Portekizli emekçilerin genel grev kararının ardından İspanya, Yunanistan ve İtalya’da da 14 Kasım için genel grev kararı çıkması bekleniyor. Genel grev gerçekleşirse Avrupa tarihinde bir ilk olacak ve bugüne kadar sessiz kalmayı yeğleyen DGB üzerinde baskı oluşturacak.
Portekiz’de emekçiler genel greve çıkacaklar. Ülkenin en büyük sendika konfederasyonu CGTP’nin Genel Sekreteri Arménio Carlos, 29 Eylül günü Lizbon’da yaptığı konuşmada genel grev kararını açıkladı.
Başkentin en büyük meydanında 200 bin emekçiye yönelik yapığı konuşmada, “Hükümetin yalanlarına ve işçilerin sınırsızca sömürülmelerine karşı en geniş birliğin sağlandığı bir eylem yapmalıyız, bu ülkenin şimdiye kadar görmediği büyüklükte bir genel grev yapmalıyız” diye konuşan Carlos, diğer sendikaları da genel greve destek vermeye çağırdı. 3 Ekim günü toplanan 147 üyelik CGTP GYK’sı, 14 Kasım günü genel grev yapma kararı aldı.
“HÜKÜMET KİMİN YANINDA OLDUĞUNA KARAR VERMELİ”
Bir milyondan fazla emekçinin katıldığı eylemden sonra Başbakan Pedro Passos Coelho, tasarruf paketinin bazı maddelerinin geri alındığını ilan etmek zorunda kalmıştı. Memurlara ödenen 14. aylık ve sosyal sigorta aidatlarının yükseltilmesi kararını geri alan Coelho, bu hamlesiyle ülke genelinde devam eden gösterilerin ve grevlerin önüne geçmeyi hedefliyordu.
Ama grevler ve gösteriler devam ettiği gibi emekçiler, “hükümetin artık kimin yanında olduğuna karar vermesini” istiyorlar. Lizbon’da “Coelho kendisine inanmamızı ve eylemlere son vermemizi istiyorsa, o zaman çok açık tutum almalı” diye konuşan Carlos, “Troyka’nın emrinde olmadığınızı gösterin, halkımız sizden bunu görmek istiyor” dedi. Eylemlerine devam edeceklerini söyleyen Carlos, “Hükümeti bilmeyiz ama biz halkımızın ve işçilerin fedakârlık sınırını aştığını ve artık Troyka’nın tasarruf paketlerini sineye çekmeyeceğini biliyoruz” dedi.
Fakat 78 milyar Euro hacmindeki kredi paketinin 8 milyarlık dilimini almak isteyen hükümetin, Troyka’nın ülkeye dayattığı tasarruf planlarını uygulamaktan başka çaresi yok. CGTP genel grev için yaptığı bütün çağrılarda, “Hükümet kimin yanında olduğuna karar vermeli. Bizim yanımızdaysa, Troyka’nın dayatmalarını geri çevirerek Portekiz için yeni bir plan hazırlamalı” diyor.
İSPANYA’DA 14 KASIM TARTIŞMASI
Görüldüğü kadarıyla 14 Kasım genel grevi Portekiz ile sınırlı kalmayacak. Aralarında ülkenin iki büyük sendikal çatı örgütünün (CCOO ve UGT) yanı sıra 150 örgütün daha yer aldığı “Sosyal Birlik”, 30 Eylül günü yaptığı toplantıda, “Hükümetin tutumu, protesto gösterilerinin yanı sıra yaygın grevler yapılmasını kaçınılmaz kılıyor. İşçi örgütleri yaygın grevler için çalışmalarına başlayacaklar” kararını almıştı.
CCOO (Büyük İşçi Komisyonu) Başkanı Ignacio Fernández Toxo, “Eğer hükümet kesintilerde ısrar ederse o zaman grevler kaçınılmaz hale gelecek. Bu durumda en azından güney Avrupalı kardeş sendikalarımızla ortak hareket etmekte fayda var” dedi.
Hükümete yakınlığı ile bilinen UGT Başkanı Cándido Méndez ise, tabanın da baskısıyla eylemlere katılacaklarını açıkladı. Daha önce “Sosyal Birlik” içine girmek istemeyen Méndez’in giderek kendi örgütü içinde yalnızlaştığı söyleniyor.
YUNANİSTAN VE İTALYA DA GENEL GREVE KATILABİLİR
İspanya’da 14 Kasım günü genel greve çıkılmasına kesin gözüyle bakılırken, böylece İberya Yarımadası’nda ilk kez ortak bir genel grev yapılacağına dikkat çekiliyor.
İspanyol El Pais gazetesinde yer alan bir haberde, 26 Eylül günü İspanya’da yapılan uluslararası sendikalar buluşmasında Yunanistan’ın sendikal çatı örgütü GSEE’nin İspanyol ve Portekizli sendikacılarla özel görüşme yaptığı ve 14 Kasım genel grevine katılma kararını ilettiği bildiriliyor. Bunun ne kadar gerçeği yansıttığının ise en geç Ekim ortasında ortaya çıkacağı da haberde yer alıyor ve şöyle ekleniyor: “Şu an bu grupta tek eksik olan İtalya sendikaları. Ama tahmin edilebileceği gibi eğer üç ülkenin sendikaları aynı gün genel greve çıkarlarsa İtalyan sendikaların bunlarda aşağı kalmayacaktır.”
DGB ÜZERİNDE BASKI ARTACAK
29 Eylül günü “Adil paylaşım–Zenginlerin vergi yükü artırılsın” başlığı altında 40 bin civarında emekçi Almanya’nın 40 şehirde eylemlere katılmıştı. Almanya’nın en büyük sendikası IG Metall eylemlere katılmayacağını açıklayarak Alman Sendikalar Birliği DGB’nin de eylemlere destek vermesinin önüne geçmişti.
DGB’nin yüzde 35’ine hakim olan IG Metal, yanına ülkenin üçüncü büyük sendikası olan IG BCE’yi de alarak çatı örgütünü hizaya getiriyor. Bu nedenle 29 Eylül eylemine sadece Almanya’nın ikinci büyük sendikası olan Birleşik Hizmet Sendikası (ver.di) ve Eğitim ve Bilim Sendikası GEW destek verdiler. DGB ise gençlik kolu DGB-Jugend’i eylemlere göndererek ‘ayıbını örtmeye’ çalıştı.
Ancak dört güney Avrupa ülkesinde aynı gün genel grev kararı çıkarsa bu, DGB’nin Almanya’daki pozisyonunu da bir hayli zorlayacak. Şimdiye kadar Avrupa genelinde ortak eylemlerden kaçan, sıkıştığında ise “isteyen hafta içinde isteyen hafta sonunda yapsın” diyerek sıyrılan DGB’nin hareket alanı girerek daralıyor. Nitekim bir süre öncesine kadar DGB’ye destek veren veya bu tutumuna göz yuman İngiliz ve Fransız sendikalarının da sabrı giderek taşıyor. Zira, lafa gelince uluslararası konferanslarda mangalda kül bırakmayan Alman sendikacılar iş icraata gelince ise ulusal sermayelerinin yanında yer alıyorlar.
14 Kasım günü kaç ülkenin genel greve katılacağından bağımsız olarak, bunun tartışılması bile, bugüne kadar sessiz kalmayı yeğleyen DGB üzerinde baskının artmasına neden olacak. Bu baskı sadece uluslararası değil özellikle ülke içinden de geleceğe benziyor.
SERDAR DERVENTLİ