Written by 17:14 HABERLER

Yahudi sendikacılardan Filistin çağrısı

Almanya’da yaşayan bir grup Yahudi sendikacı, yaptıkları ortak açıklamayla Alman sendikalarının İsrail’e şartsız kayıtsız destek vermesini eleştirdi. Filistin halkının yaşadığı acılara ve felaketlere de dikkat çeken sendikacılar “Hem İsrailliler hem de tüm Filistinliler için onur ve güvenlik hakkının tanınması” çağrısında bulundu.

Sendikacıların açıklaması şöyle:

„Bizler Almanya’daki onurlu Yahudi sendikacılar ve işçi hakları aktivistleriyiz. Birçoğumuz Holokost’tan kurtulanların torunlarıyız ve burada, Almanya’da, işçi hareketinin aktif üyeleri olarak yaşamayı tercih ettik. Milliyetleri, etnik kökenleri ya da dinleri ne olursa olsun tüm işçilerin hakları ve onurları için mücadele ediyoruz.

Sendikamız ver.di’nin 9 Ekim’de Instagram hesabından yaptığı açıklama bizi derinden hayal kırıklığına uğrattı çünkü Gazze’ye yönelik artan bombardımana değinmeden İsrail’e tek taraflı destek verdi. O tarihten bu yana Alman Sendikalar Birliği DGB, hem Gazze’deki savaş hem de Almanya genelinde Filistinlilerle dayanışma amacıyla düzenlenen protestoların bastırılması konusunda sessiz kalırken, İsrail ile dayanışma mitingini de destekledi.

Bizim dayanışma ve enternasyonalizm politikamız koşullara bağlı değildir. Bu nedenle Alman sendikalarını son dört haftada yaşanan şiddet olaylarından etkilenen herkesle dayanışma göstermeye çağırıyoruz. Sendikaları, küresel sendikal hareketin ve insan hakları örgütlerinin akan kanın durdurulması için yaptığı çağrılara katılmaya çağırıyoruz. Filistinlilerle dayanışma gösterilerinin Alman makamları tarafından bastırılması ışığında, sendikaları Almanya’da temel hak olan ifade ve toplanma özgürlüğüne sahip çıkmaya da çağırıyoruz.

Hamas tarafından 7 Ekim’de gerçekleştirilen vahşi saldırıyı kayıtsız şartsız kınıyor ve İsrail’de 1200 kişinin öldürülmesinin yasını tutuyoruz. Ayrıca İsrail’den rehinelerin kaçırılmasından da üzüntü duyuyoruz. İsrail ordusunun tepkisi ve Gazze’de mahsur kalan sivil halka yönelik acımasız bombardımanı karşısında da öfke duyuyoruz. Kuşatmanın sonuçları sarsıcıdır: 10 bin Filistinli İsrail ordusu tarafından öldürüldü, sayısız Filistinli yaralandı, hastanelerde malzeme ve yakıt tükeniyor. Ölü sayısı her geçen saat artıyor. Hepimizin İsrail ve Filistin’de ailesi ve arkadaşları var ve buradan tanık olduğumuz korkunç olaylar karşısında onların güvenliği için endişeleniyoruz. Hızla tırmanan bu durumun bir sonraki adımının ne olacağından her gün endişeleniyoruz.

İsrail ordusu Filistinli sivillerin Gazze Şeridi’ni terk etmesini engelliyor. Aynı zamanda dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden Gazze’ye gıda, insani yardım ve gazetecilerin girişini de engelliyor. Siviller bölgeyi terk edemezken, evler, okullar ve hastaneler bombalanmaya devam ediyor. Tüm bu eylemler ciddi savaş suçları olarak sınıflandırılmak zorundadır ve hiçbir koşul altında kabul edilemez.“

„BÖLGEDEKİ İŞÇİ HAKLARINI DA GERİYE GÖTÜRÜYOR“

„İsrail ve Filistin’deki mevcut siyasi durum, İsrail tarihindeki en sağcı hükümet tarafından daha da kötüleştirilmektedir. Hükümet, diplomatik çözümler aramak ve insan haklarına saygı göstermek yerine kalıcı bir işgal politikası izlemekte ve Filistinlileri şiddet kullanarak sınır dışı etmeye devam etmektedir. Aşırı sağcılığın hiçbir yerde yeri olmamalıdır; İsraillilere ve Filistinlilere kalıcı güvenlik getirmeyeceği gibi, her iki tarafta da daha fazla şiddetin tohumlarını ekmeye hizmet etmektedir.

Sendikacılar olarak, duruma bölgesel emek sistemi açısından da bakmalıyız: İsrail hükümetinin sert tepkisi, hem İsrailli hem de Filistinli işçilerin hakları ve güvenliği için verilen mücadeleyi geriye götürmektedir. Filistinli işçilerin yasallaştırılmış sömürüsünü anlamadan bölgedeki emek durumunu anlamak mümkün değildir. Çalışma izni düzenlemelerinin militarize edilmiş sistemi sadece Filistinlilere zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda İsrailli işçilerin pazarlık pozisyonunu da zayıflatıyor. Sendikamızın Gazze’de sivillere yönelik acımasız saldırılar karşısında sessiz kalırken İsrail hükümetine destek açıklaması yapma kararı derin bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Ayrıca, böyle bir açıklama birçok sendika üyesinin inançlarıyla uyumlu olmadığı için son derece uygunsuzdur.“

„PROTESTOLARA YÖNELİK BASKI FAŞİST EĞİLİMLERİ GÜÇLENDİRİYOR“

„Ayrıca, Alman devletinin iç tepkisi de bizleri endişelendirmektedir: Geçtiğimiz haftalarda Alman makamları ifade özgürlüğünü ve protestoları bastırmış, İsrailliler ve Yahudiler de dahil olmak üzere her kesimden insanı Gazze’deki sivil halkın bombalanmasına karşı çıktıkları için tutuklamıştır. Bu tutuklamalar, genelleştirilmiş bir nefrete teşvik suçlamasına dayanılarak yapılmaktadır. DGB’nin kendisi de bu suçlamaları tekrarlamıştır. Toplantı ve gösterilere yönelik acımasız kısıtlamalar şu anda faşist eğilimleri körüklüyor. Temel hakları kısıtlıyor ve AfD’nin Almanya’daki sosyal azınlıklara ve toplumlarımıza karşı yabancı düşmanı ve ırkçı söylemini destekliyor.

