıklamalarda, sonucu “umut verici” olarak değerlendirdiler. Seçim öncesinde özellikle göçmenlerin yoğun yaşadığı semtlerde yoğun bir propaganda yapan ve Sarrazin karşıtlığını seçim kampanyasının merkezine koyan BIG’in oylarının ezici bir bölümünü Türkiye kökenlilerden aldığı tahmin ediliyor.

İlk olarak 9 Mayıs 2009’da Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (KRV)  parlamento seçimlerine katılan ve 13 bin 849 oy alarak dikkat çeken BIG, kamuoyunda daha önce “İslam partisi” olarak nitelenirken, bu kez pek çok medya organı tarafından “göçmen partisi” diye adlandırıldı.

AKP kurucularından Nevzat Yalçıntaş’ın Berlin’e gelerek seçim toplantılarına katıldığı BIG’in, AKP’nin Almanya’daki uzantısı olduğu konusunda çeşitli iddialar bulunuyor. Dünya görüşü bakımından “Muhafazakar İslamcı” olarak bilinen kişiler tarafından kurulan BIG yöneticilerinin çoğunun eskiden Milli Görüş’te görev alan kişilerden oluşması dikkat çekiyor.

İlk olarak 2009’da BFF adı altında Bonn’da yerel seçimlere katılan ve iki sandalye kazanan inisiyatif, ardından BIG adı altında partileşerek eyalet seçimlerine girme kararı almıştı.

„Göçmenlerin savunucusu“ imajı vermeye çalışan ancak AKP Hükümeti ve Gülen Cemaati’yle yakın ilişki içinde bulunan BIG için, AKP’nin Avrupa uzantısı olarak bilinen Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD), NRW seçimlerinden bir gün önce yayınladığı basın bildirisinde açık bir şekilde bu parti için oy verilmesini istemişti. Halen UETD’nin başkanı olan Hasan Özdoğan da BFF’den aday olmuştu.

NE YAPILMAK İSTENİYOR?
Almanya’nın değişik eyaletlerinde örgütlenerek seçimlere katılan, kendisine göre “başarılar” elde eden BIG, öyle görünüyor ki; bundan sonra da Almanya genelinde Türk/Müslüman seçmenlerin oylarına talip olmaya, onların sesi olduğunu iddia etmeye devam edecek, oy isteyecek. Şimdiden 2013’te yapılacak genel seçimlere katılacağının mesajını veriyor.
Avrupa’da genel olarak “İslam karşıtlığı” üzerinden gerici çevrelerin hızla güç kazandığı günümüz koşullarında, BIG ve onun arkasındaki güçler de, başka bir cepheden dini kutuplaşmayı derinleştiren, etnik ve dini değerleri sömüren bir çaba içinde olacak görünüyor. Üstelik bunu, Müslüman kökenli göçmenlerin çıkarlarını savunmak adına yaparak! (YH)

10 Türkiye kökenli vekil

Berlin Eyalet Meclisi önümüzdeki dönem 149 yerine 152 milletvekilinden oluşacak. Seçilen milletvekilleri arasında 10 Türkiye kökenli bulunuyor. Yeni parlamentoda kesin olmayan sonuçlara göre şu Türkiye kökenli milletvekilleri yer alacak:  Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) Dilek Kolat, Erol Özkaraca, İlker Özışık ve Ülker Radziwill, Yeşiller Partisi’nden Özcan Mutlu ve Turgut Altuğ, Canan Bayram, Sol Parti’den Hakan Taş, Helin Evrim Baba ve CDU’dan Emine Wegner Demirbüken.

Close