Written by 07:38 KADIN

Çalışma yaşamında kadına yönelik şiddete hayır!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle bir açıklama yayınlayan Alman Sendikalar Birliği kadın komisyonu işyerinde kadına yönelik şiddete karşı A diyen B de demek zorundadır adlı bir kampanya başlatıldığını duyurdu.
Alman Sendikalar Birliğinden (DGB) kadına yönelik işyeri şiddetine karşı kampanya: A diyen B de demek zorundadır.
Alman Sendikalar Birliği DGB Kadın Komisyonu bu yıl bir kez daha 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dikkat çekiyor. 20-25 Kasım 2023 tarihleri arasındaki eylem haftası boyunca DGB, fotoğraf kampanyası ve sendika binaları önünde ila  kadın bayrağı açma kampanyası da dahil olmak üzere, ILO Sözleşmesinin her düzeyde hızlı bir şekilde uygulanması talebine dikkat çekecek.
Yapılan açıklamada 2019’da ILO üyesi ülkelerin, herkesin şiddet ve tacizden uzak bir çalışma ortamına sahip olma hakkına sahip olduğunu belirten C190 Sözleşmesi üzerinde anlaşmaya varılmasının bir dönüm noktası olduğu, uluslararası sendikal hareketin uzun yıllar boyunca bunun için ısrarla mücadele ettiği belirtiliyor.
“O zamandan bu yana DGB ve sendikalar, ulusal düzeyde uygulanması için kampanya yürütmektedir. Haziran 2023’te Çalışma Bakanı Heil, Çalışma Yaşamında Taciz ve Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına ilişkin 190 sayılı Sözleşmenin onay belgesini ILO Genel Sekreteri Houngbo’ya teslim etti. Böylece Almanya’daki onay süreci tamamlanmış oldu. Bu DGB ve üye sendikalar için büyük bir başarıdır.
Almanya’da Sözleşme, „Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Yasa“ ile uygulanacaktır. Ancak uygulamaya konulması gerekmektedir. A diyen B de demelidir: ayrımcılık, taciz ve şiddetten arınmış bir çalışma dünyası için somut önlemler almanın zamanı gelmiştir!
Sözleşmenin onaylanmasının ardından uygulamaya geçilmelidir. Bu nedenle DGB’nin bu yılki 25 Kasım kampanyası „A diyorsan, B de demelisin!“ sloganı altında 190 sayılı „İşyerinde Cinsel Taciz ve Şiddete Karşı“ ILO Sözleşmesinin Almanya’da uygulanmasına odaklanıyor.”

HÜKÜMETE TALEPLER LİSTESİ
DGB’nin federal hükümete yönelik yedi temel talebi var:
– ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesini hızla ulusal hukuka aktarmalı ve işçileri korumak için uygun tedbirleri almalıdır;

– İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na eklemeler yaparak ve işverenleri şiddet ve tacizden arındırılmış bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlü kılarak şiddet ve cinsel tacizi iş sağlığı ve güvenliğine daha güçlü bir şekilde entegre edilmelidir;
– İşyeri ve personel temsilcilikleri ve işverenleri sosyal ortaklar olarak şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlü kılarak, İş Anayasası Yasası ve Federal Personel Temsilciliği – Yasası’nda yer alan çalışan hakları güçlendirilmelidir;
– Genel Eşit Muamele Yasası’na (AGG) şiddet ve cinsel taciz tanımının eklenmesi ve özellikle şirket şikayet merkezi kurmayan işverenlere karşı yasaklama ve yaptırım standartlarının belirlenmesi gereklidir
– Kadın sığınma evlerini, kadın danışma merkezlerini ve diğer denenmiş ve test edilmiş destek olanaklarını (örneğin yardım hattı) talep doğrultusunda genişletilmesi, mali destek  ve daha iyi tanınmalarının sağlanması. Buna queer bireylere yönelik hizmetler de dahil edilmelidir;
– BMFSFJ Kadın Aile Gençlik bakanlığı aracılığıyla, farkındalığı artırmak ve toplumdaki şiddete karşı önleyici bir etki yaratmak amacıyla devlet daireleri, okullar ve hastaneler gibi kamu hizmeti kurumlarında cinsel taciz, şiddet ve cinsiyetçiliği ele alan bir kampanyalar düzenlenmelidir

– Hangi yapıların cinsel taciz ve şiddeti desteklediğini araştırmak ve bunu önlemek için ilgili eylem önerilerini türetmek için bir çalışma başlatılmalıdır.


BM: Dünya genelinde kadın cinayetleri en yüksek seviyede

Birleşmiş Milletler’e göre 2022 yılında dünya genelinde öldürülen kadın ve kız çocuklarının sayısı son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. BM’nin uyuşturucu ve suçtan sorumlu kuruluşları UNODC ve kadın örgütü UN Women’ın Çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre, tüm cinayetlerdeki düşüşe rağmen geçen yıl yaklaşık 89.000 kadın ve kız çocuğu öldürüldü. Avrupa’da bu sayı 2010 yılından bu yana ortalama yüzde 21 oranında düştü. Cinayetlerin yarısından fazlası, yaklaşık yüzde 55’i, aile üyeleri ya da partnerler tarafından işlendi.

Close