Almanya’daki Yahudi sendika üyeleri olarak tarihimizi biliyoruz: Faşizmin ve milliyetçiliğin iğrenç sonuçlarının hepimiz farkındayız. Yahudilerin ve sendikacıların Nazi rejimi tarafından ilk hedef alınanlar arasında olduğunu da hatırlıyoruz. Ayrıca antisemitizmin ne yazık ki Almanya’da derin kökleri olduğunu ve ‚ithal antisemitizm‘ olarak basitçe göçmenlerin üzerine atılabilecek bir olgu olmadığını da biliyoruz. Ekim 2023’te Hessen ve Bavyera’da yapılan eyalet seçimleri, antisemitizmin ve genel olarak Almanya’daki azınlıklara yönelik nefretin sadece geçmişe ait bir tehdit olmadığını göstermektedir. Aksine, tüm azınlıkların güvenliğine yönelik mevcut ve büyüyen bir tehdittir.“

„SAĞCI SÖYLEMLERİN SENDİKALARA SIZMASINA İZİN VEREMEYİZ“

„Bu tarihsel arka planı bilen Yahudiler ve sendikacılar olarak, sağcı söylemlerin sendikal hareketin içine sızmasını kabul edemeyiz. Giderek çeşitlenen Alman nüfusunun tüm kesimleri antisemitizmle suçlanırken, şiddet içeren ve insanlıktan çıkarıcı bir dille karalanırken de boş duramayız. Sendikamızın görüşlerimizi yanlış yansıtmasına izin vermeyi reddediyoruz, özellikle de bu tür yanlış yönlendirilmiş açıklamaların kendi Yahudi topluluklarımızla dayanışma içinde yapıldığı iddia edildiğinde. Ver.di ve DGB tarafından yapılan açıklamalar üyelerin çoğu adına yapılmış değil ve kesinlikle de bizim adımıza konuşmuyorlar. Ayrıca, ister Almanya’da ister İsrail’de olsun, Yahudiler olarak bizi daha güvende kılacak hiçbir şey yapmıyorlar.

UNI Küresel Sendika, ITUC ve dünyanın dört bir yanındaki diğer sendikal örgütlerin açıklamaları doğrultusunda sendikamızı, bölgede son dönemde tırmanan şiddetten zarar gören hem İsrailliler hem de Filistinlilerle dayanışma gösteren bir açıklama yayımlamaya çağırıyoruz. Terörün Yahudi kurbanlarıyla dayanışma içinde olmamız, Filistinlilerle dayanışmamızı ve onların insan haklarını korumak için çalışma görevimizi ortadan kaldırmaz.

Böyle bir deklarasyon özellikle aşağıdaki talepleri içermelidir:

Derhal ateşkes,

  • Tüm İsrailli rehinelerin güvenli bir şekilde geri dönmesi,
  • İnsani yardıma ve suya erişimi engelleyen kuşatmaya son verilmesi,
  • Gazze Şeridi’ne yakıt ve elektrik sağlanması,
  • Hem İsrailliler hem de tüm Filistinliler için onur ve güvenlik hakkının tanınması.

Ayrıca sendikanın, emek hareketinin temel ilkeleri olarak ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğünün önemini vurgulamasını talep ediyoruz. Emek aktivistleri olarak bu hakların erozyona uğramasını kabul edemeyeceğimiz gibi, yetkililer temel haklarımızı kısıtlarken ve sivil toplum için kamusal alanı daraltırken boş duramayız. Dayanışmamız en çok, gerçekleştirmenin en zor olduğu zamanlarda önemlidir. Bu belgeyi, Almanya’daki sendikal hareket içinde bu karmaşık ve feci durumla ilgili iç tartışmayı teşvik etmek için imzalıyoruz.“

İMZACILAR

Açıklamayı imzalayanlar şöyle:

  • Yonatan Miller, IG Metall üyesi, GBR Başkanı ShareNow, Global Labour University
  • Gabriela Maryse Siegel, Ulusötesi Örgütlenme Okulu – Avrupa Alternatifleri, Global Labour University
  • Gabriel Berlovitz, Ver.di üyesi, Hans Böckler Vakfı Doktora öğrencisi, Global Labour University Veronika Livnat BR Başkanı SumUp
  • Deborah Birnbaum, Ver.di üyesi, BR Başkan Yardımcısı HelloFresh
  • Oren Berkowitz, Ver.di üyesi, Personel Temsilciliği Başkanı SoundCloud
  • Jordan Coll, Ver.di üyesi, Personel Temsilciliği üyesi SoundCloud
  • Liav Keren, IG Metall üyesi, Teknoloji İşçileri Koalisyonu üyesi
  • Max Floh Elias, Ver.di üyesi
  • Nadine Isabel Levin, Ver.di üyesi, Teknoloji Çalışanları Koalisyonu
  • Charlie Ebert, GEW üyesi

(DIŞ HABERLER)

Çeviren: Semra Çelik

 

Close