Written by 12:41 uncategorized

Uyum kursları değil, sağ popülizm kısıtlansın

Uyum konusunda sürekli göçmenleri suçlayan hükümet partileri, bir yandan uyum kurslarını öne sürüp bu konuda göçmenleri suçlarken, diğer yandan da bu kurslara ayrılan bütçeyi sürekli azaltıyorlar. Nürnberg’de bulunan Federal Göç ve Sığınma Dairesi tarafından verilen bilgiye göre, uyum kursları Almanya’da yaşayan ve Almancası yeterli olmayan bütün göçmenleri kapsayacak durumda değil.
Kurumdan yapılan açıklamaya göre bu yıl için uyum kursları için toplam 233 milyon Euro ayrıldı. Ancak bu miktar Almanya’da yaşayan ve yeterli derecede Almanca bilmeyenlerin kurslara gitmesi için yeterli değil.
1 Ocak 2005’te yürürlüğe giren Göç Yasası’na göre Almanya’ya yeni gelen ve ülkede yaşayan göçmenlerin Almancaları yetersiz olduğu takdirde kurslara gitmesi öngörülüyor.
“Deutsch als Sprache” adlı inisiyatif tarafından basına yapılan açıklamada da, 2005’ten önce Almanya’ya gelen yabancıların uyum kurslarına katılmasına genellikle yetkili daireler tarafından onay verilmediği ifade edildi.
Kurum tarafından verilen bilgiye göre halen 20 bin göçmen Almanca öğrenmek için sırada bekliyor. Ancak bütçe yetersizliği nedeniyle kurslar başlatılamıyor.

DAĞDELEN: İKİ YÜZLÜ BİR POLİTİKA
Federal Hükümetin uyum kurslarına ayırdığı kaynakların kısıtlamasını eleştiren Sol Parti Federal Meclis Grubu Göç ve Uyum Politikası Sözcüsü Sevim Dağdelen, bu politikanın sorumlularının göçmenleri uyumu reddetmekle suçlamaya haklarının olmadığını söyledi. “Bu kısıtlamalar, hükümetin uyum konusunu ne kadar ciddi ele aldığını gösteriyor. CDU/CSU, FDP ve SPD’li politikacılar göçmenleri uyum konusunda ayak diremekle suçlayarak, gerçekdışı bu sağ popülist iddialarıyla toplumu yanıltmaya çalışıyorlar” diyen Dağdelen, entegrasyon kurslarının finansmanı konusunda sunduğu bir soru önergesine hükümetin verdiği yanıtın bu gerçeği gözler önüne serdiğini ifade etti.
Dağdelen yaptığı açıklamada, “Hükümet, uyum kurslarına katılma zorunluluğu olmasına rağmen kaç göçmenin bu kurslara katılmadığı konusunda bir rakam veremiyor. Buna rağmen, bu yükümlülüğün gereklerini yerine getirmeyenlere yaptırım uygulanması gerektiği fikrini yaymaktan geri durmuyor. Bir de, hükümetin uzun süredir burada yaşayan göçmenlerin bu kurslara katılma olanaklarını kısıtladığı gözönünde bulundurulursa, izlenen politikaların ne denli ikiyüzlü olduğu görülüyor. Hükümet bundan sonra da, ayrılan kaynakları kurslara katılmak isteyenlerin sayısına uyarlamayacak; tersine kurslardan yararlanabileceklerin sayısını ayrılan maddi kaynaklara göre kısıtlayacak.
Bir yandan göçmenlerin yıllarca uyum kursu gibi olanaklardan yararlanmasını engelleyip, diğer yandan da Gabriel, Böhmer ve de Maiziere gibi mesnetsiz suçlamalarda bulunup ardından “uyum istemeyenler gerekirse sınırdışı edilir” gibi tehditler savurursanız, Sarrazin’in yolundan yürüyorsunuz demektir.
Bugün sözkonusu olan, göçmenlerin isteksizliği değil, tersine onlara yeterli olanaklar sunulmamasıdır” dedi. (YH)

Close