Written by 14:06 uncategorized

Unutmayacağız, susmayacağız!

solingen_1993

Solingen’de 29 Mayıs 1993’de Neonaziler tarafından Genç Ailesi’nin evinin ateşe verilerek 5 kişinin katledilmesinin üzerinden tam 20 yıl geçti. Aradan geçen sürede ırkçı ve ayrımcı politikalar devam etti ve ırkçı örgütlere karşı kamuoyunun talep ettiği adımalrı atmaya yanaşmayan yetkili makamların bu sorumsuzluğu NSU tarafından işlenen ırkçı cinayet ve saldırıları beraberinde getirdi. Katliamın 20. yılında Solingen’de büyük bir antifaşist gösteri düzenlenecek. Pek çok kentte de etkinlikler yapılacak.

 

20 yıl önce, 29 Mayıs 1993’de Solingen’de Genç Ailesi’ne ait üç katlı evin bir grup Neonazi tarafından gecenin kararlığında ateşe verilmesinin ardından 9 yaşındaki Hülya Genç, 12 yaşındaki Gülistan Öztürk, 18 yaşındaki Hatice Genç, 27 yaşındaki Gürsün İnce ve 4 yaşındaki Saime Genç katledilmiş, Bekir Genç ise ağır yaralı olarak kurtulabilmişti.

Bu katliamı yaptıkları gerekçesiyle kısa bir süre içerisinde polis tarafından gözaltına alınarak tutuklanan ve Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi’de yargılanan 24 yaşındaki Markus G. 15 yıl, 18 yaşındaki Felix K. 19 yaşındaki Christian R. ve 22 yaşındaki Christian B. en yüksek gençlik cezası olan 10 yıl hapse çarptırıldılar. Cezasını çektikten sonra serbest bırakılan neonazi gençlerden ikisi halen Solingen’de yaşıyor.

ÖNCE ZEMİN HAZIRLANDI…

Solingen katliamı adeta “geliyorum” deyerek gelen katliamlardan biri oldu. Çünkü, 1992’den itibaren başta Balkan ülkeleri olmak üzere, dünyanın çeşitli yerlerinden Almanya’ya gelen sığınmacı sayısının yıllık ortalama 400 bine kadar çıkması üzerine başta Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi olmak üzere, değişik partiler ve onlarla aynı çizgide olan medya organları tarafından yoğun bir şekilde “gemi doldu” kampanyası yürüttü. “Ülkeye gelen sığınmacıların Alman halkının sırtından geçindiği, Almanya’nın bu kadar fazla yabancıyı taşıyamayacağı, Alman ırkının geleceğinin tehlikede olduğu” gibi gerici propagandalar eşliğinde yürütülen tartışmaların asıl amacı İltica Yasası’nı sertleştirmek yoluyla bu en temel hakkı ortadan kaldırmaktı. Bu temelde yürütülen propagandalar önce Hoyerswerda ve Rostock-Lichten­hagen’da mülteci ve göçmen yurtlarına yapılan ve günler süren ırkçı saldırılarda, artında da Mölln’de yapılan katliamda kendisini gösterdi. Bu tartışmaların yoğunlaştığı 1992 yılında yaklaşık iki bin ırkçı saldırı ve taciz kayıtlara geçti. Aynı yıl içinde değişik kentlerde toplam 17 insan Neonaziler tarafından öldürüldü.

 

… SONRA ANAYASA DEĞİŞTİRİLDİ

Bütün bu tartışmalar eşliğinde “Sığınma Uzlaşması” adı altında yapılan bir düzenlemeyle, başka bir ülke üzerinden Almanya’ya geldiği tespit edilenlerin sınırdışı edilmesi yönünde bir yasa çıkarıldı. 26 Mayıs 1993’te Federal Parlamento’da yapılan oylamada SPD’nin desteğiyle  Anayasa’nın 16. Maddesi’nin değiştirildi. Buna göre “Sığınma Uzlaşması” ya da “üçüncü ülke düzenlemesi” adlı verilen yeni düzenlemeyle, sığınma hakkı artık başka bir Avrupa ülkesi veya sözde “güvenli“ bir üçüncü ülke üzerinden Avrupa Birliği’ne giren sığınmacılar için geçerli olmayacaktı. Böylece, temel bir hak olan iltica hakkı fiilen yok edildi. Bundan üç gün sonra da Solingen’de genç ailesinin evi Neonaziler tarafından ateşe verildi.

SOLİNGEN’DEN NSU’YA İSTİHBARAT ELEMANLARI

Basın ve güvenlik birimleri katliamın kendini bilmez bir kaç Neonazi genç tarafından işlendiğini propaganda etse de, gerçek hiç de öyle değil. Zira saldırıya katılan Neonazilerin üçü Berd Schmitt’in sahibi olduğu ve dövüş sporlarının öğretildiği “Deutschen Hochleistungskampfkunstverbandes“ (DHKKV) adlı derneğe gidip geliyordu. 1992’de yasaklanan Milliyetçi Cephe’nin başkanı Meinolf Schönborn’ın inisiyatifiyle kurulan bu derneğin amacı, “Milliyetçi Saldırı Komandosu” yetiştirmekti. Bu dernekteki dövüş sporları derslerine katılanların bir çoğunun ırkçı çevrelerden olduğunu bilmeyen yoktu. Derneğin yöneticisi Schmitt, aynı zamanda Eyalet Anayasayı Korumu Teşkilatı hesabına çalışıyordu. Yani, Anayasayı Koruma Örgütü’nün ajanı Solingen’de ırkçılara dövüş sporları öğretiyordu. Bu durum defalarca gündeme getirilmesine rağmen dava sırasında ne ajanların ne de ırkçı örgütlerin rolü soruşturulmadı. Sonuçta Genç Ailesi’nin evi “kendini bilmez dört ırkçı” tarafından yakıldığı savıyla kaldı.

