Written by 14:21 Allgemein

Yeni yılda bir adım daha ileri!

Erdoğan Kaya

2011’e, kriz ve kriz önlemleri, damgasını vurdu. Bütün veriler, 2012’nin de krizle mücadele yılı olacağını gösteriyor. Başbakan Merkel ve Cumhurbaşkanı Wulff’un yeni yıl ve Noel bayramı dolayısıyla yaptıkları açıklamalar, bu gerçeğin altını çizer nitelikteydi.

Başta borçlu ülkeler olmak üzere, Almanya gibi, kalkınma hızı düşen ülkelerin, kriz önlemleri ve bu önlemlerin yol açtığı ve açacağı politikalar, işçi ve emekçileri de yakından ilgilendiriyor. Bu yüzden, AB ülkelerinde yaşanan kriz ve krizin nasıl atlatılacağı, 2011’de gerçekleşen iki büyük sendikanın (ver.di ve IG Metall) kongresinin de ana gündemi oldu.

İŞÇİ HAREKETİ GÜÇLENİYOR

Kriz önlemleri adı altında gündeme getirilen reçeteler oldukça ağır. Bu reçeteleri hazırlayanlar ise başta Almanya olmak üzere AB’nin ekonomik olarak güçlü ülkeleri. Özelleştirme, kamu giderlerinin düşürülmesi, ücretlerin düşürülmesi, emeklilik yaşının yükseltilmesi, sağlık, eğitim, kültürel ve sosyal alanda yapılan kısıtlamalar, çalışma ve iş yasalarının esnekleştirilmesi ve daha birçok alanda gündeme getirilen saldırılar karşısında, özellikle krizin ağır yaşandığı ülkelerde, 2011’de yaygın direnişler yaşandı. İşçiler ayağa kalktı. İspanya, İtalya, Yunanistan, İrlanda, Portekiz, Doğu Avrupa ülkelerinde ciddi grevler ve genel grevler gündeme geldi. Saldırıların kapsamı düşünüldüğünde, 2012’nin de geniş işçi eylemlerine sahne olacağını söylemek, abartı olmayacaktır.

BİRLİKTE HAREKETİN KOŞULLARI GELİŞİYOR

Sadece AB ülkelerinde değil, Arap ülkeleri başta olmak üzere, ABD, İsrail ve daha birçok ülkede geniş halk hareketleri ortaya çıktı. Yarım asra varan diktatörlükler yıkıldı. İsrail’de halk mücadeleden kazanımlarla çıktı. Tüm bu veriler biraraya getirildiğinde 2011 ciddi işçi, emekçi ve halk hareketlerine sahne oldu.

2012, Almanya’da toplu sözleşme yılı olacak. Milyonlarca işçi ücretlerin artması, yaşam ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele edecek. Almanya’da işçi sınıfının önünde; asgari ücretin yasallaşması, düşük ve güvencesiz işlerin azaltılması, haftalık çalışma sürelerinin kısaltılması gibi çözümü bekleyen başka sorunlar da var. Hem ücretlerin artırılması hem de diğer talepler için verilecek mücadelenin güçlü geçmesi, geniş kesimlerin mücadeleye katılması, Almanya’da işçilerin, diğer AB ülkeleri ve dünyanın diğer başka ülkelerinde süren mücadeleye ilgilerini de artıracaktır. Bu ilgi iyi değerlendirildiğinde ortak hareketin koşulları daha da geliştirilmiş olacaktır.

Bunun için duyarlı işçinin, işçi ve sendika temsilcisinin ve sendikacının göstereceği tutum, belirleyici olacaktır. 2012’nin bu duyarlılığın arttığı bir yıl olması dileğiyle, hepimize kolay gelsin diyorum.

Ver.di – Sendika Konseyi Üyesi

Close