Written by 17:00 DÜNYA

10 maddede Ukrayna savaşının üç yılı

24 Şubat 2022’de Rus ordusunun saldırısıyla başlayan Ukrayna savaşı üçüncü yılını dolduruyor. Bu üç yılda her iki taraftan ölen asker ve sivil sayısının 500 bini aştığı tahmin ediliyor. Ukrayna’yı Rusya’ya karşı bir ön cephe ülkesi olarak kullanmak isteyen ABD, NATO ve AB’nin bütün Ukrayna’yı kazanma stratejisi üç yılda hayat bulmadı. Rusya’nın her fırsatta Ukrayna’nın NATO üyeliğine koyduğu “kırmızı çizgi” bundan sonra da belirleyici olmaya devam edecek. Savaşla birlikte Ukrayna’nın yaklaşık üçte birini işgal eden Rusya’nın bu toprakların ne kadarından nasıl feragat edeceği ise belirsiz.

Üç yıl önce Ukrayna ve lideri Volodimir Zelensiy’nin sırtını her fırsatta sıvazlayan, bağlandığı ya da katıldığı her toplantıda kahraman gibi karşılayan ABD, Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasından sonra tutum değiştirerek, Rusya ile doğrudan müzakere sürecini başlattı. Savaşın üçüncü yılının bittiği, dördüncü yılına girdiği şu günlerde Washinton’dan Ukrayna ve Zelenskiy karşıtı hava esiyor. Trump’ın geçen hafta Zelenskiy için kullandığı “Seçilmemiş diktatör” tanımlaması, dün de Başkan Yardımcısı JD Vance tarafından sürdürüldü. ABD’nin Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin üçüncü yıldönümü arifesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na getirmeyi planladığı taslakta Rusya’yı açıkça saldırgan olarak nitelendirmemesi dikkat çekiyor. Üstelik bu AB ve Ukrayna tarafından hazırlanan bir karar taslağına karşı bir öneri olarak görülüyor. Washinton’un taslağında Rus askerlerinin Ukrayna topraklarından çekilmesi de yer almıyor.

ABD’nin bu çıkışları, Suudi Arabistan’da Rusya ile sürdürülen görüşmeler kapsamında sağlanacak bir uzlaşmanın Ukrayna’ya dikte ettirilmesini amaçladığı anlaşılıyor. Aynı dönemde ABD yönetiminin Ukrayna’nın yer altı kaynaklarına, limanlarına el koymak için ayrı bir anlaşmayı daha Kiev yönetimine dayattığı ortaya çıkmıştı.

Üç yılın sonunda bütün bu olup bitenleri şu şekilde sıralamak mümkün:

  1. Ukrayna savaşının başlaması için Kiev yönetimine açık çek vererek cesaret veren ülke ABD idi. Başta Almanya ve Fransa olmak üzere bir çok ülkenin savaşı durdurmak için başlattıkları diplomatik görüşmeler, ABD’nin dayatmaları sonucunda başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Savaşı dayatan ABD, Avrupa ile Rusya arasında ekonomik ve siyasi ilişkilerin kesilmesiyle belirlediği hedeflerinden birinde başarıya ulaştı.

  2. Savaşla birlikte Avrupa’da başlayan ABD’den ayrı bir güç merkezi olma hesapları alt üst oldu ve AB ülkeleri yeniden ABD eksenine mecbur bırakıldı.

  3. Savaştan en fazla zarar gören ülkelerinden biri, ekonomik olarak ABD’nin rakipleri arasında yer alan Almanya oldu. Rusya’dan ucuz enerji seçeneğinden mahrum bırakıldı. Rus doğalgazını doğrudan Almanya’ya taşıyan Kuzey Akımı I ve II devre dışı bırakıldı. Almanya ihtiyaç duyduğu doğal gazın bir bölümünü ABD’den daha pahalıya satın almak zorunda kaldı. ABD’nin Avrupa’ya sattığı sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) yüzde 80’i Almanya’ya gönderiliyor.

