Written by 08:18 ÇALIŞMA YAŞAMI

17 Eylül’de TTIP’e karşı alanlara

Almanya’da TTIP (Transatlantik Serbest Yatırım ve Ticaret Anlaşması) ve CETA’ya (AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması) karşı direniş artıyor. 10 Ekim 2015’te Berlin’de yapılan büyük eylemin ardından şimdi de 17 Eylül’de değişik şehirlerde eylemler yapılacak. TTIP ve CETA’ya karşı merkezi eylem platformunda yer alan DİDF de yayınladığı bir bildiri ile eylemlere katılım çağrısı yaptı.

DİDF’in çağrısında ’17 Eylül’de Berlin, Hamburg, Köln, Frankfurt, Stuttgart, München ve Leipzig’de TTIP ve CETA’ya karşı yapılacak yürüyüşlere katılalım‚ çağrısıyla başlayan bildirideAvrupa Birliği (AB), ABD ve Kanada ile yeni bir ticaret anlaşması imzalama girişimlerinin sonuna yaklaştı. Hazırlıkları uzun zamandır devam eden CETA (AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması) Ekim ayında yapılacak AB-Kanada Zirvesi’nde imzalanmak isteniyor. CETA’nın imzalanması, ABD ile AB arasında imzalanması planlanan Transatlantik Serbest Yatırım ve Ticaret Anlaşması’nın (TTIP) da yolunu açacaktır. CETA ve TTİP gündeme geldiğinden itibaren başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinde sendikaların, işçi ve demokratik kitle örgütlerinin yoğun tepkisine neden olmuştur.

10 Ekim 2015’de Berlin’de 250 bin kişi, 23 Nisan 2016’da Hannover’de 90 bin kişi TTIP ve CETA’nın geri çekilmesi için sokağa çıktı. Sadece Almanya’da değil, dünyanın dört bir yanında bu yasaların geri çekilmesi için işçiler emekçiler sokaklara çıkıyor, meydanları dolduruyor. Bütün tepkilere rağmen hükümetler, sermayenin kasalarını daha fazla para ile doldurabilmelerinin önünü açmak için bu yasalardan ısrar etmekte. Eğer bu yasalar yürürlüğe girerse dünyanın dört bir yanında işverenlerin en azami kar elde etmesi garantiye alınacakdeniyor.

TTIP VE CETA İLE

Ulusal hukuk askıya alınarak, tekellerin işçilerin kazanımlarından ortaya çıkan zararları, halkın ödediği vergilerden tahsil edileceği.

İşçi ve emekçilerin canı ve kanı pahasına kazanmış olduğu ulusal ve uluslararası hakların gasp edilmesinin yolu açılacağı.

Çalışma koşulları, işçi ücretleri azgın bir rekabet ortamının girdabına sokularak, asgari ücretin, toplu sözleşmelerin olanakları azaltılarak, çalışanların yaşam koşulları kötüleşeci.

Tekellerin dünyanın dört bir yanında yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tamamen talan etmesinin önü açılacağı.

Sermayenin azami kar elde edebilmesi için, doğamızı koruyan, insanlığın sağlıklı beslenmesi doğrultusunda ve sağlık hizmetlerinin etik kurallarına uygunluğu için insanlığın elde ettiği kazanımların yok edilmesinin önü açılacağı belirtilerek;

Sermayenin insanlığın geleceği ile oynamasına izin vermeyelim!‘ denen bildirinin sonunda;

Bu yasaların uygulanması doğal olarak, dünya genelinde işsizliği, yoksulluğu, savaşları, insanların ülkelerini terk etmesini hızlandıracaktır. Bugün milyonlarca insanın ülkesini terk etmesinin, işsiz, yoksul olmasının esas nedeni de bu yasaları gündeme getiren AB ülkeleri, ABD, Kanada gibi emperyalist ülkelerin ve tekellerinin politikalarıdır. Savaşların, yoksulluğun esas nedeni 67 kişinin mal varlığının 3,5 milyar insandan daha fazla olduğu bir sistem değil midir? Bu yasaların hayata geçmesi, daha fazla insanın yoksullaşmasından başka bir anlam ifade etmeyecektir. Ve dünyanın neresinde olursa olsun, etkilerini her emekçi-işçi, yoksul halklar hissedecektir.

Sermaye sömürü politikalarının üstünü kapatmak için, işçilerin-emekçilerin dini ve etnik kimlikleri üzerinden bölmeye çalışıyor. Bu çabalar son dönemlerde yeniden yoğunlaştı.

Bunun için 17 Eylül’de yapılacak yürüyüşlere tüm Türkiyelileri katılmaya çağırıyoruz. 17 Eylül aynı zamanda emekçilerin birliğini ve kardeşliğini güçlendirmenin olanağıdır.‘ çağrısı yapıldı.


TTIP ve CETA ya hayır demek için 17 Eylül’de alanlarda buluşalım!

Berlin: 12 Uhr Alexanderplatz (Karl-Marx-Allee)

Frankfurt: 12 Uhr Opernplatz

Hamburg: 12 Uhr Rathausmarkt

Köln: 12 Uhr Deutzer Werft

Leipzig: 12 Uhr Wilhelm-Leuschner-Platz

München: 12 Uhr Odeonsplatz

Stuttgart: 12 Uhr vor dem Hauptbahnhof

Close