Oysa Solingen Katliamı sırasında istihbarat örgütünün rolü yeterli kadar aydınlatılabilmiş olsaydı, hem NPD’nin yasak başvurusu Federal Anayasa Mahkemesi’nde geri dönmeyecek hem de ırkçı terör örgütü NSU 2000-2007 yılları arasında elini kolunu sallayarak bu ülkede 10 kişiyi katledemeyecekti. Bu nedenle Solingen Katliamı’nın 20. yılında çıkarılabilecek en önemli sonuç, istihbarat örgütleriyle ırkçı örgütler arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılıp sorgulanması olmalı. Birkaç ırkçının değil ırkçılığın mahkum edilebilmesi ve yeni Solingenlerin önlenebilmesinin yolu da buradan geçiyor. (YH)

 

25 Mayıs’ta Solingen’de eylem yapılacak

Solingen Katliamı’nın 20. yılında kentte büyük bir antifaşist gösteri düzenlenecek. Çok sayıda yerli ve göçmen antifaşist örgüt ve kuruluş tarafından çağrısı yapılan eylem 25 Mayıs Cumartesi günü saat 13.00’da Südpark’ta yapılacak. Özellikle otonomcu antifaşistlerin ülke genelinde çağrı yaptığı eyleme binlerce kişinin katılması bekleniyor. Eylemi çok sayıda Türkiyeli göçmen örgütü de destekliyor.

Eylem dolayısıyla yapılan açıklamada, yeni ırkçı saldırıların olmaması için herkesin eyleme katılması çağrısı yapıldı.

 

29 MAYIS’TA ANMA

Katliamın yapıldığı 29 Mayıs’da da hem Solingen Belediyesi hem de antifaşist örgütler tarafından anma etkinlikleri yapılacak. Saat 19.00’da Belediye Binası önünde başlayacak anma daha sonra Genç Ailesi’nin kundaklanan evinin olduğu yere doğru bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Evin bulunduğu alanda hayatını kaybedenlerin anısına dikilen 5 ağaç bulunuyor. (YH)

 

 

Solingen’den  Keupstrasse’ye…

Solingen Katliamı’nın 20. yılı dolayısıyla, 9 Haziran 2004’te bombalanan Keup Caddesi’nde de bir etkinlik düzenlenecek. DİDF Köln, VVN, Sol Parti ve ‘Heimat für Alle’ derneği tarafından “Irkçılığa gerçek cevabı, yerli ve yabancı halkların ortak mücadelesi verecektir” çağrısıyla yapılacak etkinlikte ırkçılığa karşı mücadele mesajları verilecek. Solingen Katliamı’nın 20. yılı vesilesiyle yerli ve göçmenlerin ırkçılığa karşı ortak mesaj vermek üzere düzenlediği etkinlik, 29 Mayıs Çarşamba günü saat 17.00’de başlıyor. Yapılacak mitingte Mikrofon Mafia, Ulaş Genç ve Grubu ( Anadolu Rock) ile “Esch Kabarett” oyuncuları da sahne alacak.

 

DİDF’ten Solingen etkinlikleri

1 Haziran’da Essen’de gerçekleştireceği merkezi gecede Solingen ve Sivas katliamlarını lanetleyecek olan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF), aynı zamanda birçok kentte de çeşitli toplantı ve etkinlikler yapacak.

Hamburg DİDF tarafından 25 Mayıs’ta Altona’da yapılacak semt şenliğinde de ırkçılığa karşı mücadeleyi öne çıkacak. Programa konuşmacı olarak DİDF Genel Başkanı Özlem Alev Demirel, Sanatçı Rolf Becker ve DGB Hamburg Başkanı Uwe Grund katılacak. Kültürel programda ise Şevval Sam, Şener Yıldız ve Grup Sterk, Grup Peperoni ve Ali Temiz yer alacak. Etkinlik Kemal Altun Platz’da gerçekleştirilecek.

26 Mayıs Pazar günü ise Bremen’de DİDF ve AABF tarafından Solingen ve Sivas katliamlarının 20. yılı dolayısıyla ortak bir etkinlik yapılıyor. Bremen Alevi Kültür Merkezi’nde yapılacak etkinliği Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin ve Evrensel Gazetesi’nden Yücel Özdemir konuşmacı olarak katılacak. Etkinlik saat 14.00’te başlıyor.

Ulm’da ise DİDF’e bağlı Dostluk ve Dayanışma Derneği tarafından 29 Mayıs Çarşamba günü Hirschstr.’de bir etkinlik düzenlenecek. Etkinliğe konuşmacı olarak DİDF temsilcisi Sevgi Aslanboğa, DGB Bölge Başkanı Petra Wassermann, Yeşiller Eyalet Parlamento Milletvekili Jürgen Filius, VVN-BdA temsilcisi Andrea Schiele, Belediye Meclis Üyesi Dr. Haydar Süslü ve VH temsilcisi Lothar Heusohn katılacak.

Stuttgart’ta da 29 Mayıs günü DİDF, VVN-BdA, DGB ve Ver.di tarafından saat 16.00’da Schlossplatz’da bir uyarı nöbeti yapılacak. Mitinge konuşmacı olarak  DGB Kuzey Württemberg Başkanı Bernhard Löffler, Janka Kluge (VVN-BdA), Ali Murat Gül (DIDF Stuttgart) ve Ver.di temsilcileri katılacak.

7 Haziran’da ise Stuttgart DGB binasında “Irkçılığa Hayır-Hep Birlikte Güçlüğüyüz” başlığı altında bir resim sergisi açılacak.

 

 

Close