  4. Savaşta Ukrayna’ya askeri ve mali olarak en fazla destek veren ülke ABD oldu.

  5. Ukrayna’ya son üç yılda toplamda yaklaşık 267 milyar euro yardım yapıldı. Bunun yaklaşık 130 milyar eurosu (yüzde 49) askeri, 118 milyar eurosu (yüzde 44) mali ve 19 milyar eurosu (yüzde 7) insani yardıma tahsis edildi. Avrupa toplam yardım bakımından ABD’yi geride bıraktı. Avrupa 70 milyar euro mali ve insani yardım, 62 milyar euro askeri yardım yaptı. ABD 64 milyar euroluk askeri, 50 milyar euroluk mali ve insani yardım yaptı. Ülke olarak en fazla yardımı yapan ABD olurken, ikinci olarak onu Almanya takip ediyor.

  6. ABD ve Avrupalı silah ve enerji tekelleri son üç yılda kâr rekorları kırarken, bu tekellerin borsadaki değeri de savaş nedeniyle katlanarak büyüdü.

  7. Rusya tehdidi ya da korkusunu kullanan Finlandiya ve İsveç, bu üç yıl içinde NATO’ya üye yapıldı. Böylece, NATO’nun Rusya sınırına dayanma planı Ukrayna üzerinde olmasa da, en uzun sınıra sahip Finlandiya üzerinden gerçekleşmiş oldu. Bu nedenle Ukrayna’nın NATO üyeliği bundan sonra ABD ve müttefikleri için çok belirleyici bir durum olmayabilir.

  8. Savaşın başında Avrupa’daki müttefiklerini muhatap görmeyen, onları sürecin dışında bırakarak Kiev yönetimiyle birlikte savaş planları hazırlayan ABD, savaşın sonunda da aynı yöneteme başvurmaya hazırlanıyor. Savaşı durduramadıkları için parçası olan Avrupalı emperyalist devletler şimdi müzakere sürecinin dışında tutulmanın sancısını yaşıyor. Bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Trump’ı ziyaret edecek. Ancak, Trump ve ekibinin bundan sonra mecbur kalmadıkça Avrupa’yı müzakerenin parçası yapmayacağı, Ukrayna’nın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini paylaşmaya yanaşmayacağı görülüyor. Bu nedenle Rusya ile varılacak bir anlaşma sadece Ukrayna’ya değil, aynı zamanda Avrupa’ya da dayatılacak. Ukrayna ve Avrupa’nın ABD desteği olmaksızın Rusya’yı karşısına alma olasılığı zayıf olduğu için, Trump’ın eli güçlü görünüyor.

  9. Savaşın asıl kaybedeni ise Ukrayna, Ukrayna halkı ve bölge halkları oldu. Yüzbinlerce Ukraynalı, emperyalistler arası savaşın kurbanı olurken, milyonlarcası yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Bölge halkları ise savaş ve silahlanma nedeniyle daha fazla yoksullaştı. Doğalgaz ve petrolü Rusya’dan alan ülkelerde enerji fiyatları kısa sürede iki katına çıkarıldı, fatura emekçilere kesildi. İnsan ve toprak kaybının yanı sıra, ABD yönetiminin yeraltı kaynaklarının ABD’li şirketlere devredilmesi şartı koşması, Ukrayna halkının geleceğinin de ipotek alınması anlamına geliyor.

  10. Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’nın emperyalist yayılma planları daha somutluk kazandı. Bu nedenle özellikle Rusya’ya sınırı olan Baltık ülkelerinden başlayarak diğer Avrupa ülkelerine kadar, savaş nedeniyle askeri harcamalar rekor düzeyde arttırıldı. NATO’nun yüzde 2 kriterini kısa sürede yerine getiren bu ülkeler batılı emperyalist ülkeler tarafından bundan sonra da Rusya korkusuyla silahlandırılmaya devam edilecek. (YH)

Close