Written by 16:37 HABERLER

TAZ’taki makale tartışma yarattı, basın özgürlüğü tartışılıyor

“Tageszeitung“ (TAZ) gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısında polislere yönelik sert ifadeler kullanan gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklayan İçişleri Bakanı Horst Seehofer tepki gördü.

“Kapitalizm yıkılmadan polis teşkilatı dağıtılırsa polisler hangi işi yapacak?” sorusuna yanıtın arandığı yazıda ülkedeki 250 bin polisin çöp toplama yeri dışında başka bir iş yapamayacağı ve „kendi benzerleriyle birlikte olmaktan kendilerinin de muhtemelen memnuniyet duyacağı“ görüşü ortaya atılmıştı. Yazıda polise hakaret edildiğini ifade eden başta Polis Sendikası olmak üzere değişik kesimler tepki göstermişti.

Bunun üzerine İçişleri Bakanı Seehofer „Bild“ gazetesine verdiği demeçte, “Kelimeler kontrolün yitirilmesinin kaçınılmaz olarak eylemler ve şiddet içeren aşırılıklar konusunda da kontrolün yitirilmesine yol açacağını“ belirterek köşe yazarına karşı suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Seehofer, Stuttgart’ta çıkan olayları örnek vererek „Buna müsamaha göstermeye devam edemeyiz“ dedi. Polis sendikaları da gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı.

Yazının tepki çekmesi üzerine TAZ Genel Yayın Yönetmeni Barbara Junge, „Hiciv niyetiyle yazılmış olsa bile polislerin çöplük dışında bir şey olmadığı şeklinde anlaşılabilmesi nedeniyle görüş yazısı amacını aşmıştır. Üzgünüm” açıklamasını yapmıştı.

Yeşiller milletvekili Konstantin von Notz, yazıya yönelik eleştirileri anlaşılır bulduğunu, ancak Seehofer’in „sınırı aştığını“ belirtirken Yeşiller partili Michael Kellner de, „Görüş yazısını iyi ya da kötü bulmanızdan bağımsız olarak bu basın özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır“ dedi. Avrupa’da otoriter uygulamalarıyla eleştirilerin odağındaki Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Polonya’da iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) lideri Jaroslaw Kaczynski’ye gönderme yapan Kellner, „Bir gazeteciye suç duyurusunda bulunan bir İçişleri Bakanı, akıllara Orban ve Kaczynski’yi getiriyor“ dedi.

Sol Partili Ulla Jelpke de Seehofer’in adımını „Hoşlanılmayan gazetecilere karşı gözdağı girişimi“ olarak eleştirerek „Bu tür bir adımı Türkiye’deki despot Erdoğan’dan biliyoruz. Demokratik bir ülkede böyle bir şeyin zaten kendiliğinden imkansız olması gerekir“ dedi.

Erdoğan ile mahkemelik olan komedyen Jan Böhmermann da Seehofer’e tepki göstererek „Burada Türkiye’de, Rusya’da ya da 1962 yılında değiliz! Horst Seehofer bu tehlikeli şovla devlete yönelik güveni zedelemekle kalmıyor. Oturduğu makamından elindeki baltayı bir tartışmaya saplama ihtiyacı duyan bir bakan daha ne tür bir otoriteye sahiptir?“ ifadelerini kullandı. (YH)

Close