Written by 17:00 TOPLUM

Yoksulluk sadece gelir eksikliği değil

Kapitalizmin yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yaptığı açık. Bunun sistemin sonunu getirecek halk hareketlerine yol açacağı da… Tanınmış -kapitalist- araştırma enstitüleri yoksulluğu yeniden tanımlamanın gerektiğini belirterek buna uygun tedbirler almanın gerektiği uyarısında bulunuyorlar. Yoksulluk sadece para eksikliğinden ibaret değildir. Yeni bir araştırma şunu gösteriyor: Yaşam kalitesini birçok faktör belirler. Peki sonuç bu yoksulluğun azaltılması için ne anlama geliyor?

Yoksulluk sadece düşük gelirden ibaret değildir. Bu en azından yakın zamanda Nature Communications dergisinde yayınlanan Uluslararası Uygulamalı Sistemler Analizi Enstitüsü’nün (IIASA) yeni bir araştırmasının sonucu. Araştırmacılar yoksulluğu ölçmek için geleneksel gelir tabanlı yöntemlerin ötesine geçen yeni bir yaklaşım geliştirdiler.

GELİR TABANLI ÖLÇÜM YETERSİZ KALIYOR

“İnsana Yakışır Yaşam Standartları” (DLS) olarak adlandırılan yaklaşım, barınma, beslenme ve sanitasyon (hijyen) gibi fiziksel ihtiyaçların yanı sıra eğitim, ulaşım ve iletişim gibi sosyal yönler de dahil olmak üzere on ayrı refah boyutunu ele alır. Bunun ardındaki fikir şu: Tüm bu ihtiyaçlar insana yakışır bir yaşam için elzemdir. Bunlardan biri bile karşılanmazsa, kişi yoksulluk içinde yaşar. IIASA’dan araştırmanın sorumlusu Roman Hoffmann, “Tek başına gelir yeterli değil” diye açıklıyor. Şöyle devam ediyor: Konu insanların temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadıklarıyla ilgili. Temel hizmetlere, kaynaklara ve altyapıya kimin erişebildiğine baktığımızda, derin ve kalıcı eşitsizlikler ortaya çıkıyor.

HANELERİN YÜZDE 94,9’U YOKSULLUK İÇİNDE

Araştırmacılar çalışmaları için 75 düşük ve orta gelirli ülkedeki hanelerden gelen verileri analiz ettiler. Endişe verici sonuç: İncelenen hanelerin %94,9’u on temel yaşam standardından en az birini karşılayamıyor. Neredeyse üçte ikisi standartların en az üçte birini bile karşılayamıyor. Bu rakamlar, geleneksel yöntemlerle belirlenen yoksulluk oranlarından önemli ölçüde daha yüksek. Yine de, genel yaşam standartları son otuz yılda iyileşti. Ancak, ülkeler arasında ve içinde, özellikle kentsel ve kırsal alanlar arasında eşitsizlikler devam ediyor. IIASA araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Caroline Zimm, “Genellikle kalkınmanın otomatik olarak herkese ulaştığını varsayıyoruz, ancak verilerimiz bunun gerçeklikten çok uzak olduğunu gösteriyor” diyor.

BESLENME BARINMA SAĞLIK

Beslenme, Barınma, Sağlık: En büyük boşluklar burada. Araştırmacılar en büyük eksikliklerin modern yiyecek hazırlama yöntemlerinde (%72,2), sağlık hizmetlerine erişimde (%68,0), yeterli barınmada (%54,8) ve sanitasyonda (%47,9) olduğunu görüyorlar. Yetersiz beslenme de bir sorun olmaya devam ediyor: İncelenen hanelerin %21,3’ünde en az bir kişi beslenme yetersizliği çekiyordu. IIASA’dan ortak yazar Omkar Patange, “Yoksulluk tek bir şey değil. İnsanların aynı anda karşılaştığı bir kısıtlamalar ağıdır” diyor. “Yiyecekleri buzdolabında saklayamıyorsanız, bir kliniğe gidemiyorsanız veya okul ücretlerini karşılayamıyorsanız, hayat bir dizi günlük uzlaşmayla belirlenir.”

SİSTEME DAYALI EŞİTSİZLİKLER VE HEDEFLİ EYLEM

Bölgesel farklılıklara ek olarak, eğitim, meslek ve hane büyüklüğü gibi sosyoekonomik faktörler de önemli bir rol oynuyor. Yazarlar bunları politik olarak ele alınması gereken sistemik eşitsizliklerin belirtileri olarak görüyor. Tamamen gelir temelli yaklaşımlardan çok boyutlu yoksulluk azaltma stratejilerine geçiş çağrısında bulunuyorlar. Bu, insanların sağlıklı, güvenli ve bağlantılı bir yaşam için ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlere erişimini iyileştirmeyi gerektirir – bunu çevreye zarar vermeden yapmak zorunludur. Önceki çalışmalar bunun yalnızca günümüzün küresel kaynak tüketiminin bir kısmını gerektireceğini öne sürüyor. Bu nedenle yoksullukla, sürdürülebilirliği tehlikeye atmadan mücadele edilebilir. “İnsanca bir yaşam hakkı nerede doğduğunuza bağlı olmamalı, ancak cesurca bir eylemde bulunmazsanız, en az kaynağa sahip olanları daha da geride bırakma riskimiz var,” diye uyarıyor Hoffmann. Özellikle en dezavantajlı olanları destekleyen koordineli, iyi finanse edilmiş önlemlere ihtiyaç var. Yoksullukla tüm yönleriyle etkili bir şekilde mücadele etmenin tek yolu budur.

 

Close