Written by 14:00 KÜLTÜR

Suudilerin gözü Almanya’daki müzelerde

Der Spiegel dergisinde yer alan bir habere göre Suudi Arabistan, batı dünyasındaki itibarını yükseltmek için dünyanın en pahalı furtbolcularını ve takımlarını satın almanın yanı sıra ülkede Louvre, British Museum, Pergamon gibi Batı uygarlığının önde gelen müzeleri ayarında devasa bir müze yapmayı planlıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin yüz milyonlarca dolar harcayarak Abu Dabi’de 2017’de hizmete açtığı ikinci Louvre Müzesi gibi Suudilerin bu müzesinin de Fransızlarla işbirliği içinde Avrupa’nın değişik ülkelerinden parçalar satın alarak gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bu temelde Almanya’da bazı girişimler başlatılmış. Der Spiegel’in haberine göre Noel’den kısa bir süre önce Berlin’e gelen Veliaht Prens Muhammed bin Salman (MbS), restorasyon çalışmaları nedeniyle uzun yıllar kamuoyuna kapanan Pergamon Müzesi’nde bir “alışveriş gezisi“ yaptı. Veliaht Prens, kurulacak müze için satın alabileceği ya da kiralayabileceği tarihi eserlere bakıp bunun için yüz milyonlarca euroyu gözden çıkarmış durumda. Osmanlı döneminde Bergama Antik Kenti’nden ve imparatorluğun diğer bölgelerinden Almanya‘ya götürülen Bergama Zeus Sunağı, Athena Heykeli, Milet Pazar Yeri Kapısı, Babil İştar Kapısı, Halep Odası gibi paha biçilmez tarihi eserlerin yer aldığı Pergamon Müzesi’nde 2013 yılından bu yana süren restorasyon çalışmalarının 2037’de tamamlanması bekleniyor. Müzenin bir bölümü 2027’de, tamamı da ondan 10 yıl sonra ziyarete açılacak.

Pergamon Müzesi’deki özellikle Bergama ve Milet’ten alınan eserlerle oluşturulan koleksiyonun Almanya’ya yasal olarak getirilip getirilmediği konusunda tartışmalar halen açıklığa kavuşmuş değil. Bu eserlerin çoğunun günışığına çıktığı yer Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında bulunduğu için Türkiye‘ye iade edilmesi talebi halen geçerli. Der Spiegel’in haberinde Suudi Prens’in özel olarak ilgilendiği eserler hakkında her hangi bilgi yok. Haberde üst düzey uzmanlardan oluşan bir heyetin de Pergamon Müzesi’nin yanı sıra başkentteki diğer tarihi ve sanat müzelerini, Resim Galerisi’ni, İslam Sanatları Müzesi’ni, Prusya Devlet Kütüphanesi’ni de aynı amaçla ziyaret ettiği belirtiliyor.

Suudilerin Almanya’daki temasları 80’li yıllarda iki ülke arasında imzalanan kültür işbirliği anlaşmalarına dayanıyor. Bugüne kadar işbaşına gelen bütün hükümetler bu işbirliğini sürdürdü. Şu anda Kültür Bakanlığı koltuğunda oturan Yeşiller Partisi üyesi Claudia Roth de aynı çerçevede temaslarını sürdürüyor. En son Hindistan’daki G 20 Zirvesi’nde Suudi muatabıyla bir görüşme yaptı. Suudi Arabistan’daki insan hakları ise bu işbirliğinin önünde bir engel olarak görülmüyor. Geçen yıl Suudia Arabistan’da toplam 177 kişi idam edildi. MbS’nin Almanya’daki müzelerle ilgili girişimleri konusunda Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Almanya’nın “sivil toplum kurumları ve kültür alanındaki güçlü işbirliklerinin Suudi Arabistan’ın dışa açılma sürecine katkısı sağladığına dikkat çekiliyor. Başka bir deyişle kültürel düzeyde işbirliğinin Suudi Arabistan’a „medeniyet götürdüğü“ ima ediliyor. Halbuki mesele ne insan hakları ne de „medeniyetle“ ilgili. Ekonomik ve askeri temelde ilişkilerin devam etmesi, daha fazla Suudi parasının Almanya’ya akmasının politikası yapılıyor. (YH)

 

 

Close